İLLA - EDEP - İLLA - EDEP

Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla; Allah'ın Rahmeti , bereketi mağfireti üzerinize olsun!!. 

-Değerli okuyucu kardeşlerim bu haftaki yazımda ,farklı bir konuyu ele almıştım fakat Sayın Temel Karamollaoğlu'na  halen yaşadığı rahatsızlıktan dolayı,sosyal medyada bazı kendini ve haddini bilmezlerin yaptığı hayâ ve edepten uzak yorumları görünce ,Cennet mekan 'Necmettin Erbakan hocamın önce ' Ahlâk ve maneviyat sözünden yola çıkarak edebin ve ahlâkın bir müslümanda nekadar önemli olduğunu anlatmak adına bu yazıyı kâleme alma ihtiyacı duydum.!!..'Saadet partisi genel başkanı ,Temel Karamollaoğlu'na geçirdiği rahatsızlıkdan dolayı öncelikle buradan geçmiş olsun dileklerimi sunar" Rabb'im'den şafi ismiyle acil şifalar temenni ederim... 

-"İnsan doğmuş olmak bizleri insan yapmaz, insan doğmuş olan her varlık şeklen insan olabilir ama insan olmak mâna ve edeple dolu bir bütünlük gerektirir”. "Bakara 156. Ayet'i Kerimesin'de Allah bizlere , dünya  hayatını fevkalade tasvir etmiştir.!!

Esta'uzübillah... Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aitiz ve (sonunda) yine O'na döneceğiz.).!!..

"pekala ne diye akıbeti yine ona dönüşün olacağı bir hayatta beyhude hırs'lar için mücadele eder, bize kalmayacak dünya için mallar biriktirir, helâle ,haram katarız , yalan söyleriz, iftira atarız,kâlp kırarız? Bunların hepsi Ahlâk ve maneviyat , eksikliğinden vucud bulur.

Edep ve ahlâkın her insana nasip olmadığı bir devirde yaşıyoruz. " İnsanlar nefislerine uyup dünya hayatına dalarak ' İslam'dan uzaklaştıkça ' Allah'da onları ahlâk ve edepten uzaklaştırır. ' Kişi günah, Deryalarına daldıkça hâlini fark etmez olur. Yaptığı herşeyi doğru sanır. 

-'Her iki cihan serveri Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v), Hz. Mevlana Celaleddin'i Rumi, Şems Tebrizi, Yunus Emre ve daha birçok Allah dostları sevgiyi, güzel ahlâkı, aşk'ı tebliğ etmiş, tebellüğ'ümüz (güzeli doğruyu almamız)için mücadele etmişlerdir. Şayet almak istersek hakikati keşfetmek çok zor değil, tek sıkıntı nefs'imiz ile olan mücadelemizde galip gelebilmektir. Şunu iyi bilmenizlazımdır ki ,Nefsin iktidar olduğu bir kalpte !!.. şeytan ihtilâl yapar. 

EDEP

HAVAÎLİK  ve  AVARELİKTEN,

SÜNEPELİK  ve  SERKEŞLİKTEN,

İTAATSİZLİK  ve  SU-İ ZANDAN KORUYAN,

MÂNEVİ BİR DİSİPLİNDİR....

- Siyasi görüşü dili , dinî , ırkı rengi , kavmi her ne olursa olsun bir insan bir insana sırf onunla aynı görüşte değil onun biat ettiklerine o etmiyor diye , hakaret küfür iftira, gibi benzeri sözler sarf etme hakkına sahipdeğildir. Sırf farklı ideolojilere sahipiz diye kolayca birilerini suçluyor, o an hatalarda kendi payımızı görmezden geliyorsak, ahlâktan uzak kalmışızdemektir. Sıkıntımızın sebebi olarak bir günah keçisi bulmak bizi rahatlatır ama ahlâk ve maniviyat da çöküşker başlar.Yaşamaya dair yaptıklarınız tercihlerinizdir, kimseye karşı kasıt içermez, kasıtlı olmasını istemediğiniz sürece.

Ama söyledikleriniz, düşüncelerinizle karşınızdakine dair kasıttır. Birini kırmadan önce çokça düşünün. Mesele-A-partisi-b- partisi meselesi de  değildir. Eleştiri başka aşağılamak küfür ve  rencide edici sözler çok başka şeydir. " Saygı zorunlu sevip sevmemek tercih işidir. 

- Binaenaleyh Hz Mevlana'nın dediği gibi Dilini terbiye etmeden önce Yüreğini terbiye et; Çünkü söz yürekten gelir, Dilden çıkar.

-  Ahlâk ve maneviyatı korumak kişinin şahsi görevi olduğu gibi " Devletin, yöneticilerinin de halkının ahlâk ve maneviyatını koruması 'Onlara İslam'ın yüklediği bir vazifedir...!!!

-  -Nitekim "Altı yüzyıl dünyaya hükmetmiş ecdadımızın tarihine baktığımızda ahlâk ve maniviyattan taviz vermemiş ve küffara da bu mâneviyatı ezdirmemiş ,tecavüz ettirmemiştir. 

- "Hiçbir mücadele yoktur ki, ahlâk esasına dayanmadan ilerleyebilsin.

-Ahlâk esasen toplumu çöküntüden kurtaracak ve toplumun muhafazasını sağlayacak bir meziyet ve melekedir.

- Yunus Emre'nin Gezdim Hâlebi,Şamı  eyledim ilmi tâlep.'Meğer ilim bahâneymiş illa edep illa edep ,,Dediği noktadayız , kişinin kimliği vasvı ne olursa olsun kaç üniversiteden diploması olursa olsun edep ve hâya yoksa bir hiçtir. "Edebi olmayan insan yalnız kendisine zarar vermez etrafındaki herkese zarar verir. Edep varsa ilimde var demektir. Edep, hiçbir hırsızın çalamadığı güzel bir ziynettir, İnsanla, hayvanı ayıran farktır, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlâk, hayâ, nezâket, zarâfet gibi manalara gelir. Hayâ, utanmak demektir.

- Peygamber efendimiz  bir hadisi şeriflerinde;, (Hayâsızlık insanı küfre düşürür) buyurur. ,, Hayâ, bir binayı tutan direk gibidir. Direksiz binanın fırtınalara sel baskınlarına depremlere karşı durması kolay olmadığı gibi, hayâsız kimsenin de imanını muhafaza etmesi zordur. 

-"Hayatımızı ve bizi değerli kılan, insan olarak bize bir anlam kazandıran önemli kavramların başında edep gelir. İnsan ve müslüman,olarak doğmak Allah tarafından,bize sunulan büyük bir lütuf dur. Bu lutfu  iyi değerlendirmek için de, güzel ahlak, doğru düşünce ve edep sahibi olmamız gerekmektedir.

- Hz Mevlana'nın güzel ahlakını görüp beğenen birtakım kişiler yanına gidip, -Hz.'Mevlana'ya sormuşlar; "Sen bu âhlakı kimden öğrendin?"  Mevlana da; "Ahlaksızlardan öğrendim" demiş. "Nasıl olur ahlâksızlardan ahlâk öğrenilir mi?" , Hazret , cevap vermiş "Evet öğrenilir,onlar ne yaptılarsa tersini yaptım ve doğrusunu buldum" 

-Bakın şems'Tebrizi bu konuda bize ne söylüyor!! 

--"Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, Hakikat'i keşfedemezsin.

-Kendini ancak bir başka İnsanın aynasında tam olarak görebilirsin." 

-' Kâinatın Efendisi, Rabbimizin sevgilisi peygamber efendimiz aleyhisselâm, bütün Müslümanlar için  yaptığı nasihatlerinde buyurdular ki:"(Mümin, ayıplamaz, lânet etmez, çirkin söz söylemez ve hayâsız değildir.) [Tirmizî]""Hayâ imanın nizamıdır. Bir şeyin nizamı bozulunca, parçaları da bozulur.) [İ.Maverdî]"buyurmuştur.

-

-Bu Cihedde Peygamber Efendimiz yine bir hadisi şeriflerinde "Kıyamet gününde mümin kulun (âmel) terazisinde güzel ahlaktan daha ağır gelecek bir şey yoktur. Allah, söz ve fiilleri çirkin kimselere öfkelenir" buyurmuş ve kâh davranışları ile kâh da fiilen (söz )'ile  Müslümanları güzel ahlâklı olmaya davet etmiştir"

"Ahlâk, insan ruhundaki huy dediğimiz bir meleke, bir hassa demektir.

Böyle bir meleke; ya hayırlı bir netice verir veya hayırsız bir netice verir. Bu ahlâki melekelerin güzel neticelerine 

"Ahlâk-ı hasene" veya "Ahlâk-ı hamide" adı verilir. 

Çirkin neticelerine ise "Ahlâk-ı zemime" denilir.

"Edep, hayâ, tevazu, hilim, cömertlik, kanaat, tevekkül, sabır, şükür, merhamet, af ve müsamaha... gibi güzel huylar, ahlâk-ı hamidenin birer neticesidir.

Kin, kibir, ucb, şehvet, gadap, riyâ, hırs, haset, yalancılık, gıybet, su-i zan, koğuculuk... gibi kötü huylar da, ahlâk-ı zemimenin birer neticesidir.

"Müslümanlıkta insanın mânevî kıymeti, sahip olduğu güzel ahlâk ile mütenasiptir.(oranlı, orantılı)'dır.

 "Bir insan gayret ederek iyi huylara sahip olabilir. 

- Birbirimize imtihan olmaktan çıkıp şifa olmayabakalım..

- "Mevlânâ'“hamdım, piştim, yandım elhamdülillah!” derken en güzel iksiri ve insan-ı kâmilin yolunu göstermiştir. 

- Kardeşlerim , biz kendimizi ve ahlâkımızı düzeltmeye adım atalım ! Ve Allah'ın ipne sarılarak yol alalım!! 

"Muhakkak ki bize zor olan   "Allah'a ,kolaydır.!!!...

Gayemiz varlığı atabilmek, Var'ı bulabilmektir."

- Birdaha ki yazıma kadar sizleri Âlemlerin Rabb'i olan yüce Allah'a emanet eder sağlık, huzur mutluk ve Selametler dilerim.. Kablel_Vuku..