FAKİRLİK

“(Sadakalar) Kendilerini Allah yolunda adayan fakirler içindir ki, onlar, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremezler. İffetlerinden dolayı bilmeyen onları zengin sanır. (Ama) Sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Hayırdan her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.” Bakara suresi 273. Ayet.

Fakirliğin dünyada ne kadar sıkıntısı var bunu ancak yaşayan bilir ama mutlak olan yaratana karşı olan fakirlikten kurtulmaktır.

Fakirlik bir kısmet işimi yoksa insanların ellerindekini değerlendirememesi mi?

Fakirlik değişken bir olay mı yoksa insan hayatına nasıl başlarsa o şekilde hayatını tamamlar mı?

Fakir olan dünyamı yoksa insanlar mı? Sorusunu sormak lazım.

 Dünya zengin ise insanlar neden fakir? Bunu değerlendirmek lazım.

Dünyadaki fakirlik oranlarına bakmadan önce fakirlik nedir. Fakirliğin sebepleri nelerdir önce onlara bakmalıyız.

Kış günlerinde gece sokaklarda yatan evsizlerin cesetlerinin toplandığı dünyada bu kadar lüks içinde yaşayanlar varken, açlıktan ölen çocuklar neden var. Bu aradaki denge nasıl kurulmalı. Bu zenginler ile açlıktan ölen fakirlerin arasındaki uçurumun sebebi nedir?

O kadar çok soru var ki cevaplanması gereken aslında. Nereden başlanmalı bilemiyorum. Bazı soruların ise hiç cevabı yok hayatımızda. Sadece seyrediyoruz elimizden bir şey gelmediği için. Ya elinden gelenler. Faydası olabilenler varken seyredenler. 

Bir urganın hesabını vermek o kadar uzun ve meşakkatli olmuşken, bu kadar lüksün hesabı nasıl verilecek. Bir ekmek almaya gücü yetmeyen, tencerede pişirecek bir lokma yemekliği yokken, altın kaplamalı eşyaların içinde yaşayan insanlar bunun hesabını nasıl verecekler.

Ayakkabısız, montsuz hayatlarını sürdürmeye, ayakta kalmak için çabalamaya çalışan çocuklar, aç yatıp aç kalkan aileler, bakamamak veya yanlış işler sebebiyle doğmuş ve sonuçlarından korkarak çöpe atılan daha göbeği kesilmemiş bebekler.

Çocuklarına bakamadığı için intihar eden ana babalar varken, aklımızın bile alamadığı fahiş fiyatlı arabalarda gezip evlerde yaşayanlar, dünyada gezmediğim yer kaldı mı diye düşünüp gelecek için plan yapanlar. Bu kadar sefalet içinde yaşayanlar varken oturup bir kere daha düşünün lütfen.

‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ diyen bir peygamberin ümmetiyiz ama ailen, kapı komşun açken ülkeler arası bir yardım ve çığırtkanlık neden?

Fakirlik kısmet işimi bunu bilemeyiz. Ama bildiğimiz bir şey var ki biz Müslümanlar tedbir alır takdiri Allah’a bırakırız. Bu ne demektir. Fakir veya zengin olup olmayacağımızı bilemeyiz bu sebepten bize düşen gayret ve çalışmaktır.

İnsanlar zaman zaman durumları çok iyi olabilir. Bazen de rahatlık içinde yaşarken birden elimizden her şey birden uçup gider. Bunları ancak yaşayıp öğreniriz. Bunların sebebi yaptığımız hatalar veya akıllıca davranışlarımızdır.

Allah dünyada bütün canlılara yetecek kadar aklınıza gelen her şeyi yaratmıştır. Biz insanlar bunları adalet ile paylaşmadığımız için bu kadar fakirlik ve sefalet olduğunu biliyoruz. Bunlara sebep olanları burada tek tek saymanın bir anlamı yok diye düşünüyorum ama dua edelim herkes üstüne düşeni yapsın.

Dünyadaki fakirliğin sebeplerinin başında ülke kaynaklarının yerinde ve adaletli kullanılmaması, yolsuzluk, nüfus artışı gibi sebepler gösterilmemektedir.

Yine dünyada doğa zengini ülkelerin birçoğu fakir hayatı yaşamaktadır. Bunun birçok sebepleri var.

Dünya nüfusunun % 11 inin aç olduğunu biliyor muyuz? Peki, dünyadaki 27 zenginin servetinin dünyanın yarısının malına denk geldiğini. Arada bu kadar uçuk rakamlar varken fakir insanlara sabrı tavsiye edenlerin durumları acaba ne olacak. Lüks içinde yaşarken sefalet içinde yaşayana sabrı tavsiye edenlere peygamber ve sahabelerin hayatını tekrar gözden geçirmelerini tavsiye ederim.

Sahabeler arasında infak yarışına girenlerle aynı cenneti isteyen bizler. Gözümüzün önünde cereyan eden bu olaylarla bu mücadelenin içinde miyiz yoksa sadece o sahabelerle dua ile bir arada olmayı arzulamanın yolunda mıyız kendimizi bir gözden geçirelim.

Zenginliği ile Rabbine şükreden, infak eden ve hayatını peygamberimizi örnek alarak yaşayan veya fakirliği ile sabreden, sabrederken dua eden, kullarından olmak ümidiyle.

SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN

SABRİYE TÜRKMEN KAYA