CHP tarihçesi itibari ile “Ulusal egemenliğin halk tarafından halk için gerçekleştirilmesine öncülük eden;Türkiye’yi çağdaş bir devlet durumuna yükselten ve bütün kuvvetlerin üzerine hukukun egemenliğini” kuran milletin özbeöz MİLLİ evladıdır. CHP bu olguyu sarsacak davranışlardan ve bireysel hareketlerden sakınarak partiye zarar vermemelidir.

Fakat CHP içindeki marjinal grupların, toplumsal değerleri kucaklayarak, genele sahip çıkma arzusundan uzak oluşu, itbar ve oy kaybına neden olan tutucu yaklaşımları, partiye olduğundan çok daha fazla zarar vermektedir.

Toplumsal grup özelliği taşıyan, üyeleri arasındaki ilişkiye göre ikincil gruplardan biri olan her siyasi parti içerisinde, marjinal bireylerin varlığı kaçınılmazdır. Küme içinde durmaktan ziyade, uç noktalarda bulunmayı tercih eden bu aykırı kişilikleri, ortak paydaya ikna edip, birarada tutmak liderin ve yardımcılarının görevidir. Bu birlikteliği koruyacak en önemli nitelik ise başarıdır.

CHP ATATÜRK'ÜN mirası olan bir parti olarak, ülkenin problemleri karşısında, üzerine düşen sorumluluğu ANA ve MİLLİ AKTÖR olarak yerine getirmekten kaçınmamalıdır.

Konuyu madde madde detaylandıracak olursak şunları söylemek mümkündür;

1) En son söylenecek sözü bir soru ile en başta söylemek istiyorum. CHP İSLAM DİNİNE düşman mı?

CHP din düşmanlığı kavramının içini dolduran eylemsel bir faaliyet içerisinde bulunmamasına rağmen, muhafazakar kesime kendini ifade etmekte oldukça zorlanmaktadır. CHP' nin üzerindeki ön yargıdan kurtulabilmesi için, uygun bir denklem içerisinde kendini anlatması kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Sayın İmamoğlu' nun Yeni Zelanda'da yaşanan saldırının ardından, vahşice katledilen müslümanlar için Eyüp Sultan'da Yasin'i cüz üzerinden okuması doğal ve insani bir yaklaşımdı. Aslında yerinde ve zamanında yapılan doğal ve insani olan, inancı temsil eden bu hareketler, halkın değerlerini istismarcıların elinden çekip almak demektir. Sayın Baykal'ın ramazan ayında tuttuğu orucu, dine olan saygısının ifadesi olarak dillendirmemesinin doğruluk payı var olsada, başka bir açıdan değerlendirildiği zaman eksiklik olduğuda gözardı edilmemelidir. CHP rakipleri tarafından inşa edilen üzerindeki inanç temelli negatif ön yargıyı, yeri ve zamanı geldiğinde, toplumsal verilere dayalı uygun eylemlerle kırmayı bilmelidir.

Sayın İmamoğlu'nun yerelde giderdiği bu eksikliği, uygun adaylarla CHP' nin genelde de gidererek, dini istismarcıların elinden kurtarması milletimiz adına önemli bir kazanç olacaktır. Kılıçdaroğlu'nun İmamoğlu profilini CHP yönetimine de yansıtmayı mutlaka düşünmelidir.

2) Spor müsabakalarında teknik ve gücünüzün iyi olması kazanmanız için yeterli değildir. Rakibinizin güçlü ve zayıf yönlerini de çok iyi analiz etmeniz gerekir. Hatta rakibinizin gücünü ve kullandığı teknikleri bir hamle ile boşa çıkarıp, sonrasında rakibinizin gücünü kendi gücünüz gibi kullanabilirsiniz. İşte siyasal ve sosyal alanda da teknik beceri, birlik ve beraberlikten doğan güç ve rakibi iyi analiz etme çok önemlidir.

Ne anlatmak istediğimi İmamoğlu'ndan örnek vererek biraz daha açabiliriz. Sayın İmamoğlu kavga adamı olmadı. İlk önce Erdoğan'ı ziyaret etti. Niyetinin kutuplaşma siyaseti veya ideolojik bir kavga olmadığını gösterdi. Aynı zamanda bu akıllıca ziyaretle bilinirlik yüzdesini oldukça artırdı.

Toplumun hiç bir rengine karşı renk körlüğü yaşamadı. İmamoğlu her kesime gülmeyi becerebildiği gibi, provakatör davranışları en mantıklı şekilde itelemesini de başardı. Kapalı bir teyzeden dua almaktan, sakallı bir dedeye içten sarılmaktan kaçmadı. AKP' li vatandaşların oyuna talip olmaktan hiç çekinmedi. Kazandığı seçimin sevincinde, kendisine oy vermeyen insanları üzmemek için ölçülü hareket etti. Teknik, güç ve rakibi iyi analiz, siyasette budur işte.

3)Belediye başkanlığı sorumluluğu ve yükü ağır olan bir görevdir. Dürüst olacaksınız, çalışkan olacaksınız, halkın içinde olacaksınız, size oy vermeyenlerlede ilgileneceksiniz, hukukun gücüne inanacaksınız, farklı fikirlere saygı duyacaksınız, iş bitirici olacaksınız, yoksul insanın derdiyle dertleneceksiniz. CHP İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Antalya gibi büyük kentlere şu kısacık zamanda herkese bunları yapabilecek bir iradeye sahip olduğunu gösteren, doğru adaylar koyarak kazanmasını bilmiştir.

4) CHP yapısı ve kültürü itibariyle eleştiriye açık olması, yapıcı tenkitlere ciddiyetle önem vermesi ile pozitif bir görünüm sergilemiş ve toplum vicdanında karşılık bulmuştur.

Yazımın sonuna gelmişken Sayın İmamoğluna teşekkür olarak bir kaç cümle daha söylemek isterim. Sosyal hayatın vazgeçilmez güzel adetleri vardır. Bunlardan biride vefaat etmiş büyüklerimizin kabrine, vefanın gereği olarak, bir çiçek ve dua ile ziyarete gideriz. Seçim başarısının ardından İmamoğlu'nun ilk icraatının, bu ülkeyi bize emanet eden "ATA" mızı ziyaret olması, bir vefanın gereğinin yerine getirilmesidir. Partinin emektar büyüklerini ve başta SAYIN KILIÇDAROĞLU'nu ziyaret nezaketi ise tam bir devlet adamlığı portresiydi.

TEBRİKLER CHP VE MİLLET İTTİFAKI....