Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Çamlıca camii çıkışında yerel seçimler hakkında değerlendirmede bulundu. "Çoğunluğu bizde. Bunlar neye dönmüş biliyor musun, bunlar topal ördek" ifadesini kullandı.
Sayın Erdoğan niçin "Topal Ördek" ifadesini kullandı?
Çünkü belediye meclislerinde AKP ve MHP büyük bir çoğunluğa sahip olacak. Merkezi idarenin yetkilerinide göz önünde bulundurduğumuz da CHP'nin Ankara ve İstanbul'da beklenilen hizmeti verebilmesi için, AKP ve MHP ile uzlaşı içinde olması lazım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan umarım ki "Topal Ördek" ifadesini halka yapılacak hizmeti engelleme manasında ifade etmemiştir. CHP'nin bir sonraki seçimi kaybetmesi için ve "bize oy verilmediği zaman bak neler oluyor millet görün" düşüncesiyle söylenmiş bir söz ise bilinmeli ki neticesi hem AKP'yi hem de Sayın Erdoğanı'da negatif yönde etkileyecektir.
Durkheim toplumu bir "organizmaya" benzetir. Ve bu organizmanın organları arasındaki destekten, uzlaşıdan ve yardımdan bahseder. İnsan organizmasında nasıl ki herhangi bir organ terse geçerek, yetkilerini kullandırmayacağını ifade etse, kendine zarar gelmesinden kaçınabilir mi?
Durkheim’e göre, "insanlar arasında uzl aşma, karşılıklı özveri, dayanışma ve bağlılık duygusu gibi ahlâkî nitelikler olmadan toplum var olamaz."
Sayın Erdoğan Cumhur'un başı olarak öncelikle toplumun selameti için gayret göstermelidir. Hiç kimse partisinin ve kendinin bekasını, toplumun bekası olarak görmemelidir. Böyle bir "mantık kaftanı" bir ülkenin sırtına geçirilemez. Yönetimler insanlara hizmet için ve bireylerin mutluluğu için http://xn--vardr-q4a.Vevardır.Ve o doğrultuda da hareket etmelidir. Bunun tersini düşünmek "ahlaki kuralsızlıktan" başka bir şey değildir. Kim böyle bir kuralsızlığı kendi çıkarları için benimser ve sergilerse; halktaki karşılığının pozitif algı olacağını düşünürse, büyük bir yanılgıyla kendini salt aldanmanın kucağına bırakmış olur.
Sayın Erdoğan tüm toplumu kuşatıcı ifadelerini eylemsel olarakta göstermelidir. Nefret ve kini bilimselliğin önüne geçirmeden, toplumun hukuki ve ahlaki değerlerine sahip çıkmalıdır. Halkın iradesine sözde değil, özde kazanım yaklaşımıyla sahip çıkmalıdır.
Milletin söylemini siyasetçilerin doğru algılaması büyük önem arzetmektedir. Millet diyor ki: " yönetim yetkilerini kullanırken 'uzlaşı, karşılıklı özveri, dayanışma ve bağlılık duygusu' içinde bulunarak bize huzurlu ve refah bir hayat sağlayın." Bilimsel olan bu düşünceyi yeğlemek herkese kazandırır. Yıpratma politikası ise hem ülkeye hem de yönetenlere mutlak zarar vereceği açık ve nettir.
Sayın Erdoğan toplumu bir bütün olarak düşünüp, ideolojik saplantıya girmeden, karamsarlığa itmeden, uzlaştırıcı bir tavırla yönetmelidir. Toplumu "patolojik" problemlere itmemelidir. Yoksa üretkenlikten ziyade, sürekli hastalıklarla uğraşmak zorunda kalır. Netice de hem kendisi, hem toplum yorgunluğa teslim olacaktır. Kısaca "ÖRDEĞİ TOPALLATMAMALI."
Sadece Erdoğan değil. Tüm partilerin lider ve yönetimleri ideolojik sallantılardan kurtulup, uzlaşma kültürünü kendilerinde içselleştirerek bireylerin geleceğini aydınlatmalıdır.