Aksa Tufanı Direnişi'nin tarihe altın harflerle yazılacak zaferini küçültmek ve Direniş Cephesi'ni bölmek için Siyonistlerin ortaya attığı, bölgede artık miadı dolmuş ancak ülkemizde hala kendisine müşteri bulabilen mezhepçi hezeyanlara, Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde'den tokat gibi ayıltıcı bir cevap geldi.
Lübnan'daki İslami Direniş Hizbullah'a, Yemen'deki İslami Direniş Ensarullah'a (Husiler), Irak'taki İslami Direniş Haşdi Şabi'ye Siyonizm'in işine gelecek şekilde kara çalanlara, iftira atanlara İzzeddin El-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde'den tarihe not düşülecek bir cevap geldi.
Ateşkesin başlamasından önce 23 Kasım 2023 akşamı görüntülü bir konuşma yapan Kassam Sözcüsü Ebu Ubeyde, " Gazze'nin feryadına koşan Yemenli kardeşlerimize (ENSARULLAH/HUSİLER), Kuzey cephesinde işgal güçlerini kuşatıp mevzilerini yok eden Lübnan'daki kardeşlerimize (HİZBULLAH) ve Irak'taki kardeşlerimize (HAŞDİ ŞABİ)" teşekkür etti, selam gönderdi.
Ebu Ubeyde konuşmasının ilgili bölümünde "Halkımıza ve direnişimize yardım etmek için sahada doğrudan düşmana karşı çeşitli cephelerde mücadele eden güçlere selam olsun. Özellikle Yemen'deki kardeşlerimize, insanlarımızın çığlıkları ve direnişimizin çağrıları tarafından harekete geçen, geleneksel Arap cesaretleriyle ayağa kalktılar, coğrafyanın sınırlarını aştılar ve Gazze'yi kararlılıkla ve azimle desteklediler. Aynı şekilde, Lübnan'daki kardeşlerimiz de faaliyetlerini artırarak işgalciyi kuzey cephesinde sıkıştırıyor, kalelerini sarsıyor. Irak'taki özgür kardeşlerimiz de aynı şekilde, her cephede ümmetin düşmanını vurmayı amaçlayarak çalışıyor ve çalışmaya devam edecekler" dedi.
EBU UBEYDE'NİN 23 KASIM TARİHLİ KONUŞMASININ TAM METNİ
"Bismillahirrahmanirrahim
Kendi yolundaki mücahitleri zafere ulaştırmayı ve saldırgan mücrimlere zilleti vadeden alemlerin rabbine hamdolsun. “Mü’minlere yardım etmek üzerimizde bir haktır.” (Rûm-47). Rabbin onların başlarına, kendilerine kıyamet gününe kadar en kötü şekilde azap edecek birilerini musallat edeceğini bildirmiştir. (Araf-167). Salat ve selam şehit mücahit peygamberimizin ve O’nun al ve ashabının ve O’nun cihadını sürdürenlerin üzerine olsun. Ey zulüm ve saldırı karşısında sebat gösteren halkımız! Ey yücelik timsali ve ey onurun kahramanlığın adresi halkımız! Ey çatışma hatlarındaki, cihat ve ribat meydanlarındaki şedit mücahitlerimiz! Ey ümmetimizin savaşçıları ve halkları! Ve ey dünyanın tüm özgürleri! Selamünaleyküm ve Rahmetullahi ve berakatuhu. Aksa Tufanı Savaşı’nın kırk sekizinci gününde Allah’ın inayeti ve yardımıyla mücahitlerimiz zalim düşmanın acımasız saldırılarına karşı bulundukları her yerden karşı koymaya devam ediyor. Kara harekatının başlamasından buyana Yüce Allah’ın yardımıyla 335 Siyonist askeri aracı imha ettik. Bunları anti-zırhlı silahlarla veya fedai eylemlerle doğrudan hedef aldık. Sadece son 72 saatte Litvam, Cebaliye, Beythanun, Şeyh Rıdvan ve ve Zeytun bölgelerinde 33 askeri araç hedef alındı. Bu hedef almaların sonucunda askeri araçlar bazıları külli bazıları da kısmı olmak üzere tahrip edildi. Hedef alınan araçlar asker taşıyıcı araçlar, tanklar, buldozerler ve kepçelerden oluşmaktaydı. Düşmanın toplanma, sığınma ve temerküz ettikleri yerler roket ve anti-personel silahlarla onlarca defa hedef alındı. Aynı şekilde havan toplarıyla Siyonist birlikler hedef alındı. Yine Siyonist işgalindeki çeşitli hedeflere füze saldırıları yönlendirmeye devam ediyoruz. Son üç gün içerisinde düşman kuvvetlerine yönelik nitelikli operasyonlar gerçekleştirdik ve bu operasyonlar birçok düşman askerin kesin ölümüyle sonuçlandı. Bunların en önemlisi Salı günü bir grup mücahidimiz Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Litvam bölgesinde bir grup askeri indiren düşman asker aracına sıfır mesafeden bombalar ve makineli tüfeklerle saldırdı, bunun sonucunda beş Siyonist askeri öldürdü. Mücahitlerimiz oradan ayrılmadan düşman askeri kurtaracak askeri birlikleri bir evin garajında beklediler. Onlar gelince onlara da anti-personel silahlarla ateş açtılar. Dolayısıyla kurtarıcı birlikleri de pusuya düşürmüş oldular. Diğer bir operasyonda ise bir mücahidimiz Şeyh Rıdvan Mahallesinde Rantisi Hastanesi'nin doğusunda askeri araçtan inen 8 işgalci askere10 metrelik mesafeden ateş açtı. Mücahidimizin saldırısına tek bir yanıt vermeden kimisi öldü kimisi de yaralandı. Saldırıdan sonra mücahidimiz sağ salim Rahman’ın riayeti altında savaş mevkiine döndü. Yine Kassam Tugaylarından bir grup mücahit, Salı günü sabahı Beyt Hanun’da altı kişilikten oluşan düşman piyade birliğini anti-personel silahlarla hedef aldı. Çarşamba günü öğle vakti mücahitlerimiz Cebalya kampı kuzeyinde tünellerden birini patlatmaya çalışan bir grup düşman askeri tespit etti. Mücahitlerimiz hızlı davranarak o tünel çıkışındaki tuzak bombayı patlatarak o asker grubunu hedef alarak kesin isabet ettiler. Ardından da aynı bölgede 1 asker keskin nişancıyla öldürüldü. Perşembe sabahı bir grup Siyonist asker Zeytun Mahallesindeki Selahaddin caddesinde, Kuveyt Kavşağı muhitinde bir binaya girip orada korunmaya çalışırken bir grup mücahit onlara saldırdı, önce birliğin refakatindeki tankı üzerinde duran askerle beraber patlayıcılarla imha ettiler, ardından oradaki piyade askerlerle çatıştılar, bazıları öldü, bazıları da yaralandı. Mücahitlerimiz ise sağ salim döndüler. Ey halkımız, ümmetimiz ve dünyadaki tüm özgür insanlar! Biz Şehid İzzettin Kassam Tugları olarak düşmanın saldırısına karşı verdiğimiz savaşın 48. Gününde şunları tekrar etmek istiyoruz:
Birincisi, mücahitlerimizin savaş meydanındaki kahramanlığı dünyadaki her özgür insan için bir iftihardır. Herhangi bir dini ve savaş ahlakı bilmeyen, hiçbir ayırım yapmadan saldırıda bulunan bir güçle savaşıyoruz. Öyle bir güç ki, rastgele öldürmek dışında hiçbir şey bilmez. Düşman hızlı bir şekilde zafer ilan etme peşindedir. Böyle bir planı olduğu için kara harekatını hiçbir ayırım gözetmeden her şeyi yıkma, yakma ve öldürme temelinde sürdürüyor. Tüm vahşetiyle sivillere yönelik uyguladığı ve tüm dünyanın izlediği katliamlar da bunun örneğidir. Onun bu (katliam) projesini başarısızlığa uğrattık ve Allah’ın yardımıyla uğratmaya devam edeceğiz. Mücahitlerimiz mevzilerinde kararlılık içinde nöbetlerine devam etmekte. Mücahitlerimiz bu hızlı zafer planını da darmadağın etti ve etmeye devam ediyor. Kimi mücahidimiz 30 günden beri mevzilerde hazır beklemekteler. İşte bunun için mücahitlerimiz, her an, her yerde düşmanın beklemediği yerde ve şekilde karşısına çıkmaktadır. İkincisi, düşman gerçek kayıplarını gizlemeye devam ediyor. Ki onun gizlediğini biz biliyor ve görüyoruz. Askerlerinin değil canlarını, cesetlerini bile kurtarmakta zorlandıklarına sahada tanık oluyoruz. Savaştaki işaretler gösteriyor ki, düşman bu savaşa hazır değil ve akıbetlerinin farkında değil. Mücahitlerimizin sahadaki gözlemi de keza düşman askerlerinin, istemeden dahil edildikleri bu savaşa hazır olmadıklarını gösteriyor. Üçüncüsü, Düşman, savaşı uzatmak istemesinin sebebi birtakım askeri hedefler değil, halkımızı topluca cezalandırmak istemesinden kaynaklanıyor. Öyleyse biz her ne olursa olsun ve savaş ne kadar sürerse sürsün Allah’ın izniyle düşmanla savaşmaya hazır olduğumuzu yineliyoruz. Düşmanımıza ve arkasında durup vehim ve hayal içinde direnişimizin kırılmasını umanlara düşen şey kendilerini boşa kandırmamalarıdır. Biz hak talep ediyoruz ve özgürlük savaşçılarıyız. Olmayan serapları aramak yerine halkımız haklarını gasp etmekten vazgeçsin. Çocuklarımıza, halkımız ve mukaddesatımıza yönelik saldırılarını sonlandırsın. Dördüncüsü, düşmanın kabul ettiği ateşkes, Siyonistlerin kara harekatından da önce bizim önerdiğimiz ateşkesti. Fakat düşman kabul etmiyordu, Çünkü kendisi rehineleri zorla kurtarabileceğine inanıyordu. Bizler ise, daha önceden söyledik, şimdi de söylüyoruz: Düşman esirlerini kurtarmanın tek yolu esir takasıdır. Düşmanın bu kara harekatında sadece katliam, yıkım elde etmiş ve hem kendi askerlerinden, hem elimizdeki esirlerinden daha çok kişiyi öldürmüştür. Beşincisi, İşgal altındaki Batı Şeria’daki halkımızı selamlıyoruz. Onlar ki, gaspçı düşmanla saldırmakta öndeler….
Ve ümmetimizin kuvvetlerini selamlıyoruz. Ki onlar halkımızı ve mücahitlerimizi desteklemek için meydanda bir çok cepheden doğrudan ve düşmana acı veren fiili bir şekilde harekete geçtiler. Özellikle Yemen’deki kardeşlerimizi zikretmek istiyoruz. Yemen ki, o Araplığın ve İslam’ın Yemen’idir. Halkımızın haykırışları be direnişimizin nidaları onları harekete geçirdi. Arabi ve vadettikleri ayaklanışlarıyla ayaklandılar! Coğrafi zincirleri kırarak Gazze’ye yardım ettiler ve ısrar ile cesaretle etmeye devam edecekler. Aynı şekilde Lübnan’daki kardeşlerimiz de öyle. Onlar ki, eylemlerini gittikçe tırmandırıyorlar. Kuzey cepheden işgalciyi muhasara ediyorlar. Onu şaşkına çevirip kalelerini (güvenli mevzilerini) yıkıyorlar. Özgür Irak’taki kardeşlerimiz, tüm cephelerinde ümmetin düşmanını vurma, onun direncini kırma ve ona acı vermek için çaba sarf ediyorlar ve etmeye devam edecekler. O halde biz de bu cepheleri selamlıyoruz. Ki onlar lafzi dayanışmaktan öteye geçtiler ve harekete geçmek dışında her şeyi reddettiler!
Batı Şeria’nın her yerindeki kahramanlarımızdan ve direniş cephelerinden düşmanla çatışmayı tırmandırmaya çağırıyoruz. Düşmanla çatışmayı Filistin’in tarihi sınırları içindeki tüm bölgelere taşımalarını çağırıyoruz. Ve bilhassa Ürdün’deki kardeşlerimizi, toplu kitlesel ve direnişçi her türlü eylemleri yükseltmeye davet ediyoruz. Siz Ürdün’deki halkımız işgalcinin kabususunuz! Ki düşman sizin hareket etmenizden korkuyor, sizi davanızdan izole etmek için çalışıyor ve buna ilgisiz kalmanızı temenni ediyor. Dünyanın tüm özgür insanlarını düşmanı ve onun maslahatının olduğu her yerde onu sıkıştıramaya davet ediyoruz. Son olarak mübarek halkımız buradan izzetli Gazze’den bu destansı sebat ve kararlılığınızdan dolayı sizi selamlıyoruz. Öyle bir sebat ve kararlılık ki dünyadaki her özgür insan için bir model teşkil ediyor. Aynı zamanda halkımızın davasına olan derin inancını yansıtıyor. Tüm elem ve acılara rağmen, Siyonist-Nazist saldırı ve kıyımlarına rağmen daha önce yaşanmamış bir sebat gösteriyorsunuz kutsal topraklarınızda. Halkımızın bir parçası olarak biz de halkımızın acısını paylaşıyoruz. Biz sizinleyiz ve sizdeniz. Şerefimiz, namusumuz için savaşıyoruz. Tüm kitaplarda melun olan ve özgür tüm topraklardan kovulmuş olan bu düşmana karşı savaşıyoruz. Öyleyse diyoruz ki; “Her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır” “Allah’ın yardımı yakın değil mi”"
Kaynak: Milli Gazete / Zeynelabidin Budak