RAMAZANDA ÇAY ÇEKİRDEK KEYFİ
Çay, çeşitli bitki yapraklarının, çiçeklerinin, köklerinin, gövdelerinin, kabuklarının ya da tohumlarının kaynatılmasıyla veya haşlanmasıyla elde edilen bir içecek türüdür. Çay, çalı yapraklarının fermantasyonu, ısıtılması, kurutulması ve bazen diğer meyve veya bitkilerle karıştırılması suretiyle hazırlanır (Anonim).
Pek çok kültürde çayın önemli bir yeri vardır. Örneğin; 5 çayları…
Çin çayı, İngiliz çayı derken ne yalan söyleyeyim bizim has Karadeniz siyah çayımızın üzerine tanımam, kimse kusura bakmasın.
HAYATIMIZIN HER DÖNEMİNE DAMGA VURAN ÇAY
Mesela 5-6 yaşlarında yeni yeni içecek olarak çay verilen çocukların klasiği: Paşa çayı.
Bir parmak boyu çay, iki kaşık şeker ve aldığı kadar soğuk suyla anneler tarafından özenle hazırlanan açık sarı renkli bu çayla kahvaltı yapmakla hayatımıza dahil olan çay, ilerleyen yıllarda bir ince belli bardakta tavşan kanı (bu betimlemeyi oldum olası hiç sevmesem de) renkte ve buruk tatlı oluncaya kadar bizimle birlikte evrimleşir…
Bir dönem bir küçük bardağa iki kesme şekerle, sırf şekeri için içmiş olduğum çay, benim için şekersiz ve taze, yeni demlenmiş haline kadar epey başkalaşım geçirdi.
“Peki, çayın en iyi eşlikçisi kimdir?” derseniz, elbette ki çekirdek.
Çay-bisküvi ikilisinin bebeklikteki yerini, çocuklukta ve yetişkinlikte alan assolist; çay-çekirdek…
Soğuk kış/sıcak yaz akşamlarının akraba-komşu sohbetlerinin en birinci ikilisi…
Sohbetin derinliğinin günün sonunda oluşan çekirdek yığınıyla doğru orantılı olarak hatasız ölçülebildiği, kadim sohbet ahalisi tarafından bilinen bir gerçektir.
Bir küçük tüp üzerinde sohbetle demlendikçe demlenen çayın kokusu ile çekirdeğin ahengi, toprağın yağmurla buluştuğu anın kokusunun en benzeştiği karışım.
Bahse girerim, depresif etkileri azaltan sedatif etki yönünde pozitif bir korelasyonunun olup olmadığı araştırılsa bu konuda da boş geçmez. İsteyen denesin, araştırsın, benden size kıyak araştırma konusu…
RAMAZAN GECELERİNİN VAZGEÇİLMEZ İKİLİSİ
İster yaza ister kışa denk gelen Ramazan gecelerinin en birinci eşlikçisi açık ara kesinlikle çay ve çekirdektir.
Bizim lise yıllarında ablamla sahura kadar bekleme keyfimizde yanımızda “bombardımanlarımız” olurdu. Bu ismi biz vermiştik. Sakin olun! Öyle zararlı işlerle hiç işimiz yoktu. Bizimkisi kahveli veya meyveli drajeler, patlamış mısır, çay- çekirdek gibi lezzet bombardımanlarıydı. Ramazan programlarını seyrederken en birinci keyfimiz çay-çekirdek ikilisiydi her zaman.
Akraba ya da eş dost iftar toplantılarının hemen akabinde içilen Türk kahvesinin ardından meyve faslı ve elbette assolist çay-çekirdekle kapanış.
ÇEKİRDEKÇİ KADRİYE TEYZE
Çocukluğumun geçtiği mahallede Balıkesir’in eşrafından Kadriye Teyze oturuyordu. Bizim evin birkaç sokak ötesinde.
Tek katlı müstakil evinin sokağa bakan kısmında küçücük alçaktan bir penceresinin önünde iç kısımdaki sekide akşamdan hazırladığı gazete kâğıdından kukuleta yığının yanında bir çay bardağı ve taze kavrulmuş çekirdekleri…
Yanlış hatırlamıyorsam 5000₺ (şimdinin 5₺’si) verip aldığımız bir çay bardağı çekirdeği, gazete kâğıdından bir kukuletanın içine dökerek ağzını köşegenlerinden kapatıp bize nazikçe uzatırdı o küçücük penceresinden.
Yeni kavrulmuş çekirdeğin kokusu tüm mahalleye dağılırdı.
Arkadaşlarımızla sokakta oynayıp yorulunca mutlaka çekirdek yerdik.
Allah rahmet eylesin Çekirdekçi Kadriye Teyzemize…
ÇALIŞMALARIMIZIN ASSOLİSTİ
Üniversite sınavı hazırlığı, üniversite vize-finalleri derken en haşin sınavlarda da en birinci destekçimiz çay-çekirdek ikilisiydi doğrusu.
Granül kahve çılgınlığı bir yere kadar. Mideye zarar.
Çay öyle mi ya?
Mis gibi demle çayını, çöz sorularını. Ne miden rahatsız olsun ne sen…
Yemeği fazla mı kaçırdın? Bi çay demle.
İş yerinde bir şeye mi canın sıkıldı? Bi çay iyi gelir.
Üşüdün ve ısınmak mı istiyorsun? Bi çay ısıtır içini…
Her derde deva çay.
Ha! Bir de keyfin yerinde ise kesinlikle çay çekirdeksiz olmaz.
Keyif deyince ilk önce çay ve çekirdek gelir akla.
Çekirdek çitlemeyen de ne bileyim… Ya dişlik takıyordur ya da takıntılıdır, öyle değil mi?
2025 RAMAZAN AYINDAN BİLDİRİYORUM
Bu Ramazan ayı kesinlikle bana geldi, kimse kusura bakmasın! Keyfimi bozmaya da kalkışmasın lütfen.
Niye mi?
Geçen sene tam da bugün, 20 Mart’ta, görev yaptığım okulda, görevim sırasında bir öğrencinin saldırısı sonucunda, tam da mübarek Ramazan ayında çok ciddi yaralandım ve ölümden döndüm. Aylarca tedavim sürdü. Ayağa tam olarak kalkabilmem çok uzun zaman aldı. Bu arada ne Ramazan ayından ne bahar mevsiminden ne de yaz tatilinden hiçbir şey anlamadım.
O yüzden bu sene baharı da Ramazan sevincini de yaz tatilini de en çok benim hakettiğimi düşünüyorum.
Keyfim acayip yerinde.
Ramazan ayının vecibelerini yerine getirebilecek oluru kıymetli doktorlarımdan almışım, görevimin başında çalışma hayatıma olmam gereken yerden (Bilsem) olmasa da ayağa kalkıp iyileşip devam edebilmişim (bunun aksini yani ölmemi dileyebilecek en az 100 kişi tanıyor olsam da), bahar mevsimi biraz kendini gösterip azıcık kışa özenmiş olsa da ne de olsa mart ayı diyebilecek kadar keyfim yerinde çok şükür.
Bir elimde çay, bir elimde çekirdek tabağı, dünyanın en mutlu insanı gibi hissediyorum.
Televizyon karşısında son gelişmeleri canlı yayında izlerken bir yandan da mis gibi demlediğim çayımı yudumluyorum. Hararetli bir gündem var haber kanallarında. Bu hararetle doğru orantılı olarak çekirdek yeme hızım da artıyor.
Bakmışım iştahla yediğim çekirdek yığını yükseldikçe yükseliyor, bir de azalan çekirdeklere takviye lazım diyerek bir koşu mutfağa gidiyorum. Kulağım haberlerde. Ayyyy çok heyecanlı…
Yine son dört senenin klasik Mart kâbusu enfeksiyon belası da başımda olmasa on numara beş yıldızım.
Ama bu sene onu da en akıllıca şekilde haklayacak bir çare buldum. Doktorumun verdiği ilaçlara ek olarak sahura kadar paso çay tedavisi…
Sahurda bir kez daha taze demlenmiş çay.
Konum soranlara: Evde en yüksek çekirdek tepesinin tam zirvesinden elimde çay bardağımla bildiriyorum…
Gündem yoğun, gündem hızlı, gündem hararetli. Ayyyy en sevdiğim havalar… Bana bunlarla gelin, koşun koşun… Kaotik ve puslu bir hava hakim… Tam akıl yürütmelik. Tam öngörü mevsimi. Bir yudum çay, bir avuç çekirdek. Ohhh, süper… Herkes koşuştururken ben de bayram tatilinde kayağa mı gitsem?
Bir elimde çekirdek, diğerinde çay
Her şey geçecek öyle mi, hay hay!
Balkona çıktım ay dolunay,
Eeee sen de geçen sene üzüldüğüme say!
Bugünlük bendenizden bu kadar, baaayyy…
Dr. Meryem ÇILDIR