RECEP GÜNDOĞAN yazdı;
Amerika Birleşik Devletleri'nin İranlı General Kasım Süleymaniye yapmış olduğu suikastın ardından doğal olarak bütün dünyada İran'ın bu suikaste nasıl ve ne şiddette bir karşılık vereceği bir beklenti haline geldi.
Süleymaniye'nin öldürülmesi haberinin ilk duyulduğu andan, defnedileceği güne kadar çeşitli kademelerde verilen intikam mesajları, koca koca Generallerin Ayetullah'ların ekranlarda, kanaatimde hiç de yakışık almayacak bir şekilde hüngür hüngür ağlamaları, cenazenin günlerce şehir şehir sokaklarda dolaştırılması, bu esnada oluşan izdihamdan yaklaşık 60 İran vatandaşının ölmesi, bununla birlikte en yüksek perdeden edilen İntikam yeminleri, uluslararası toplumda ister istemez İran'ın bu suikaste çok şiddetli bir karşılık vereceği algısını oluşturdu.
Ve beklenen oldu 7 Ocak çarşamba günü sabaha karşı "İran ABD üslerine füze yağdırdı" haberleri düştü ajanslara. Henüz haber düşer düşmez ilginç bir şekilde İran 80 Amerikan askerinin öldüğünü, süleymani'nin intikamının alındığını açıkladı. Bütün dünya nefesini tutmuş bu misillmenin Amerika açısından ağır bilançosunu beklerken durumun hiç de öyle olmadığı, üslerin yakınına birkaç füzenin düştüğü, bir Amerikan askerinin bile burnunun kanamadığı, hatta atılan füzelerin neredeyse hiçbir hasar oluşturmadığı haberi İran'ın itibarını tartışılır hale getirirken, buda yetmezmiş gibi İran'ın Amerikan üslerine füze gönderdiği dakikalarda Tahran'da düşen, içerisinde 176 yolcunun bulunduğu Ukrayna uçağının da birkaç gün inkar etmesine rağmen İran'ın füzeleri ile yanlışlıkla düşürüldüğü İran Genelkurmay Başkanlığı tarafından itiraf edilmesinden sonra olayın bilançosu açıkça ortaya çıktı
Kasım süleymani bilançosu.
Amerika tarafında bütün bu yaşananların sonucunda İran'ın iddia ettiği gibi değil 80 asker, bir askerinin bile burnu kanamadı. Aksine İran'ın en üst düzey Generali olan Kasım Süleymaniye nokta atışıyla yaptığı bir suikast sonucu öldürerek iç ve dış kamuoyunda Prestij kazandı
İran açısından ise, Kasım süleymani misillemesinin prestij kaybından başka hiçbir şeye yaramadığını söyleyebilirim
Şöyle ki; Bütün dünya kamuoyunda İran ordusunun teknik kapasitesinin çok güçlü olmadığı, vahim hatalar yaptığı, Ukrayna uçağının düşürülmesi ile ortaya çıktı.
İran'ın bundan sonra bu ve benzeri yapabileceği uluslararası operasyonlarda teknik kapasitesinin ne denli düşük seviyede olduğu ortaya çıkmış oldu.
Sonuç olarak Kasım süleymani'nin intikamını almak için yola çıkmış bir İran, yanlışlıkla ve kaza sonucu olmak üzere,
• Cenaze töreninde 60'a yakın,
• Kaza ile düşürülen uçakta ise 82 si İranlı olmak üzere 176 masum kişi öldü
• Atılan füzelerle isabet edilemeyen Amerikan üsleri ve bir askerin bile burnunun kanamaması...
Evet, ortada tam bir fiyasko ile sonuçlanan bir süreç, bu süreci yönetemeyerek yüzüne gözüne bulaştıran bir İran ve uluslararası kamuoyunda askeri ve siyasi bir Prestij kaybı.
Madalyonun bir de görünmeyen 3'ncü yüzü var ki akıllara zarar.
Amerika'nın peşin satan esnaf gibi elinde piposu ile ayak ayak üzerine atarak meydana getirdiği ortama bakıp işin keyfini çıkarması,
İran'ın ise İntikam diyerek yola çıktığı son bir hafta içerisinde yaşadığı olaylar silsilesine bakınca,
Acaba sorusunun aklıma getirmiyor değil.
Bu işin tamamını, yani işin buralara geleceğini Amerika tehayyül ederek mi planladı acaba?
Ancak işin İnsani, İslami ve İlahi boyutundan bakacak olursak, Ortadoğu coğrafyasında ve özellikle de Suriye'de savaşın bitirilmesi noktasında ağırlığını koymak yerine olaya mezhep nokta-i nazarından bakarak rejime destek veren ve yüzbinlerce masum'un ölümünden sorumlu olan İran'a, yaşamış olduğu bu rezalet Allah'ın Tokatından başka birşey değildir diye düşünüyorum.