Rusya Türkiye işbirliği ile tamamlanan ve hayata geçirilen Türkakım projesinin açılış törenininde Rusya devlet başkanı Vladimir putin'in konuşması esnasında kopan alkış tufanını görünce eyvah dedim,
Eyvah halimize.
Öncelikle şunu belirteyim ki, bu tür projeler bir ülke için özellikle de bizim gibi büyük ülkeler, etrafındaki ülkelere büyüklük ve abilik yapması beklenen ve umulan ülkeler için hayati bir öneme sahiptir.
Değişen dünya konjonktürü ve gelinen noktada bu durumu ne İslami açıdan, ne insani açıdan nede bir vatandaş olarak aksini iddia etmemiz mümkün değildir.
Ancak çevremizde ve genel anlamda Ortadoğu'daki kardeş ülkelerde müslüman kanı akarken, yukarıda da bahsettiğim gibi Ortadoğu coğrafyasının bir şeyler umut ettiği, Abilik yapmasını beklediği ve Coğrafya insanının bu beklentiyi dönem dönem dillendirdiği, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için Rusya Amerika ve benzeri ülkelerle bu tür ticari ilişkilere girip devasa projeler yapmak ve bu tür işbirlikleri içerisine girmenin olumsuz bazı yönleri de vardır.
Şöyle ki; Bu ve benzeri projelerin Türkiye gibi ülkeler için oldukça önemli ve olması gereken projeler olduğunu tekrar belirtmekle beraber, bizim gibi nüfus olarak gayet kalabalık, stratejik olarak çok çok önemli bir bölgede bulunan,
tarihte Müslümanlara 600 yıl liderlik etmiş, kültür ve medeniyet bakımından medeniyete sahip olan bir ülkenin ön planda tutması gereken daha önemli değerler yok mudur?
Sözlerime açıklık getireyim. Suriye'deki savaşın bitirilmesi konusunda en fazla ağırlığa sahip olan ve bu savaşın bitirilmesi konusunda samimi uğraşlar verdiğine inandığım ve böyle bir koşuşturma içinde olduğu görünen Türkiye'nin, Suriye'de Bu katliama ortak olan ülkelerle bu tür projelere imza atması, enerji ve ekonomisini bu ülkelere göbekten bağlama çabası, Suriye Savaşı'nın bitirilmesi konusunda bundan sonra söyleyeceği sözlerin kararlı bir şekilde söylenmiş telkinler olup olmaması konusunda bir soru işareti uyandırmaz mı?
Yani enerji kaynağı alanında bağımlı olduğumuz ve yanıbaşımızda kardeşlerimizin kanını döken bir ülkeye karşı bu savaşın derhal durdurulması konusunda yapacağımız çıkışlar ne derece kayda değer olacaktır.
Veya bu tür uyarı ve telkinler sadece Müslüman Türkiye toplumunun ve Ortadoğu'daki Müslümanların tepkisini çekmemek için öylesine söylemiş olmak için söylenmiş ifadelerden öteye geçecek midir?
Hiç sanmıyorum, bu ve benzeri savaşların bitmesi noktasında gösterilecek çabalar, verilecek nota'lar, samimi olsa da (ki öyle olduğuna inanıyorum) bu ve benzeri yapılan ortak projelerin sonrasında hiçbir kıymeti harbiyesi kalmayacaktır.
Yani söylemek istediğim tam olarak şudur. Bizi vahşi batı ülkelerine bağımlı hale getirecek, bir yönüyle bizleri onlarla kardeş edecek bu tür projeler bizlerin, Müslüman toplum olarak karakterini bozmaktan öteye geçmeyecektir bu tür projelerin sonunda Müslümanlar olarak kazandığımız bir miktar dünyalık, kaybettiğimiz ise şahsiyetimiz olacaktır.
Ne yani, bundan sonra ülkemize büyük paralar kazandıracak ortak projeler yaptığı için islam düşmanlarına sevgi dolu gözlerlemi bakacağız, yanıbaşımızda acımasızca kardeşlerimizin kanını döken Devlet başkanlarını konuşma yaptığı esnada avuçlarımızı patlatırcasına alkış tufanına mı tutacağız?
Açılışlarda onları alkışlarken ortadoğuyu kan gölüne çevirmeleri gözümüzün önüne gelmeyecek mi,
Veya gelmemeli mi artık?
Yani bundan sonraki süreçte bizim için en mühim olması gereken değerler dev projelerin gölgesinde mi kalacak..?
Hayır hayır; her ne için olursa olsun Müslümanlar mânâ'yı ön planda tutmalılar.
Dünyayı ahirete tercih etmemeliler
Kardeşlerinin mağduriyetlerini daha değersiz hissettirecek bu ve benzeri projelere imza atarken kendilerine neleri getireceğinden daha çok kendilerinden neleri alıp götüreceğini etraflıca düşünmeliler.
Bütün müslümanlar bir ailenin fertleri, hatta bir vücut gibidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Birbirine karşı muhabbet ve merhamette, müminler, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız, uykusuz kalıp, onun tedavisi ile meşgul olduğu gibi, müslümanlar da birbirlerine yardıma koşmalıdır!) [Buhari]