İLİŞKİLERDE ALDATMA VE ALDATILMA NEDENLERİ
Herkese Merhabalar, değerli dostlar. Geçen haftalarda ilişki sorunlarıyla ilgili köşe yazılarımda aldatma ve aldatılma konusuna değinmiştik ve çok olumlu tepkiler almıştık. Bugünde aldatma ve aldatılmanın nedenlerine ışık tutuyor ve derin incelemeleri sizlere arz ediyor olacağım. Youtube, whatsapp, instagram ve twitter üzerinden gönderdiğiniz mesajlar, beğeniler, yapıcı yorumlar, tavsiyeler ve ilgileriniz için tekrar teşekkür ederim.
Sizlerden gelen yoğun istek üzerine bugün ''İlişkilerde aldatma ve aldatılma nedenleri ve çözümleri'' hakkında ayrıntılı yazma gereği duydum.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; Aldatmanın ve aldatılmanın kadını erkeği yoktur, sonuçta yaralayıcı ve küçük düşürücü bir eylemdir. Sadece erkekler ya da sadece kadınlar aldatır demek de doğru değildir. İstatistiksel veriler oranları belirler, ama cinsiyete dayalı genelleme yapmak yanlış ve haksızlık olur.
Ayrıca, öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, bir de eşin rızasıyla gerçekleştirilen swinger gibi ''İzinli ya da karşılıklı aldatmalar'' vardır. Kendi özgürlük alanında herkes istediği gibi yaşayabilir mi ? tartışılır, o yüzden bu konuya şimdilik hiç girmeyeceğiz.
Yazımıza İki önemli soruyla devam edelim ve konuyu daha detaylı inceleyelim:
Eşini aldatan insanın eşine saygısı var mıdır?
Aldatmanın haklı nedenleri olabilir mi?
Bu soruların her birine yanıtınız evet mi, hayır mı?
Bir de empati duygularını harekete geçirme gerekliliği nedeniyle bir başka soruya geçelim:
Eşini aldatan, aldatmaya meyilli olan, aldatmayı düşünen, aldatmayı planlayan, aldatmak isteyen ya da aldatmayı haklı ve belki de normal gören kişiye soralım;
EŞİN SENİ ALDATSA NE YAPARSIN!?
Kısaca; aldatmaların nedenlerinden biri de empati eksikliğidir.
Değerli dostlar, aldatmanın türü ya da şekli olmaz. Aldatma aldatmadır. Onur kırıcı bu davranışı haklı ya da masum göstermeye çalışmak çok yanlıştır.
Cinsel, fiziksel dokunma (El ele tutma, sarılma, öpme), duygusal (sevgi bağı), telefonla ya da sosyal medya aracılığıyla görüntülü / görüntüsüz konuşma ya da yazışma vb. diye bir farklılık asla gözetilmemelidir. Sonuçta hepsi doğrudan aldatmadır ve tarafların imkanları dahilinde çoğunlukla cinselliğe kadar gidebilir.
Akıl ve ruh sağlığı yerinde olan her insanın evlenme amacı mutlu bir aile yuvası kurmak ve çoluk çocuğa karışıp huzurlu bir yaşam sürmektir. Sağlıklı hiçbir kadın ya da erkek, ''Aman bir an önce evleneyim, eşimle birbirimize hayatı zindan edelim, sürekli tartışalım ve kavga edelim, aramızda sorun hiç bitmesin, birbirimizi karşılıklı aldatalım vb.'' nedenlerle evlilik yapmaz. Ama yaşam döngüsünün işleyişinde öyle olaylar ve koşullar ortaya çıkar ki, insanlar ''Asla yapmam'' dedikleri ve en çok tepki gösterdikleri yanlışları yapabilir. Aldatma da bunlardan biridir. Ve bütün yanlışlarda olduğu gibi bunda da kişinin iradesi çok büyük rol oynar. Bir insan yanlış olduğunu bildiği bir eylemi ya da davranışı gerçekleştirmemelidir. Ki bu, insanın insana önce saygı duyduğunun ve değer verdiğinin göstergesidir. Eğer kişi o yanlışı yapıyorsa, orada acil olarak çözülmesi ya da uzman yardımı alınması gereken çok önemli sorun/lar vardır.
Aldatanların, aldatma eylemini haklı göstermek için kendini savunma anlamında ''İsteyerek yapmadım, nasıl oldu bilmiyorum, aniden gelişti, sarhoştum, hatırlamıyorum, bir an için gönlüm kaydı, boş bulundum, vb.'' şeklindeki sözleri ya da doğrudan eşini suçlayarak psikolojik şiddet ve baskı uygulayarak ''Beni sen zorladın çünkü benimle yeterince ilgilenmedin, bana huzur vermedin, soğuk davrandın ve benden uzak durdun, bu yüzden mecbur kaldım ve aldattım, vb.'' gibi kendini haklı gördüğü birtakım nedenleri ileri sürebilir, ama hiçbiri aldatmayı normal ve haklı ya da masum bir davranışmış gibi gösteremez. Bazı aldatmalarda ise aldatan taraf ''Sadece birlikte çay içtik, sohbet ettik, yürüdük, el ele tuttuk, başka bir şey olmadı ve bu bir defa oldu, artık yapmıyorum vb.'' ifadeler kullanır. Aldatılan kişi şüphe duygusuyla ve kendisini kötü hissettiği için, karşısındakinin gerçek mi yoksa yalan mı söylediğini kolay kolay anlayamaz. Böyle bir durumda ''Yalan Analiz Uzmanımızdan'' yardım alınabilir.
Eşini aldatan kadınların ve erkeklerin ileri sürdüğü bazı nedenler şunlardır; saygısızlık, sevgisizlik (duygusal anlamda yalnız bırakılmak), değer görmemek, cinsel soğukluk ya da yetersizlik, fiziksel ihtiyaçlarının yerine getirilmemesi (giyme, barınma, gıda vb.), fiziksel ve psikolojik şiddet, her türlü baskı, beğenilme ihtiyacının karşılanmayışı, küfür, aşağılama, eleştirme, ilgisizlik, ekonomik baskı, yok sayılma, mutsuzluk, evin hizmetçisi muamelesi görmek, ilişkide monotonluk, eğer eşi aldattıysa acı çektirmek için intikam alma duygusuyla aldatma, kişisel olarak özel alan ve zaman konusunda anlayışsızlık görmek vb.
Kadın erkekten, duygusal aktarım, mutluluk, sevgi ve ilgi beklentisi içindedir. Ayrıca her kadının içinde küçük bir kız çocuğu vardır. O kız çocuğu naz yapmak ve şımartılmak ister. Kadın doğası gereği sevgiyi her türlü hissetmekten çok hoşlanır.
Bu davranışlar kadının basitliği şeklinde algılanmamalıdır. Kadın annedir, verici taraftır ama özünde verdiğinin karşılığını da eşinden alma beklentisinde olabilir.
Kadın çalışsın ya da çalışmasın, eşinin ev işlerinde ve diğer yapılması gereken her şeyde kendisine yardımcı olmasını bekler. Aslında burada kadın eşinin ilgisini görmek amacındadır.
Erkek de kadından övgü (takdir), sevgi ve kadınsı yaklaşım bekler. Roller asla değişmemelidir. Aynı şımarık çocuk erkeğin içinde de vardır. Erkeklerin büyük çoğunluğu çocukluğunda annesinden aldığı ilgi ve bakımı eşinden de bekler ve ister. Bu istek haksız değildir. Ama kadın erkeğe ilgi dışında asla anne kimliğine bürünmemelidir. Eğer kadın eşine annellik yaparsa, erkek de kendine eş gibi davranan kadına gitmek ister. Dikkat; burada kadına asla sorumluluk ya da suç yüklenemez. Erkek, kendisi istediği için aldatır. Kadının eşine yaklaşımındaki iyi niyete dikkat etmek gereklidir.
Kadın ve erkek arasında eşdeğer cinsiyet tavırlar olmamalıdır. Yani; ne kadın ne de erkek doğasına aykırı davranmamalıdır. Çünkü böyle davranışlar da aldatmaya yönlendirebilir.
Erken yaşta evlilik ve erken çocuk sahibi olmak da aldatmaların nedenlerinden biridir.
Bazı erkeklerin ailesi, özellikle annesi evlenmeden önce şunları söyler: O kadına fırsat verme, şımartma, haddini bilsin, senden korksun, sert duracaksın, bağırıp çağıracaksın, eve ekmek getiren sensin, senin dediğin olacak yoksa baş edemezsin, yüzün yumuşak olmasın, arada bir yemeğin tuzunu ya da çayın demini bahane et ve ağzına burnuna patlat, verdiğin her kuruşu nereye harcadığının hesabını sor, ailesiyle sık görüşmesine sakın izin verme, karşında çemkirmesin, yaparsa vur ağzına, ev işlerine hiç elini sürme, onlar kadının görevleri, çocuğa o baksın, çocuğu da sakın şımartma. Unutma sen erkeksin, o kadın. Yerini bilsin.
Bazı kadınların da ailesi şöyle bir yönlendirme yapar; Kocanın iki kaşığı varsa birini kır, göz açtırma, erkek milleti değer bilmez, azcık naz yap cilve yap istediğini yaptır, arada hastalık numarası yap ki ev işlerini üstüne yık, böyle böyle ev işi yapmaya alıştır, arkadaşlarıyla çok sık buluşmasına izin verme, avucunun içine al ki sözünü dinlesin, arada bir senin isteklerini yerine getirmeyince ağla ve kendine acındır, bazen başım ağrıyor gibi numaralarla cinsel yokluk yaşat ama abartma ki başka kadınlara gitmesin. Her konuda kadınlığını kullan.
TV dizilerinin aldatma konusunda bazı insanların ahlâkî değerlerini nasıl alt üst ettiğini de unutmamak gerekir. Bir taraf aldatmış ve yakalanmışsa, karşı taraf belki içten içe intikam almak amacıyla aldatma yoluna gidebilir. Ama biliyoruz ki ikisi de yanlış. Böyle bir evlilik sizce nereye gider?
Eğer evlilik istenmeyen biriyle yapılmışsa (ki bu uygulama günümüzde neredeyse artık ortadan kalktı diyebiliriz), isteksiz olan kişi eşini aldatma yolunu seçebiliyor.
Kesin olan şudur; aldatmış olan ve aldatmaya devam etmek isteyenler, ki istenmezse yapılmaz, olgun davranarak eşinden ayrılmalı, eşinin bu yüzden yaşamak zorunda kaldığı sıkıntılı süreci maddi olarak gidermeli (manevi taraf öyle kolay giderilmez, çünkü bu onur kırıcı davranış asla unutulmaz) ve kendi istediği gibi yaşamalıdır. Aldatılan taraf da ayrılma konusunda zorluk çıkarmamalıdır, çünkü birliktelik sürdükçe bu konu aklından çıkmayacak ve belki de çok ağır psikolojik sorunlar yaşayacaktır. Ayrılmak da evlenmek gibi yaşamın doğal işleyişidir.
Erkek ya da kadın eşini aldatmışsa, aldatan taraf pişman olmuş ve özür dilemişse, bir daha yapmayacağı sözünü vermişse ve aldatılan taraf affetme yolunu seçmiş ise, bu konuda konuşmalı ve sorunu çözmeyi denemelidirler. Eğer çözemiyorlarsa bizden destek alabilirler.
Unutmayın; ölümden başka herşeyin çaresi vardır.
Saygıyla, sevgiyle, güvenle, sağlıcakla ve mutlu kalın, hoşça ve dostça kalın değerli danışanlarım, dostlarım, takipçilerim.
MYLIFE AİLE – EVLİLİK - ÇİFT SORUNLARI VE İLİŞKİ DANIŞMANLIĞI
Ailevi ve bireysel konularda her türlü sorunlarınızın çözümü için yardıma hazırız.
Tel : 0544 724 36 50