1963’te İzmir Atatürk Lisesi’ni bitirip İngilizce öğrenmek için bir yıllığına AFS bursuyla ABD’ye gittim. Los Angeles’teki lisemin son sınıfında hızla öğrenmeye başladım.
Hızla, çünkü bu dilin okunması/yazılması Türkçeye hatta Fransızcaya kıyasla tam bir rezalet olmakla birlikte, fiil ve cümle yapısı son derece yalındı. Yeni öğrendiğiniz kelimeleri cümle kalıbına monte ederek konuşuveriyordunuz.
Peki, yeni kelimeler öğrenmek? Efendim, arkadaşlarla konuşurken çok kısa zamanda keşfettim ki buna gerek yoktu. Herhangi bir kelimenin yerine “stuff” (okunuşu: staf) koydunuz mu tamamdı.
Hani bizde kelime dağarcığı pek geniş olmayanların “Bana versene şu makası” (veya pizzayı veya kalemi…) yerine “Şu şeyi bana şaapsana” dedikleri gibi. Veya daha da afili olarak, “şey” yerine “zamazingo” kullanarak.
Anlatamam nasıl işime geldiğini. Bu stuff tam bi maymuncuktu. Üstelik, çok önemli bir işlevi daha vardı: O yaştaki çocukları düşünün; çok sonraları 51 tane anlamı bulunduğunu öğreneceğim bu yarı argo sözcük diğer öğrencilerle hızla kaynaşmamı, hatta onları etkilememi sağlıyordu.
Fakat bu rahatlık uzun sürmedi. Sınıfta arkadaşlarla böyle konuştuğum gibi evde de Amerikalı ailemle böyle konuşuyordum ve avukat olan daddy sonunda beni bi kenara çekip, stuff kullanmaya karşı uyarmıştı: İngilizce öğrenmemi önlüyordu. Üstelik, karşımdaki lafı kendine göre yorumlayıp kullanabilirdi.
***
Bazı kelimeler vardır, tarih içinde ortama uyarak simge haline gelirler ve iktidarlar bunları zamazingo yaftalar haline dönüştürüp halkı etkilemek için kullanırlar. Bu çok kullanışlı yaftalardan hatırladıklarımız:
1950’lerde: Komünist. 1970’lerde: Anarşist. 1990’larda: Bölücü.
Can-ciğer kuzu sarması olduğu Gülencilerin istemeye doymaması üzerine 2014’ten itibaren: Paralel Devlet Yapılanması (PDY)”. 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden sonra: FETÖ. Ve efendim nihayet, T.C. tarihinin en bulaşıcı yaftası: Terörist.
Öylesine ki, iktidara karşı olup da terörist olmayan kimse veya kuruluş kalmamış vaziyette şu anda.
Türleri yalan terörü, muhalefet terörü, Gezi terörü, öğrenci terörü, ekonomi terörü, gıda terörü, finans terörü, faiz terörü… diye giden bu yaftalara bikaç örnek verelim. Protokol icabı cumhurbaşkanından başlayarak.
***
ABD: “Maalesef ABD şu anda terör örgütlerine beklenenin çok çok üstünde destek veriyor." Suriye devlet başkanı H. Esad: “Mülteci krizinin kaynağı adeta devlet terörü estiren Esed rejimidir."
C. Dündar: “Sağa sola hırlayan, terörist yardakçısı!” S. Demirtaş: “Biz Selahattin Demirtaş gibi bir teröristin bu noktada varsa sözde hakkını koruyacak değiliz (…) Bizim yargımız Selahattin Demirtaş gibi bir teröriste böyle bir imkân tanımaz (…) Böyle bir teröristin asla önünün açılmasına yol vermeyiz.” O. Pamuk (Nobel alması vesilesiyle): “Türkiye’den teröriste ödül vermişlerdir.” O. Kavala: “Gezi olaylarında teröristlerin finans kaynağı olan bir kişi şu an içeride.”
HDP (ve ayrıca CHP): “CHP, terör örgütünün oyuncağı HDP'ye biat etti.” Muhalefet: “Muhalefet yalan terörü estiriyor”. (Oysa, BM zirvesi için Eylül 2021’de gittiği New York’ta CBS kanalına “Benim hakkımda açılmış cumhurbaşkanına hakaret davaları falan yok” demişti). Millet İttifakı: “Zillet İttifakı'nın amacı terör örgütlerinin uzantılarını belediye meclislerine taşımaktır."
Cumartesi Anneleri ve hapisteki 3. Havaalanı işçileri (K. Kılıçdaroğlu vesilesiyle): “Dikkat edin Türkiye'de ne kadar terörist varsa hepsi bu zat tarafından grup konuşmalarında baş tacı ediliyor, övülüyor, destekleniyor.”
Boğaziçi öğrencileri: “Böyle bir öğrenci olamaz. Onlar olsa olsa üniversitelerin içine sızmış teröristlerdir." Barınamıyoruz diyen öğrenciler: “Biz üniversitelerimizi terör kılıklılara bırakamayız.”
Grevci işçiler: “Greve tevessül etmek isteyen işçilere OHAL ile müdahale ettik.”
Kadınlar (8 Mart yürüyüşü vesilesiyle): “Türkiye hukuk devleti içinde halkını hukukunu korur ama teröre yönelik adım atanlara göz açtırmaz."
Barolar: “Önümüzdeki dönemde avukatlıktan teröristliğe uzanan bu kanlı yolun önünü kesmek için gerekeni yapacağız (…) Kimi baroların terör örgütlerinin arka bahçesi haline dönüşmesi çok acıdır.” Türk Tabipleri Birliği (Başkan Şebnem Korur Fincancı vesilesiyle): "Düşünebiliyor musunuz, terör örgütünden birini getirip TTB'nin başına koyuyorlar"
Dövize yatırım yapanlar: "Elinde silahı, bombası olan teröristle elinde doları, avrosu, faizi olan terörist arasında amaç bakımından hiçbir fark yoktur.” Kredi Derecelendirme Kuruluşları: “[Bunların] attığı adımın altında ne yatıyor. Orada da ekonomi terörü estirmek suretiyle acaba Türkiye'yi nasıl ürkütürüz gayreti içindeler."
***
CB Erdoğan’a tabii ki iktidarın önemli kişi ve destekçilerinden de katkı geliyor:
ATO Başkanı Sinan Aygün: “Türkiye'de faiz terörü var.”
MÜSİAD Gn. Bşk. Nail Olpak: “Her şeyi, neredeyse sadece tek bir değere indirgeyen ve değerlerimizi acımasızca şekillendiren, adeta yeni tehdit kaynağı olan ‘Finans Terörü’dür.”
Süleyman Soylu: “Terörü finanse eden de, teröre yön veren de, güç veren de Avrupa’dır.”
Vee, D. Bahçeli: “Teröre yardım ve yataklık yapan bölücü kebapçıların işsizlikte payı vardır.”
***
Benim şahsen en tuttuğum terörist suçlaması yine Reis’ten: “Baktılar kurla faizle diplomasiyle olmuyor soğan, patates, biber, patlıcana sarıldılar. Ama gıda terörü estirenlere gereken dersi veriyoruz vereceğiz.”
Bununla birlikte, not etmeden geçmeyelim, Ahval’de yazan arkadaşım Musti (ki Mustafa Tiğrek müstear ismini kullanmaktadır) “İstemeden teröre destek verenler” diye bir kategori bulunduğu ve bunların iki grupta toplandığı kanısında:
1) Yaylada yaşam malzemesi bırakanlar. Nitekim T.C. Kağızman Kaymakamlığı, “Yaylada yaşam malzemesi bırakma, bilmeden teröre destek olma!” başlığıyla yayınladığı önemli bildiride şöyle diyor:
“Terör örgütü mensuplarının erzak ve yaşam malzemesi teminini önlemek amacıyla vatandaşlarımızın, yayla evleri ile yerleşim yerlerinden uzak yazlık olarak kullanılan evlerde, yiyecek içecek dâhil tüm gıda maddeleri ile terör örgütü mensuplarının barınmasını kolaylaştıracak tüp, pil, akü ve güneş paneli gibi her türlü yaşam malzemesi bırakmaması terörle mücadelede büyük önem arz etmektedir (…)”
2) Kaçak sigara içenler. Bu grup hakkındaki uyarıcı bilgi de Polis Akademisi mezuniyet töreninde konuşan İçişleri Bakanı S. Soylu’dan:
“Alınan tek bir dal kaçak sigara bile terör örgütünün değirmenine su taşımaktadır. Kimse kusura bakmasın.”
***
Türkiye’nin günümüze kadar tanıdığı en yapışkan zamazingo’dan örnekler sunmuş bulunuyoruz. Dinimize ve milletimize hayırlar getirmesi dileğiyle…