“Romanlar yazsak yetmez” diye başlamak isterim. Ciltler dolusu bir ansiklopedinin her maddesini onlara ayırsak, yine de tanımlayamayız tüm marifetlerini, bu dünyadaki olmazsa olmaz görevlerini ve inanılmaz hasletlerini !.. Nereden mi biliyorum ?.. Yarım asrı bulan Âfet’i devranımla beraberliğimizin % 90’ında ona bıraktığım kararların, şaşmaz doğruluğundan ve mârifet gibi bana kalan % 10’unun ise, pişmanlık doğuran yanlışlığından !... 

Altı yıl oldu beni bu dünyada bırakıp, cennet mekânına kavuşalı... Yani şirin görünüp gönlünü almak için yazılmadı bu satırlar !.. Yaşanmışlığın vecibesi olan bir teşekkür ve erkek geçinen bizlerin, biraz olsun gözlerini açabilmek, yâni gönül tellerimizi titretebilmek ve bir sorgulamaya vesile olabilmek amacı ile kaleme alındı.. O yüzden, 2017 yılında dile getirdiğim dizelerin, “gerekçesinde buluşmakta hiç değil, gittikçe uzaklaşmakta” olduğumuz korkusunu doğuran 2021’de, sanırım tekrarında fayda var dedim ve göreceğiniz gibi, hemen aşağıya ekledim.. Değerli yorum ve katkılarınızı, her zaman olduğu gibi bekleyeceğim sevgili dostlar !..

TÜM GÜNLER, SİZİN OLSUN !..

8.3.2017

Günü mü olur demiştim sevginin,

gün boyu düşündüm yine !..

Şimdi de,

günü mü olur diyeceğim kadınların !..

“Erkek geçinenlerin”,

düşünmesi gerek !..

Kim taşıdı onları

dokuz ay yüreğinde ?..

Onlar olmasa acaba,

ağaçtan mı toplayacaklardı sizi ?..

Tamam canım;

“ben de olmasam, hiç olmazdık”

diyecek bizimkiler !..

İyi de aslanım, yetmiyor senin var olman

tek başına, anla artık !..

İlk harcı attın diye, hiçbir yapı bitmiyor..

Yani senin var olman,

hiçbir şeye yetmiyor !..

Nasıl ki kurdeleyi kesen,

“ben yaptım” diyemezse binayı,

bir erkek de hiçbir zaman,

efendisiyim diyemez hayatın..

Kim demiş kolay olduğunu,

patronluk taslamanın ?..

Bir tohum nedir ki;

sulamazsan,

her mevsim koruyup kollamazsan !..

sevgi ister, yürek ister,

katlanmak ister acılara..

zahmet ister, marifet ister..

Ve o yüzden elbette kadınlarımız,

sayılmayı ve sevilmeyi,

haklı olarak ister !..

Bir güne sığmaz

ve sığdırılmamalı o yüzden

kutlamalarımız..

Ne bir günlüğüne Cumhuriyet,

ne sadece cuma günü Müslümanız.

Ne de, papazla bir gün dertleşmek

yetiyor insan olmaya !..

Bir an bile unutmamalıyız;

sevgiyi ve saygıyı,

direği oldukları yaşamda,

kadınlarımıza sunmayı !....

Analarımız, eşlerimiz

ve yarının asıl sahipleri

kız çocuklarımız !..

Her günleri hatırlanmalı

ve kutsanmalıdır bence..

Sakın ha !..

kıskançlıktan bir de,

“erkekler günü” çıkarmayın başımıza !..

Şu hayatın her gününü,

âdil yaşayalım yeter..

Bu itiraf ta benden olsun;

hanımına Hân’ım diyen

Cengiz Han gibi

lâfta bırakmasak da,

teslim etsek adâleti

ve geleceğin kararlarını !..

Sanki,

hem biz rahat edeceğiz

dünya kurtulacak kaprislerimizden,

hem de,

her şeyi biz biliriz

zannımızdan !..

Baksanıza dünyaya !..

belli ki,

karşılıksız sevgiyi

ve barışı sürdürmeyi

hiç beceremedik !..

En iyisi,

teslim edelim bilenlere..

Yarınların emaneti ve

mutluluğun anahtarı,

onlarda olsun !..

Değmez mi denemeye ?..

paylaşalım kadınlarla

hayatın tüm gayretini..

Ama karışmayalım kararlarına..

Var mısınız ?..

İtiraz duyar gibiyim !..

Yoksa sevgili erkekler,

kendinizi dünyaya,

tek patron mu sandınız ?..

Son sözüm şu ki;

hiç unutmayınız,

onlar olmasa

siz de yoktunuz !..

elbette Allah bilirdi;

çoğaltmayı insanı..

Dedim ya; galiba,

verilen kısa görev

fena şımarttı bizi..

O yüzden gelin;

bundan böyle siz değil,

şimdi biz,

“hizmetteyiz” diyelim,

hak yerini bulsun !.

Her daim,

baş tacı olsun kadınlar..

Ve günün hediyesi;

bu “sözümüz” olsun !..

Çelik Erengezgin