Pandemi Sonrası Eğitim: Öğretmenler Ne Durumda?

2020'de hayatımıza giren COVID-19 pandemisi, eğitim sistemimizi derinden sarstı ve yerleşik düzenleri kökünden değiştirdi. Okullar kapandı, yüz yüze eğitim yerini online platformlara bıraktı. Bu süreçte öğretmenler, öğrenciler ve veliler, eğitim tarihinde eşi benzeri görülmemiş zorluklarla yüzleşti. O dönem “Pandemide Milli Eğitim” başlıklı yazımda, uzaktan eğitim sürecinde ortaya çıkan sorunlar ve çözüm önerilerinden bahsetmiştim.

Aradan dört yıl geçti. Pandemi artık gündemimizde değil, ancak onun gün yüzüne çıkardığı eğitim sorunları artarak devam ediyor. Ne yazık ki, milli eğitim camiası bu sorunlara köklü çözümler üretmek yerine, günü kurtarmaya yönelik kısa vadeli adımlar attı. Eski sistemin artık bu yeni koşullara uygun olmadığı açık. Zorla sürdürülen bu düzen, yalnızca eğitim sistemimizin değil, öğretmenlerin de yıpranmasına neden oluyor.

Pandemi Sonrası Öğretmenlerin Durumu

Pandemi sonrası yapılan araştırmalar, öğretmenlerin iş yükünün ciddi şekilde arttığını, motivasyonlarının düştüğünü ve psikolojik olarak yıprandıklarını ortaya koyuyor. Bu, yalnızca öğretmenleri değil, öğrencileri de tehdit eden ciddi bir sorun. 

Zira yapılan araştırmalar öğrencilerin geleceğe dair ciddi kaygıları olduğunu gösteriyor. Bu durum eğitimsiz kitleleri veya diplomalı işsizleri doğuruyor. Eğitimin kalitesi artmadığı ve beklentileri karşılamadığı sürece hem öğrenciler hem de veliler bu kaygıyı yaşamaya devam edecekler.

Öğretmenler Günü

2024 yılı Öğretmenler Günü'nde, pandemi sürecinde gösterdikleri özveriye rağmen hak ettikleri değeri göremeyen kahramanlarımızı anmak ve onların yaşadığı problemleri gündeme taşımak istiyorum. İşte öğretmenlerimizin karşılaştığı başlıca zorluklar:

1. İçsel Sorunlar

Motivasyon Kaybı: Sürekli değişen eğitim politikaları, artan bürokratik işler ve öğrenci başarı baskısı, öğretmenlerin mesleki heyecanını törpülüyor.

Stres ve Yorgunluk: Yoğun çalışma temposu, sınıf yönetimi ve velilerle yaşanan sorunlar, öğretmenlerin tükenmişlik sendromu yaşamasına neden oluyor.

Mesleki Gelişim Eksikliği: Sürekli öğrenme ihtiyacı duyan öğretmenler, mesleki gelişim fırsatlarının yetersizliği nedeniyle güncel kalmakta zorlanıyor.

Toplumsal Algı ve Saygınlık Sorunu: Toplumda öğretmenlerin saygınlığının azalması, mesleğin cazibesini yitirip itibar kaybetmesine yol açıyor.

2. Dışsal Sorunlar

Çalışma Koşulları: Kalabalık sınıflar, yetersiz okul binaları, fiziksel eksiklikler ve öğretim materyallerinin azlığı, öğretmenlerin verimliliğini olumsuz etkiliyor.

Ekonomik Koşullar: Düşük maaşlar, sosyal hakların sınırlılığı ve ek iş yapma zorunluluğu, öğretmenlerin yaşam kalitesini düşürüyor.

Eğitim Sistemindeki Sorunlar: Sürekli değişen müfredat, sınav baskısı ve esneklikten yoksun eğitim politikaları, hem öğretmenleri hem de öğrencileri sıkıntıya sokuyor.

Toplumsal ve Siyasi Etkiler: Eğitim sistemine yapılan siyasi müdahaleler ve öğretmenlerin sosyal statüsünün göz ardı edilmesi, mesleki memnuniyeti zedeliyor.

Neden Harekete Geçmeliyiz?

Tüm bu sorunlar, yalnızca öğretmenlerimizin değil, geleceğimiz olan genç nesillerin de heba olmasına neden olabilir. Eğitim sisteminde çözüm üretmek artık bir lüks değil, acil bir ihtiyaçtır. 

Ancak şu durumda mevcut sistemi düzeltmeye çalışmak beyhude bir çabadır. Bunun yerine alternatif yollar geliştirmek öğretmenlere yeni alanlar açar. Kendilerini sıkışmışlıktan kurtarıp, potansiyelini keşfetmeye olanak tanır. 

Öğretmenler, sadece bilgi aktaran kişiler değil; aynı zamanda öğrencilerine ilham veren, onlara rol model olan bireylerdir.  Oyüzden, hem kendileri için hem de öğrencileri için değişime öncülük etmeleri gerekiyor. Bahanelerin ardına sığınıp emekliliği beklemek yerine, yeni yollar inşa etmeliler. 

Adaptasyonun Gücü

Unutmayalım, dünya güçlü olanların değil, değişime adapte olabilenlerin ayakta kalabildiği bir yer. Mevcut şartlara ayak uydurup alternatif çözümler üretmek inanın hiç de zor değil. Ayrıca geleceğimizin bekası için bunu yapmak zorundayız.

Seçim sizin: Çağın gereksinimlerine adapte olup fark yaratmak mı, yoksa mesleğini rutine bağlayıp sonrasında tarihe karışmak mı?

Not: Bir sonraki yazımda Alternatif çözümler  üzerinde detaylı analizler yapacağım. Öğretmenler, Öğretmen adayları, öğrenciler ve veliler... Takipte kalın.