ONLARDAN DAHA HAYIRLISI

“ Ve doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz gücümüz yeter, onların yerine onlardan daha hayırlısını getirmeye….Bu hususta kimse bizim önümüze geçemez.” Mearic suresi 40 ve 41. Ayetler.

Buna benzer kaç tane daha ayet var sayısını bilmiyorum ama okudukça ürpermemek, korkmamak elde değil.

Bu Müslümanlara aslında belki de bir ihtar. Siz İslam için çabalamaz, çalışmazsanız sizi helak edip yerinize daha hayırlı kavimler getiririm demek.

Onlardan daha hayırlısı derken o insanlar kimler diye tefsire baktığımda inkâr edenlerden bahsediliyor. Bu inkâr sadece dini inkâr değil, inananların yanlışlarında ısrar etmeleri veya müşriklerin peşinden gidenleri de kapsıyor.

Dine bilerek veya bilmeyerek zarar veren tüm insanlar bu ayetin içine giriyor. 

Eğer biz kendimizi düzeltmez isek yerimize, bu dini ayakta tutacak başka insanlar getireceğini anlamamız gerekiyor. İşin aslı bu. 

Herkes yaşadığı dönemden mesuldür.

Herkes yaşadığı zamandaki insanlardan sorumludur.

Ve herkes yaşadığı sürede dine yaptığı zarar veya faydadan mesuldür.

Eğer bunu iyi anlayabilirsek, kendimizi “ Ölmeden önce hesaba çekebilmek. Daha kolay olacaktır emin olun.

Birilerinin arkasından giderken ince eleyip sık dokumak tabiri aklımızın bir köşesinde olsun.

İmanımıza güvenipte yanlış yapmayalım. Yanlış yapanın arkasından gitmeyelim. 

Namazımıza güvenipte sanki cennetle müjdelenmiş gibi hareket etmeyip “ Vah o namaz kılanların haline” ayetini hiç unutmayalım.

İbadetlerimize güvenipte insanları dışlamayalım, başka fikirde olanları saf dışı bırakmak için çaba içerisine girmeyelim.

Hayatın ne getireceği, ne götüreceği belli olmayacak bir zaman diliminde yaşıyoruz. İmanımızı korumak, ibadetlerimizi ve dinimizi muhafaza etmek için gayret üstüne gayret sarf edelim.

Bizi bu ihtara uyan kullarından eyle Ya Rabbi!

Helak olmaktan korunabilmek, rabbimin dini için cihat edebilmek, hak ve hukuk çerçevesinde gereğini hakkıyla yapabilmek duası ile.

SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN

SABRİYE TÜRKMEN KAYA