İnsanlık ölüyor...
Sokaklar et yığını... (kastım çıplaklık değil)
Ne beyin ne de kalp kalmış. Beyni, kalbi olanlar da kendini eve kapatmış. Okullar fena, öğrenciler fena... Yanı başımdaki mahallede onlarca kediye zehirli yemek vererek öldüren insanlar var. İnanın sokakta karşılaştığımız onlarca insanın %80' i cani ruhlu. Robotlaşmış beyinlerde ALLAH korkusu yok, kuldan utanmak zaten hiç kalmadı. Kadın cinayetleri hat safhada...
Kadın sever öldürülür.
Sevmez öldürülür.
Aldatılır öldürülür.
Aldatır öldürülür.
Evlenir öldürülür.
Boşanır öldürülür.
Akşam dışarı çıkar öldürülür.
Ziynet eşyası için öldürülür.
En son öldürülen 20 yaşında ki Ceren...
Neydi suçu?
Veya hangi suç bu cezayı hak eder?
Bu canileri, hapishanelerde bizden kesilen vergilerle besleyerek ulaşamazsınız toplumsal refah düzeyine.
Haya perdeleri yırtılalı çok oldu. Bir avuç insan kaldık. RABBİM merhamet etsin, insanoğlunu hayırla ıslah eylesin. Bizi de yolumuzdan kaymaktan caymaktan muhafaza eylesin. Eksiklerimiz yok mu?
Hem de nasıl var...
Saymaya kalksam günlerce sayarım ama gayret gerek, düzelmek için çaba gerek, kendimizi yontmak gerek...
Birbirimize dua etmekten başka bir şey gelmiyor millet olarak elimizden.. Emri bil maruf yapanı dövecek halde bir millet var karşımızda. Egolar tavan yapmış. Kibir almış başını gidiyor. Cahiliz ama kabul eden yok. Argo konuşuyoruz, kabayız, anlayışsızız. Birçok kötü ahlakımız var, hepimizin var. Bizler o kötü ahlaktan kurtulmak, iyi ahlak ile değişmek için çabalamalıyız. İslam sadece ibadet dini mi? Hayır islam güzel ahlak dini, anlayış dini, tebessüm dini, yardımlaşma dini... Peygamberinin hayatını bir kez dahi okumayan onlarca müslüman var. Gençler zaten bihaber! Bütün romanları okumuşlar, dünya klasiği türk klasiği... Siyere ne gerek var. Oysa bizim peygamberimiz değil mi ölen kuşu için minicik bir çocuğa baş sağlığına giden? Yine bizim peygamberimiz değil mi konu islam olunca kılıç kuşanan? Demek ki konu islam ve vatan olduğunda kılıç kuşanmalıyız. Konu dünyalık işler olduğunda az kendimize gelelim. Her konuda ahkam kesiyoruz, çok biliyoruz. Sorsan her soruya cevabımız var. Besmelenin anlamını sorsanız bilmeyiz ama havamızdan geçilmez durumdayız.
Ah şu kibir, şeytanın karakteri.
Biz nasıl ehlileşeceğiz? Çok yabaniyiz. Nasıl sakinleşeceğiz? Çok agresifiz. Biz nasıl HAK huzurunda boyun eğmeyi öğreneceğiz? Çok dik kafalıyız. Biz nasıl Kur'an ahlakı ile ahlaklanacağız?
Aldığımız oksijenden, içtiğimiz sudan, yediğimiz her lokmaya kadar her şey şüpheli!
Türk milletini savaşla korkutamayacaklarını bilenler yediklerimizle içimizi, sosyal medyayla ise beynimizi boşalttılar. Sadece yediğimiz, içtiğimiz değil; kıyafetlerimiz, ayağımızı bastığımız halı, oturduğumuz koltuk hep naylon, hep elektrik yüklüyor vücudumuza. Ve bu kötü elektiriği atamayan insanımız saldırgan, tahammülsüz ve söz dinlemez bir canlı haline geliyor. Büyük oyunların arasında kalmışız. Fıtratlar bozulmuş. Yaşadıkları hayatı islam sanan insanlar çoğunlukta. Köşeye sıkışmış vaziyetteyiz, ne yapacağız?
Bize kim yardım edecek? Elbette ALLAH...
Kuşkusuz ALLAH