Uluslararası Adalet Divanı 25 binden fazla Filistinliyi katleden İsrail’in soykırım suçunu işlediğini hukuki olarak kesinleştirdi. Ancak Divan’dan ‘ateşkes ve acil tedbir’ kararı çıkmadı. Karara rağmen Netanyahu hükümeti ise 113. günde de saldırılarını sürdürdü. Dünya kamuoyunda ‘Suçun tescili yapıldı, katliamı durdurmak için daha ne bekleniyor’ tepkisi yükseldi.
EMİRLERİ VERENLER DE YARGILANSIN
Güney Afrika’nın başvurusu üzerine Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı, İsrail’in Gazze’deki savaş suçunu hukuki olarak tescilledi. Tarihe geçen kararda ‘İsrail’in soykırımı makul seviyede ispatlandığı’ belirtildi. Ancak Divan, savaşın hemen durdurulmasına dönük talebe ilişkin bir karar vermedi. UAD Başkanı Joan Donoghue, acil durum tedbirlerine hükmetme yetkilerine sahip olduklarını vurguladı. Divan’ın kararına başkentler destek verirken, hükmün uygulanması çağrıları yapıldı. Gazze’de yaşananlardan sorumlu olanların da yargılanması gerektiğinin altı çizildi.
KATLİAMI NEDEN DURDURMUYORSUNUZ
UAD’ın emsal kararını duyurmasından sonra bile Gazze’deki katliamları Netanyahu hükümeti 113’üncü günde de sürdürdü. Gece boyu sivillerin hedef alındığı bombardımanda, aralarında kadın ve çocukların da olduğu onlarca kişi öldürüldü. İsrail’in Mahkeme’yi çiğneyerek saldırılarını sürdürmesi tepki çekti. Derhal ateşkesin de ilan edilmesi beklentisi artarken, UAD’a “Elinizde delil var, ispat var, karar var, katliamları durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz” çağrıları yapıldı. Gazze Şeridi’nde cinayetlere son verilmesi için adım atılması gerektiği belirtildi.
BU VAHŞETİN DURMASI İÇİN DAHA NE LAZIM?
Karar'ın manşetinde yer alan habere göre, İsrail’in bir halkı toptan cezalandırdığı Gazze’de ölü sayısı 26 bini geçerken, Uluslararası Adalet Divanı’nın soykırım davasında aldığı ihtiyati tedbir kararlarına rağmen vahşi saldırılar sürüyor. Son 24 saatte 174 kişi daha hayatını kaybetti. İsrail’e karşı ‘suçun tescili yapılmasına rağmen katliamları durdurmak için daha ne bekleniyor” tepkileri yükseldi.
Uluslararası Adalet Divanının (UAD), İsrail aleyhine açılan “soykırım” davasında verdiği ihtiyati tedbir kararı dünya kamuoyunda memnuniyetle karşılanırken, israil tarafından daha ilk günden hiçe sayıldı. İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne 7 Ekim’den bu yana düzenlediği saldırılarda, öldürülen Filistinlilerin sayısı son 24 saatte 174 artarak 26 bin 257’ye yükseldi. İsrail güçlerinin son 24 saatte “18 katliam” gerçekleştirdiği ifade edilen açıklamada, göçe zorlanan Filistinlilerin de, yiyecek kıtlığı ve yetersiz hijyen nedeniyle son derece kötüleşen yaşam ve sağlık koşulları altında yaşadığına dikkat çekildi. Bölgede katliamlar ve açlık krizi derinleşirken son mahkeme kararına rağmen de İsrail’in soykırımı sürdürmesi büyük tepkilere yol açıyor.
Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’in soykırım suçunu işlediğini hukuki olarak kesinleştirmesine rağmen saldırılarını sürdürmesi üzerine dünya kamuoyunda ‘Suçun tescili yapıldı, katliamı durdurmak için daha ne bekleniyor’ tepkisi yükseldi. Güney Afrika’nın soykırım suçlamasıyla Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davada ara karar çıkmış, İsrail’in Gazze’deki soykırım eylemlerini engellemek için tüm önlemleri almasının zorunlu olduğuna hükmedilmişti. Kararda, İsrail’in, kendisine bağlı güçlerin Gazze’de soykırım yapmayacağını garanti etmesi gerektiğini vurgulanmıştı. İsrail’in uluslararası yasal yükümlülükleri kapsamında, geçici karara uymak için alacağı önlemleri bir ay içinde Lahey’e bildirmesi istenmişti. Kararı memnuniyetle karşılayan Hamas, yaptığı açıklamada, “(Uluslararası) Adalet Divanı’nın kararının, İsrail’in tecrit edilmesine ve Gazze’deki suçlarının açığa çıkmasına katkıda bulunan önemli bir gelişme” olduğunu söylemişti. Mahkeme başkanı ABD’li yargıç Joan Donoghue, İsrail’e yönelik bazı iddiaların Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Sözleşmesi hükümleri kapsamına girdiğini tescil etmişti. Divan’ın kararına başkentler destek verirken, hükmün uygulanması çağrıları yapıldı. Gazze’de yaşananlardan sorumlu olanların da yargılanması gerektiğinin altı çizildi. Ancak UAD’nin emsal kararını duyurmasından sonra bile Gazze’deki katliamları Netanyahu hükümeti 113’üncü günde de sürdürdü.
Gece boyu sivillerin hedef alındığı bombardımanda, aralarında kadın ve çocukların da olduğu onlarca kişi öldürüldü. İsrail’in Mahkeme’yi çiğneyerek saldırılarını sürdürmesi tepki çekti. Derhal ateşkesin de ilan edilmesi beklentisi artarken, UAD’ye “Elinizde delil var, ispat var, karar var, katliamları durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz” çağrıları yapıldı. Gazze Şeridi’nde cinayetlere son verilmesi için adım atılması gerektiği belirtildi.
DÜNYA’DAN ‘KARARLARA UYUN’ ÇAĞRISI
Dışişleri Bakanlığı UAD’nin, İsrail’in Gazze’de yaşayan Filistin halkına yönelik saldırılarına ilişkin açıkladığı ihtiyati tedbir kararının İsrail tarafından derhal ve tam olarak uygulanmasının beklendiğini belirtti.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’ndaki (UAD) başarısını tebrik etti ve savaş suçlarının failleri, İsrailli yetkililerin adalet önüne çıkarılması gerektiğini belirtti.
Bağdat yönetimi, ‘soykırım’ davasında aldığı ihtiyati tedbir kararını memnuniyetle karşıladı. “Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ve hukuk ekibinin, işgalci gücün devam eden ihlallerine karşı davanın kabul edilmesindeki çabalarını takdir ediyoruz.” dedi.
Hollanda’nın geçici hükümeti ise, Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’e yönelik aldığı ihtiyati tedbir kararlarına uyulması çağrısında bulundu. UAD’nin aldığı kararların taraflar için bağlayıcı olduğu belirtildi.
Alman hükümeti, Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail ile ilgili kararının uluslararası hukuk kapsamında bağlayıcı olduğunu ve İsrail’in de bunlara uymak zorunda olduğunu belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, UAD’nin kararlarına ilişkin İsrail’in Gazze’den çekilmesine yönelik beklentiler olduğunu vurguladı. Zaharova, “İsrail’in düşmanlıkları durdurması ve Gazze Şeridi’nden çekilmesi talep edilmedi” ifadesini kullandı.
İsrail’e destek veren ülkelerden İngiltere, İsrail aleyhine verilen tedbir kararlarıyla ilgili açıklamasında, hükmün, İngiltere’nin talep ettiği sürdürülebilir ateşkese yardım etmeyeceğini savundu.
Fransa, İsrail aleyhinde açılan soykırım davası kapsamında, BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ne ilişkin görüşünü sunmayı planladığını belirtti.