Sorumluluğu Olmayan Sorumlular
 

Hepimiz ülkemizde, ihmalkarlık, denetimsizlik, sorumsuzluk, rant, rüşvet, iş bilmezlik veya işlerin dost ahbap ilişkileri üzerinden ilerlemesinden dolayı "cinayet veya katliam" denilebilecek çok sayıda, kaza ve afetlere tanık oluyoruz.

Bunların başında;
* Deprem
* Sel
* Tren kazaları
* Maden ocaklarında meydana gelen çökme veya grizu patlamaları
* İş kazaları
* Orman yangınları
* Ekonomik sıkıntılardan dolayı yaşanan icra, iflas, kavga, cinnet geçirme, boşanma veya intihar gibi olayları sayabiliriz.

Son olarak Bolu'da bir otelde çıkan trajedik yangın faciasında 79 can kaybını konuşuyor, tartışıyor, seyrediyor ve gördüğümüz pişkin sorumsuzlardan dolayı kahroluyoruz...

Her şeyin çok pahalı olduğu, ancak insan hayatının çok ucuz olduğu, hemen hemen her alanda yetersiz denetim ve tedbirlerin gereği gibi alınmadığı ülkemizde, her gün birçok vatandaşımız, maalesef hayatını kaybediyor.

Bunu Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otelinde çıkan yangında bir kez daha gördük.

Bu acılı günde, bir de, yetki ve sorumluluk alanı konusunda, Bakanlığın Belediyeyi, Belediyenin de Bakanlığı suçladığı ve herkesin sorumluluktan kaçtığı ayrı bir trajediyi de yaşadık.

Bu sorumsuzluk, denetimsizlik, ihmalkarlık ve yetki kargaşası sadece Bolu'daki otel yangınında mı olmuş? Elbette hayır. Son 23 yıla baktığımızda ülkemizde onlarca "kaza ve afet" yaşanmış ve bunların çoğunda ihmalkarlık, sorumsuzluk ve insan hatasından kaynaklı olduğunu görürüz.

Bunların belli başlılarını hatırlayacak olursak;

2004: Pamukova tren kazası: 41 ölü
2008: Kütahya tren kazası: 9 ölü
2008: Davutpaşa patlaması: 21 ölü
2009: Marmara Ayamama sel felaketi: 31 ölü
2010: Karadon maden kazası: 30 ölü
2011: Van depremi: 644 ölü
2014: Soma maden faciası: 301 ölü
2014: Ermenek maden kazası: 18 ölü
2016: Şirvan maden kazası: 12 ölü
2016: Aladağ öğrenci yurdu yangını: 12 ölü
2018: Çorlu tren kazası: 25 ölü
2018: Ankara tren kazası: 9 ölü
2020: İzmir depremi: 117 ölü
2020: Elazığ depremi: 41 ölü
2021: Akdeniz orman yangınları: 8 ölü
2021: Batı Karadeniz sel felaketi: 97 ölü
2022: Amasra maden ocağında patlama: 42 ölü
2023: Kahramanmaraş depremleri: 53 bin ölü
2023: Adıyaman ve Şanlıurfa sel felaketi: 21 ölü
2024: İliç maden faciası: 9 ölü
2024: Beşiktaş gece kulübü tadilatı yangını: 29 ölü
2024: Balıkesir mühimmat fabrikasında patlama: 11 ölü
2025: Kartalkaya otel yangını: 79 ölü

AKP’nin iktidarda olduğu son 23 yılda toplamda 24 afet ve kaza faciası yaşandı ve bu facialarda 54 bin 780 vatandaşımız hayatını kaybetti.

Ama ne hikmetse, bunların hiç birinde sorumlu olan iktidar değil, hep "diğerleri" olmuştur!

Bütün bu kaza ve afetlerden sonra sorumluluğu alan, istifa eden bir Bakan veya bir Belediye Başkanı yok, ceza alan üst kademeden bir yetkili yok!

Halbuki batılı ülkelerde ufak bir kazada veya yolsuzluğa ismi karışan bakanların istifa ettiğini, hatta ciddi olaylarda iktidarın bile istifa ettiğini görüyoruz.

Ama biz son 23 yıldır, Türkiye’de istifa müessesiyle hiç tanışamadık!

Devlet, toplumun ihtiyaçlarını karşılamak problem ve sıkıntılarını çözmek, eğitim, sağlık, güvenlik, düzen, barış ve huzurunu sağlamak, refah ve mutluluğunu gerçekleştirmek amacıyla oluşturulan tüzel bir kurum ve bu kurumu çalıştıra siyasi iktidar olduğuna göre elbette sorumlu olan da siyasi iktidardır.

Ama bugüne kadar, tüm ihmalkarlık ve sorumsuzlukların bedelini, hep vatandaşlar ve alt kademedeki bir kaç işçi veya memur ödemiştir.

Ve bu facialar kısa bir süre medyada tartışılır bir sonraki faciaya kadar, olay kapanmış olur!

Kapitalistlerin aç gözlülüğü, çalışmayan sistem, liyakatsiz ve beceriksiz yöneticiler, sorumsuzluk ve cezasızlık yüzünden hergün yeni canlar kaybediyoruz.

Ben değil, o, bu şu sorumlu!

İmar afları çıkaranlar, yapıları gereği gibi denetlemeyenler, fay ve sel yatakları üzerinde imar izni verenler, binalarda malzeme ve işçik hırsızlığı yapanlar, deprem ve sellerde hayatını kaybeden vatandaşların ölümünden sorumlu değil de kim sorumludur?

Hepimizin bildiği gibi vatandaşın hayatını ilgilendiren işlerin çoğunda denetimler dost ahbap ilişkileri ve rüşvet üzerinden tamamlanıyor. Buralarda olacak ölümlü kazalarda, bu zincirin içinde olanlar, sorumlu değil de kim sorumludur?

Maden ocaklarında, tren kazalarında veya orman yangınlarında ölen vatandaşlar olursa, gerekli denetim ve tedbirleri almayanlar sorumlu değil de kim sorumludur?

Uygulanan yanlış ekonomik politikalar yüzünde, icralık olan vatandaşlardan, dağılan ailelerden ve intihar edendenlerden, sebep olanlar sorumlu değil de kim sorumludur?

Ey iktidar sakinleri, ey Belediye Başkanları, ey yöneticiler, ey sorumlular, siz ne zaman ve hangi kaza ve olaylardan sorumlu olacaksınız? Sorumlu olmanız için daha ne olması lazım?

Ha bu arada, uzmanların yaklaşık 100 bin konutun yıkılacağı tahmin ettiği İstanbul depremi için, devlet ve belediye olarak bugüne kadar hangi tedbirleri aldılar/alıyorlar? Yarın çıkıp timsah göz yaşları dökecekler.

Son söz: Görevini gereği gibi yapmayan her yönetici ve ilgilinin elinde, ölenlerin kanı vardır.

Vesselam