BALIKESİR'İN VEKİLLERİ MİLLİ EĞİTİM BAKANIMIZI ZİYARET ETMİŞ EEE SONUÇ?

Balıkesir'in Sayın Vekilleri Kimler? 

Ekrem Gökay Yüksel, Turhan Çömez, Burak Dalgın, Serkan Sarı, Ensar Aytekin, Ali Taylan Öztaylan, Mustafa Canbey, Belgin Uygur, İsmail Ok.

Balıkesir ilimiz toplam "dokuz" milletvekiline sahip. 

Milletvekili Ne Demek? 

Bir il (Balıkesir) adına söz sahibi olma, aldıkları bu yetki ile iş görme; asıl temsilcisi oldukları ilin (Balıkesir) halkını Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil etme ve onların haklarını, hukuklarını, adaletlerini savunma ve koruma; ortada bir haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik varsa da onu gidermek adına söz sahibi olma sorumluluğunu taşıma...

Balıkesir'in nüfusu 1 milyon 300 bin civarı. Demokrasi ile yönetimde bir milyon üç yüz bin kişi, işini gücünü bırakıp yasama veya yürütme ile ilgili her karar alımında sürekli Ankara'ya Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gidemeyeceği için (zaten buna Genel Kurul salonunun yapısı da uygun değil) demokratik toplumlarda işlerlik açısından yerine getirildiği üzere, güvendiği kişileri vekil tayin ederek bu vekil tayin ettikleri kişilerden de kendi adlarına haklarını, hukuklarını savunmalarını, herhangi bir haksızlık karşısında da ses yükseltmelerini bekler...

SAYIN MİLLİ EĞİTİM BAKANIMIZI ZİYARETE HANGİ VEKİLLERİMİZ GİTMİŞ?

Sn. İsmail Ok, Sn. Ali Taylan Öztaylan ve Sn. Mustafa Canbey. 

Bu ziyaretin fotoğrafını sosyal medya hesabından 15 Ekim 2024 tarihinde Sn. Mustafa Canbey paylaşıyor.

PAYLAŞIMDAN BİR ŞEY ANLAYAN BERİ GELSİN 

Sayın Vekilimiz Mustafa Canbey'in paylaşımı aynen şu şekilde: “Balıkesir Milletvekillerimiz İsmail Ok ve Ali Taylan Öztaylan ile birlikte, Milli Eğitim Bakanımız Sn Prof. Dr. Yusuf Tekin'i ziyaret ederek Balıkesir'imizin milli eğitim proje ve taleplerini ilettik.” Nokta.

Eğitim ile ilgili hangi projeleri iletmişler Sayın Vekillerimiz hiç belli değil, hangi taleplerde bulunmuşlar o da belli değil.

Dostlar alışverişte görsün cinsinden, ortada bir kare fotoğraf. Herhalde konuyu anlamak için fotoğraf okuması yapmamızı beklemiyor Sayın Mustafa Canbey…

Madem fotoğraf paylaşımı yapıyorsunuz Sayın Vekilim, bu görüşmenin içeriğine yönelik kamuoyu beklentilerini karşılayacak açıklamalarda da bulunmanız gerekmez mi?

ZİYARETE GİDEN SAYIN MİLLETVEKİLLERİMİZİN BALIKESİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNDE VUKU BULAN TORPİLLİ MAKAM HIRSIZLIĞINDAN HABERLERİ VAR MI ACABA?

Bir eğitimci gazete köşe yazarı olarak şunu açıkça belirtmek isterim ki; Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğünde ayyuka çıkmış olan ve Bilsem’de cereyan eden torpilli makam hırsızlığı hakkında herhangi bir bilgi ve duyumları yoksa, şahsi fikrim, hiç o zaman “Biz Balıkesir'in etkin ve yetkin Milletvekilleriyiz” demesinler boşuna. Aksine, her şeye duyarsız bir şekilde vekillik yaptıklarını düşünür bu sefer insanlar.

Yok, haberleri varsa ve yine bir şey yapmıyorlarsa da o zaman toplam dokuz tane Sayın Vekil, "liyakatin" vekili değil, maalesef "torpil" sisteminin vekili olmuş demektir. Böyle vahim bir durum olmamış olmasını ümit ediyorum.

Ha! “Hocam madem hakkın, git Mahkemeye” diye bir mantık olamaz! Pek tabii ki de Mahkemeye gideceğim, hukuki haklarımı sonuna kadar aracağım, o ayrı mesele. Fakat toplumsal bir zenginliğimiz olan Bilsem öğrencilerinin geleceğini ilgilendiren meselelerde toplumda söz sahibi olanların da seslerini en gür şekilde yükseltmeleri beklenir.

Her şeyi Mahkemeler çözüme kavuşturuyorsa o zaman Sayın Milletvekillerimize ne gerek var, değil mi? Eğer mantık buysa...

Mahkeme iş yoğunluğu nedeniyle verir beş yılda bir karar, bekle babam bekle, bahar gelecek, ağaçlar yeşerecek, fidanlar güneş ile buluşacak… 

İşin başında daha, atamaların liyakate uygun, sorunsuz bir şekilde yapılması ve makam hırsızlarına göz açtırmamak adına, Sayın Milletvekillerimizin bir “Telefon”una bakar olay aslında. Dokuz Balıkesir Milletvekilimiz ortak bir kararla “Biz Balıkesir ilimizde torpilli makam hırsızı görmek istemiyoruz” diye kamuoyuna örnek bir karar açıklayabilir.

Çünkü ortada ayan beyan, açık seçik bir makam hırsızlığı söz konusu, hak yeme söz konusu, liyakat sahibi bilim kadın öğretmenini yok sayma, enayi, aptal ve saf yerine koyma işi söz konusu. Fakat bir bilim kadın öğretmeninin makam ve kariyer hakkı Sayın Balıkesir Milletvekillerimizin bir telefonundan çok daha değersiz olacak ki geçen 3 yıl içinde ne yazık ki bir telefon açma zahmetinde dahi bulunmamışlardır.

Ha! “Hoca Hanım, Sayın Balıkesir Milletvekillerimizden telefon açıp torpil yaptırmalarını mı bekliyorsunuz?” diye olayı alakasız bir şekilde algılayabilirsiniz...

Asla! Tam aksine, Sayın Vekillerimizden liyakate önem ve değer vermelerini, haktan, hukuktan ve adaletten yana olmalarını bekliyorum. 

Tarihe not düşmek adına bu gazete köşe yazımı kaleme alıyorum.

Fakat şunu çok iyi biliyorum: Balıkesir halkı her zaman hak, hukuk ve adaletten yana…

Zaten Balıkesir halkı da bu yüzden 9 Milletvekilini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderiyor.

BU MAKAM HIRSIZLARI SADECE MAKAM ÇALMAKLA KALMADILAR, BİLSEM ÖĞRENCİLERİNİN GELECEĞİNİ DE ÇALDILAR!

En önemlisi, hayati öneme asıl sahip olan nokta şu ki; Bilsem öğrencilerinin geleceği mevzubahis... 

Bilsem eski müdürü Turgut Kıvanç nasıl oluyorsa (bu makam hırsızı kollayıcısı müdür) halen Bilsem müdürü kalabiliyor, kendi tabiri ile “arkası (nereden?) sağlam” onu da hiç bilmiyorum. Fakat bu konuda çok ciddi duyumlarım var, gerekli gördüğüm zaman elbette gazete köşeme taşıyacağım. Maalesef bu makam hırsızı kollayıcısı müdür, sırf birilerinin makam çalmasına yardım ve yataklık etmek adına, Bilsem matematik öğrencilerinin son iki yılını resmen çöp etti. Halen de bir makam hırsızı kollayıcısı ve liyakat düşmanı olarak Bilsem müdürü koltuğunu nasıl işgal edebiliyor, anlayan beri gelsin...

YIL 2022, BALIKESİR'DE LİYAKAT RESMEN ÖLMÜŞTÜR

Şahsen 2022 yılının mart ayından bu yana Balıkesir ilimizde "liyakat" mücadelemi; hak, hukuk ve adalet mücadelemi; ilim ve bilim mücadelemi tek başıma veriyorum...

Liyakat mücadelem boyunca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Balıkesir ilimizi temsil eden dokuz tane Milletvekilimizden bir tanesini dahi yanımda ve destek olarak hiç mi hiç göremedim...

Torpilli makam hırsızları, Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezinde, bilim ve bilimsellikten söz ettiğimiz resmî bir okula, üstün yetenekli öğrencilerin sınav ve mülakatlar ile, psikolog onayları ile girdikleri bir okula, "Bilsem öğretmeni” dahi olmayan hiç alakasız birini, sırf torpili var diye, tepeden inme müdür yardımcısı yaptıklarından Sayın Vekillerimizin haberi var mı? Yoksa bu konu Sayın Vekillerimiz için önem ve değer hiç arz etmiyor mu?

Eğer ki, bilim ve bilimsellik Sayın Vekillerimiz için herhangi bir önem ve değer arz etmiyorsa Sayın Vekillerimiz için hangi konuların önem ve değeri olduğunu basına açıkça belirtmelerinin fayda sağlayacağını düşünüyorum. Böylelikle kamuoyu da boş beklentiler içine girmemiş olur.

Üstelik, Bilsem'de yıllarca kadrolu görev yapan doktoralı ilk bilim öğretmeni olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapmış olduğu eğitim kurumlarına yönetici seçme yazılı sınavına girmiş ve mülakatını da kazanmış olduğum halde şahsım, türlü yalan ve iftiralar ile, püfürükten bir muhakkik raporuna istinaden, hiçbir saha araştırması yapmadan Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Sayın Doç. Dr. Mustafa Otrar'ın keyfi imzası ile kadrolu olduğum Bilsem'den kovuluyor. Sanırım Sayın Vekillerimiz için bu konu da önem ve değer arz etmiyor…

SAYIN MİLLETVEKİLLERİMİZ BALIKESİR’DEKİ TORPİLLİ MAKAM HIRSIZLIĞINI SAYIN BAKANIMIZA İLETMİŞLER Mİ MESELA?

Milletvekillerimizden Sayın İsmail Ok Beyefendi, Balıkesir İmam Hatip Lisesinden kimya öğretmenimiz idi, yani kendisi benim Hocam’dır.

Birkaç sene evvel rahatsızlanmıştı. Hastaneye yatmış ve bunu sosyal medya hesabından paylaşmıştı. Liseden kıymetli bir Hocamız olduğu için kendisini sosyal medyadan takip ederim. Hiçbir beklentim olmadan, sevdiğim ve değer verdiğim bir Hocamız olduğundan, içten ve samimi bir şekilde kendilerinin zamanında çalışkan bir öğrencisi olarak, geçmiş olsun dileklerinde bulundum, sırf rahatsızlanmasına üzüldüğüm için.

Fakat sonrasında ne cevap verdi ne bir geri dönüşü oldu.

SAYIN İSMAİL OK (SAYIN HOCAM),

21 YILLIK BİR ÖĞRETMEN OLARAK HİÇBİR ÖĞRENCİMİN MESAJINI CEVAPSIZ BIRAKMADIM

Ha! “Ben artık Milletvekili oldum ne öğretmeni ne öğrencisi? Geçmişi çöpe attım, gitti” diyorsanız eğer, o konuda hiçbir şey diyemem, sizin kararınız, tabii ki saygı duyarım.

Fakat eski Hocam, Sayın İsmail Ok Beyefendi'ye şunu söylemek istiyorum; Öğretmenlik mesleğimde 21 yıl bitti, 22. yılımı çalışıyorum. Gerek sosyal medyadan gerek telefon veya mesaj yoluyla olsun hiçbir öğrencimin herhangi bir mesajına, özel gün veya Bayram kutlamalarına hiç mi hiç cevap vermemizlik yapmadım.

Bu prensibimin öğrencilerime vermiş olduğum önem ve değeri gösteren çok önemli kriterlerden biri olduğunu düşünüyorum.

Ha, “Hoca Hanım paylaşmış, geçmiş, gitmiş, yorumlara bakmamış” diyebilirsiniz.

İşte ben de bunu anlamıyorum. Madem yorum yazanları, geçmiş olsun dileklerinde bulunanları önemsemiyorsunuz, o zaman neden ve niçin sosyal medya hesabından paylaşım yapıyorsunuz?

Sırf kendi reklamınızı yapmak mı amaç?

Ya da gerekli gördüğünüz kişilere geri dönüş yaptınız da şahsımı önemsemediğiniz ve umursamadığınız için geri dönüş yapmadınız, halk dilinde “sallamadınız” diyelim.

İyi de ben sizin eski bir öğrencinizim.

Ayrıca Balıkesir'in medarı iftiharı sayılacak bir başarıyla, 28 Şubat döneminde imam hatip lisesi gibi zorlu bir liseyi okul birincisi olarak bitirmişim. Liyakat sahibi, doktoralı, bir kadın bilim öğretmeni olmuşum.

Başıma kaza ve bela getirmezlerse “torpilli makam hırsızlığına karşı” tek başıma hukuk, hak, liyakat mücadelesini veriyorum ve bu mücadeleyi vermeye de sonuna kadar devam edeceğim inşallah.

Milletvekilimiz Sayın İsmail Ok Beyefendi, sosyal medyadan geçmiş olsun mesajıma şayet cevap vermiş olsaydı, makam hırsızlarını rahatsız mı etmiş olacaktı? O yüzden mi acaba Sayın Milletvekilimiz sosyal medyadan eski öğrencisinin gayet geleneksel bir duruşla kendisine hürmeten yazmış olduğu geçmiş olsun yorumuna cevap vermedi, diye insan kendi kendine sormadan edemiyor…

SAYIN BALIKESİR MİLLETVEKİLLERİMİZ BU TORPİLLİ MAKAM HIRSIZLIĞININ NERESİNDE?

Hemen hemen üçüncü yıla giriyor bu mesele su yüzüne çıkalı. Yüzlerce gazete köşe yazısı yazdım. Balıkesir'de Valilik destekli, Kaymakamlık destekli, Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğü destekli, ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü destekli, Ankara’dan Doç. Dr. Sayın Mustafa Otrar destekli, Bilsem’de torpilli makam hırsızlığı var, diye... 

Bir tek davul çalmadığım kaldı bu konuda. Türkiye’de duymayan, görmeyen öğretmen dahi kalmadı, bırakın Balıkesir'i...

Konuyla ilgili iki bin sayfadan fazla gazete köşe yazısı yazdım. Pek çok yerel gazetede yazdım. Kamu haber sitelerinde birçok köşe yazım tam tabiri ile patladı, gümbürtü ve büyük patırtı kopardı. Bu süreçte birtakım yerel basının sansür uygulamasına maruz kaldım. Pek çok haber sitesi, dijital olarak haber sitelerinde köşe yazılarımı yayınladıkları halde, sonradan sansür nedeni ile apar topar sildiler veya birileri tarafından bu yazılarım sildirildi. Eğitim üzerine kurulmuş kamu haber sitelerinin “Hocam Hanım, yazılarınızı mutlaka bize gönderin, manşetten yayınlayalım” derken birdenbire zırttt bıçak gibi yazılarımın yayınlanmasını kesmeleri çok manidar, ayrıca zamanlamaları da bir o kadar dikkat çekici… Balıkesir ilimizde onlarca yerel gazete var ve her ne hikmetse, yaklaşık "üç" yıldır hiçbiri “Hayırdır Hoca Hanım?” demedi. Köşe yazılarıma yine her ne hikmetse kimse kendi yerel gazetelerinde hiç yer vermedi...

Sanki olay Balıkesir'de değil de Amerika Birleşik Devletleri’nde oluyormuş gibi, hepsi nedense pek bir ilgisiz, alakasız, umarsamaz tavır ve davranışlar içinde. Böyle olmaları çok manidar. Bu tavırları üzerinde uzun uzun düşünülüp bu aksiyonlarının analiz edilip araştırılması gerekiyor diye düşünüyorum.

Birçok okurum “Hocam acaba Balıkesir'de yerel basın tek elden mi yönetiliyor?” diye şahsıma defalarca sordu...

Ben de okuyucularımın adına, Sayın Balıkesir Milletvekillerimize soruyorum; “Balıkesir'de yerel basın tekelden mi yönetiliyor? Yoksa Türk basınına yakışır bir şekilde, olması gerektiği gibi bağımsız mı hareket ediyorlar?”

Sayın Balıkesir Milletvekillerimiz de tıpkı Balıkesir yerel basını gibi maşallah. Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi’nde meydana gelen torpilli makam hırsızlığını hiç duymamışlar, bilmiyorlar gibi tavır ve davranışlar içinde olmaları çok düşündürücü ve oldukça da manidar.

Ha! “Duymadık” diyebilirler. O zaman o daha feci… Sayın Vekillerimiz Balıkesir'e oldukça Fransız kalmışlar demektir, o vakit, maalesef.

NEDEN LİYAKAT SAHİBİ BİLİM ÖĞRETMENLERİ VARKEN BİLSEM ÖĞRENCİLERİNİN GEREKLİ EĞİTİM VE ÖĞRETİMİ GÖRMELERİ ENGELLENİYOR?

Sayın Balıkesir Milletvekillerimiz, Bilsem öğrencileri haketmiş oldukları matematik derslerini, imkanları varken doktoralı matematik bilim öğretmeni olarak şahsımdan almaları gerekmez mi?

SAYIN VEKİLLERİMİZ BALIKESİR'DE HER ZAMAN TORPİL ŞAMPİYON OLURKEN LİYAKAT DE HEP SÜRGÜN YEMEK ZORUNDA MI KALACAK?

Şahsımı püfürükten yalan ve iftiralar ile Bilsem’deki (sınavla kazanmış olduğum) kadrolu görevimden kovduranlar hakkında hukuki süreç ilgili idari mahkelerimizde devam ediyor.

Bilsem öğrencilerimizin Bilsem Tübitak matematik projelerini engellemeye hiçbir makam ve mevki sahibinin, hiçbir makam hırsızının ne hakkı vardır ne de haddi…

Bunu da bir eğitimci akademisyen gazete köşe yazarı olarak açıkça belirtmek istiyorum.

GÖSTERMELİK PÜFÜRÜKTEN BİLSEM TÜBİTAK PROJELERİ İLE TÜRKİYE BİRİNCİSİ OLMA GARAİPLİĞİ SAYEMDE SON BULDU VE ÇÖP OLDU

Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi’nde 10 yıldır devam eden göstermelik, püfürükten, sağı solu değiştirilmiş, incelendiğinde hiç de bilimsel olmayan Tübitak projeleri ile Türkiye Birinciliği alma dönemi şahsımın köşe yazıları ile son buldu...

10 yıldır adeta Bilsem Tübitak Projesi Fason Fabrikası gibi çalışan ve hep aynı projelerin sağını solunu değiştirip değiştirip Tübitak'a gönderen ve her nedense sürekli Türkiye birinciliği alan, havasından asla geçilmeyen, her yerde prenses muamelesi gören, Bilsem’de kadrolu öğretmen olarak görev yapan ve tezgahı sağlam yere kuran Fen öğretmeni, her nedense, şahsım gazete köşe yazılarını kaleme almaya başlar başlamaz vınnn turizm, soluğu üniversitede aldı. Arkasına bakmadan toz oldu tabiri caizse. Neden? Çünkü baktı pabuç pahalı, çarık hiç yok, hortum kesilecek, heybemi doldurdum yeterince, artık akmaz musluk, dedi ve arkasına bile bakmadan, kaçar gibi gitti...

Eminim Milli Eğitim Bakanlığından intibakla gitmiştir, her şey anında hemencecik halloluverdi...

Fakat kaçmış olsa da hak, adalet ve hukuk onun peşini Çanakkale’ye kadar da olsa inşallah bırakmayacak. Gerekli hukuki süreç, onun hakkında da gerekli incelemeleri zamanı gelince yapacaktır inşallah… 

“Falan feşmekanın Bilsem’deki oğlu/kızı, ayyy canımmm çok başarılı, maşallah. Tübitak Türkiye Birinciliği kesin alır” desteksiz şişirilmiş egoizm dönemi de gazete köşe yazılarım sayesinde çöp oldu, çok şükür.

Bilsem’den cukkaa para cebe indiregandi yaptığı iddia edilen, Bilsem Tübitak proje öğrencilerinin ödül paralarından kendine pay istediği yönünde haberleri manşetlere taşınan kimya öğretmeni ise halen Bilsem’de öğretmen. Üstelik durmadan Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğünce tebrik edilmeye ve ödüller almaya devam ediyor.

“Bilsem öğrencilerinin ödül paralarına göz diktiği haberleri” çıkan öğretmeni koruyan, kollayan, mobbingci, torpilci, makam hırsızlığı yapan&yaptıran, şahsıma yalan ve iftiralar atan müdür Turgut Kıvanç da halen bir Bilsem’de müdürlük yapıyor, bu iş nasıl oluyor?

Uzun lafın kısası, Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin Beyefendi'ye giden Sayın Balıkesir Milletvekillerimiz, siz sahi oraya neden ve niçin gittiniz?

Bu torpil, mobbing, püfürükten göstermelik Tübitak Bilsem projelerinden, Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğündeki makam hırsızlığından ve şahsıma sürekli kurulan Fetövari kumpaslardan ve kafama atılmak suretiyle düzenlenen bez futbol topu saldırısından, sürgünlerden haberiniz yoksa, orada ne konuştunuz?

Ve görev yerimde, görev saatimde yaralanmış olmama rağmen, hiçbir Balıkesir kamu yetkilisi veya yöneticisinin şahsıma bir tek “geçmiş olsun” dahi dememesi, olayı görmezden bilmezden gelmesi, üstüne üstlük şahsımı Cimer'e şikayet ettirip şahsıma yönelik soruşturma açtırmaları, sürgün üstüne sürgünümü onaylamaları ve tekrar “ön inceleme” adı altında soruşturma için muhakkiklerin gelmesi çok manidar...

Bizleri temsil eden Sayın Balıkesir Milletvekillerimiz Sayın İsmail Ok, Sayın Ali Taylan Öztaylan, Sayın Mustafa Canbey tüm bu anlattıklarımdan haberiniz hiç yoksa Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin Beyefendi’nin vaktini boşuna almış ve kendisini boşuna oyalamışsınız, demektir kanaatimce…

Ortada büyük bir torpilli makam hırsızlığı dururken; hak, hukuk ve adalet arayışım yok sayılmaya devam ederken; sizin Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin Beyefendi ile gerçekleştirmiş olduğunuz ziyaret ve sosyal medya paylaşımı hiç kimse için hiçbir anlam ifade etmiyor, bilmenizi isterim. Kamu vicdanını rahatlatmadan, atmış olduğunuz her benzer adımla maalesef sadece kendinizi kandırmış olursunuz.

LİYAKAT GÜNEŞİ BALÇIKLA SIVANMAZ 

Güneş balçıkla sıvanmaz. 

Görmemeye, duymamaya, anlamamaya devam edin, lütfen. Yoksa görüp duyar anlar ve çözüm üretmeye kalkarsanız torpilli makam hırsızlarını rahatsız etmiş mi olursunuz Sayın Vekillerimiz? 

Aman ha, sakın. Torpilli makam hırsızları makamlarında pek bir rahat. Sakın, şişşşttt, sessiz olalım, çıt dahi çıkarmayalım, rahatları bozulmasın! 

Dr. Meryem ÇILDIR