Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla ; Allah'ın Rahmeti, Bereketi, Mâğfireti ,Üzerinize Olsun..

- Değerli okuyucu kardeşlerim bu haftaki köşe yazımda biz kadınların,siyasi görüşümüz ve siyasi  çalışmalarımız neticesinde, gerek reel hayatta gerek,sosyal medya hesaplarımızdan sık , sık yaşadığım,,,

- Kadının siyasetle ne işi var ??. 

"Elinin hamuruyla siyaset senin neyine.

 "Gibi gibi aşağılayıcı, yaralayıcı ve tenkit edici hatta ve hatta bazı kendini, ve İslam'ın hükümlerini bilmez ahlâk yoksunu kişilerin sin,kaflı küfürlerine bile  maruz kaldığımız için yazma gereği gördüm. 

-Şems Tebrizi diyor ya :Her şey çok olunca ucuzlar; Edep bunun aksinedir, o çoğaldıkça değeri artar.

-yazım da kadının her sahada yer almasına İslami açıdan bakmanıza vesile olup, inşaallah ufkunuzu aydınlatmak ve İslam'da kadının herşeye dahil olduğunu anlatmayı gaye edindim.!!

- bir söz vardır ya ;Kadınına söz geçiren kendini er sanır, bilmezler ki kadını dizginleyen er değil ardır.

- İslamiyet, kadını toplumdan ayırıp dört duvar arasına kapatmamış, ayrıştırmamıştır. Peygamber efendimiz (a.s) devrinde Müslüman kadın, hemen hemen  bütün toplumsal faaliyetlere etkin biçimde katılmıştır.

- Cahiliyye devrine baktığımızda zayıf olan her şeyin ezildiği görülür, kadın da bunlardan biridir. 

- İslâm kadına verdiği değer ile kadını,babalarının ,peygamber müjdesine nail,olma şerefine vesile !! 

-Eşlerine en güzel emanet !!

-Evlatlarına ilk öğretmen ve  kurtuluş  anahtarı yapıp ,ayaklarının altına cenneti koyarak ; değer verip, yüceltmiştir. 

- Nitekim bazı hadisi şeriflerde "Peygamber efendimiz, bunu çok güzel ifade ve  ikrar etmiştir.

-  Kim iki kız çocuğunu erginliğe erişinceye kadar besleyip büyütürse, kıyamet gününde ikimiz onunla beraber olacağız' diye buyuruyor.

-  İşte bu müjde, İslamiyet'in kadınlara verdiği değeri göstermektedir. 

-  Yine Hazreti Peygamber, aleyhisselam bir hadisinde, 'kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimseler değer verir. Buyuruyor!!- 

- Dinimizde kadınlara çok kıymet verilmiş ve erkeklere çeşitli sorumluluklar yüklenmiştir. Ev işlerinde ya da dışarıda çalışmak kadınlara mecburiyet kılınmamıştır ancak, erkeklere ailesini geçindirme zorunluluğu kılınmıştır. 

- ''En-Nisâ: Kadınlar'' suresi başta olmak üzere diğer  birçok surede kadının nikâh, mehir, mîras, talâk ve nafaka gibi medenî hakları teminat altına alınmıştır.

- Ve  Cennet mekan 'Necmettin-Erbakan-hocam da bizim davamızın kalbî ve en güçlü eli kadın teşkilatlarımız diyerek her sözünde hareketinde İslamı temsil etmiş bir lider olarak kadının da siyasette teşkilat çalışmalarında önemli bir rolünün ve yerinin olduğunu çok naif ve onur verici bir şekilde belirtmiştir.!!

"Burada önemli olan cinsiyet değil kadın ve erkeğin toplumda işe yarar olmasıdır.

- Kadın veya erkek olmak bir ayrıcalık değildir, İslam meseleye böyle bakar. 

- Allah'a kul olmak peygambere ümmet olmak bu uğurda kul olurken,kül olmak önemlidir. 

"Kur'anı Kerim kadına da erkeğe de zevç -eş- demektedir. Lisan olarak zevç, bir ayakkabı çiftinin diğer yarısı demektir. 

-Biri olmadan diğerinin ehemmiyeti yoktur. Yani ikisi birbirini tamamlar. 

-Bu yönüyle kadın ve erkeğin birbiri arasında fark yoktur.

- Böylece kadın İslam'da kişiliğini ve kimliğini bulmuştur.

-Meselâ , ilk Müslüman Hz. Hatice' annemizdir. 

- Ve İslam'ın ilk şehidi Hz. Sümeyye annemizdir. 

- Bakın şehitlik mertebesi bile ilkkez bir hanıma nasip olmuştur.

- ' Yüce Allah İsa (a.s)'ı babasız olarak yaratmış kudretinin sonsuz gücünü göstermiş ken,  peygamberlerini gökten zembille indirezmezmiydi? 

- Ve düşünün ki peygamberleri bile yine kadınlar doğurmuştur. Bu şerefi kadınlara vermiştir.  

-

 " ilk Müslüman hanımlardan Ümmü Şerik vardır." Evlere tek tek gider ve tebliğ yaparmış.  

-Yine kadınlar, islamın yayılması dünyaya hakim kılınması adına , Mekke döneminde de Medine döneminde de çok aktifler.

- İslam'ı tebliğ noktasında ve gelişmesinde çok büyük çabaları vardır. " Kadınlar her türlü hayatın içindedirler.

-  Ve hayata dair rolleri ve yükleri çok büyüktür. "Hz. Peygamber aleyhisselam devrinde çalışan kadınlar biliyoruz.

-   Meselâ kendisine zabıtalık görevi verilmiş bir hanım sahabe vardır. Peygamberimizin devrinde kadınlar Bedir savaşı hariç bütün savaşlara gitmişlerdir.

- 'Binaenaleyh Bir kadın diyebilirmiki kocam namaz kılıyor, oruç tutuyor, zekat veriyor,cihad ediyor , hacca gidiyor, benim bunları yapmama gerek yok?! 

-  İslam kadına da erkeğe de belirli şart ve koşullarda ,aynı sorumlulukları yüklemiştir.

-" Namaz erkeğe emredildi ğibi kadınlara da aynı şekilde emredilmiştir. Dini ,Yükümlülük ve sorumlulukları aynıdır.

- Bunun en büyük delili ise yine 

- Peygamber Efendimizin ; “Ey kızım Fâtıma! Babam peygamber diye sakın güvenme. Rabb’ine karşı kulluk vazifeni yap.

-  Allah’ın rahmeti olmadan ben de bir şey yapamam.” (Müslim, İman 89, 351.) -Hadisi şerifleridir. 

-  'Eğer kadınada erkeğede din aynı yükümlülük ve sorumlulukları yüklemiş olmasaydı bu hadisi şerif vuku bulurmuydu?!!! Cihad da aynı şekilde kadına farzdır. 

-Misal "SP'li -

-Milligörüşçü bir bayan olarak Hakkın davasında cihat ediyorum. Dediğim anda Bu nasıl cihat siyasetle Cihat mı olur? Bir kısım insanın alaycı ve yargılayıcı şekilde  bu soruyu sorduğunu biliyoruz.!! 

-"Günümüz koşullarında artık değişen bir çok şey gibi cihadın şeklide kısmen değişmiştir!. 

-Artık ateşli silahlar ile değil biyolojik ve kimyasal silahlar , ile ümmete, insanlığa savaş açılıyor. 

-Bir bayan bozulmuş ahlâk sistemi içerinde Allah'ın emrettiği gibi örtünürse, namusunu muhafaza ederse bu da bir cihattır. 

-Talabe yetiştirir insanlara doğruyu güzeli anlatırsa da cihattır. " Bu şekilde bir çok örnekler sayılabilir. 

-" Peygamber efendimiz Medine'de İslam devleti kurdu ve siyaset yaptı.- Ve yine 'Medine'de İslam devleti kurmak için  ilk adım olarak  12 delege seçmiştir ,bunlardan ikisi kadındır. 

-Bu hanımlar -Sahabe annelerimiz , Hz Esma ve Hz. Nesibe dir. Siyaset islamsız , İslam siyasetsiz olmaz. Siyaset dünyanın ve ülkelerin sitratejik bir şekilde yönetilmesi için vardır, şarttır.

- Yazımın başında örnek verdiğim zabıtalık görevi yapan, Semra bint-i Nüheyk adındaki kadın sahâbinin 

- peygamber efendimiz tarafından ,görevlendirildiği  çarşı pazar dolaşarak elindeki kırbaç ile insanları iyiliğe sevk edip kötülükten sakındırdığı, bir nevi zabıta memurluğu yaptığı nakledilmektedir.

-  (Heysemî, IX, 264) -

-   yine aynı şekilde "Okuma yazma bilen Şifa bint-i Abdillah’ın da benzer bir vazifeyle Hz. Ömer’in hilafeti zamanında Medine çarşılarından birisinde görevlendirildiği anlaşılmaktadır. (İbn Hacer, el-İsâbe, IV, 341)-

" Yani kadın her yerde olduğu gibi siyasetin içinde de birebir olmalıdır. 

-"Biz elimizi ve gönlümüzü cihat taşının altına koyanlardanız. 

"Kadınız diye Zulmün müminler arasında saf tuttuğu bu çağda .. Cihat için yola çıkıp, önünde secde etmeyelim mi ? " Rahmân'ın ' !! 

-Netice olarak buradan çıkaracağımız ders  

-" Allah'ın hüküm ve yasakları çerçevesinde ' hareket ederek " Hakkı, batıla üstün kılmak için çalışan bunun içinde siyaseti araç kılan herkese ,Siyaset de bir cihattır.- Cihad farzdır !

-Ve kadınlarda siyaset Cihadı ,yapma hakkına sahiptir.  

-Allah'ın emir ve yasaklarına dikkat ederek, Kadınların her alanda olması, ne İslam'a ne insanlığa nede dünyaya zara vermez. 

-Gerek hadisler de gerek Sahabe annelerimizin hayatını anlatan hikayelerde,bunun örnekleri mevcuttur.

- Günümüz koşullarının ağır geçim sıkıntısı ve şartları altında ezilen baba ve erkeklerimizin en yakın şahitleri yine biz kadınlarız, ve aynı şartlarda eşlerimiz ile birlikte bu sıkıntıları birebir yaşayanlarız.. 

-Bu nedenle siyasetçi büyüklerimiz ile hanımların aralarında, köprü olup gerek ev hanımı gerek çalışan hanım kardeşlerimizin sıkıntılarını dinleyip onlara maddi mânevi destek olup yine onlara çareler üretip ;

-Ülkemize ve insanlığa adalet, eşit gelir dağılımı ve saadetin nasıl olacağını bunu hangi stratejiler ile yapacağımızı 

-anlatmak ve onların fikren aydınlatmak maksadıyla siyasetin içindeyiz.  

-"Değerli okuyucu kardeşlerim yazılarımı önce Kendi nefsime sonra sizlere bir teselli ve uyanış olması duasıyle ,satırlarıma son verirken

- ilmin kapısı Hz.Ali efendimizin şu sözlerine yer vermek isterim ; İlim servetten üstündür. Çünkü serveti sen korursun; oysa ilim seni korur. 

- Hiç bilenle bilmeyen bir olurmu?

-  Rabb'im bizi bilen bildikkeriyle âmel eden kullarından eylesin!!! Allahümme"Amin...

-Hepimizin bir varoluş amacı vardır. Kimimiz insanlığa faydası olacak işler yapmaya çalışırız, kimimiz bir çocuğa umut oluruz, kimimiz ise bizden sonraki nesillere yol gösterecek eserler bırakırız. Günlerimiz sadece nefes alıp, anın tadını çıkarmak olmamalıdır.

 Sabahattin Ali

            

-  Ne diyor bizim derviş Yunus Emre;  Sen doğru yolda ol da, varsın sanan eğri sansın; Sen kendini bildiğin sürece, doğru insansın.

-İNŞAALLAH sizleri aydınlatmış, yolunuza az da olsa ışık tutmuşumdur. 

-Tekrar görüşmek üzere sizleri,emanetçilerin en emini ve en güzeli -Yüce " Allah'a ,emanet eder

-  Hayır ve Selametler dilerim. _Kablel_vuku_..