ANA AKIM MEDYA’DA BOYKOT, YA SONRA?
Elime bugün neşteri boykot zedeler ve boykot zadeler için alacağım. Bakalım kimler boykot zede olmuş, kimler boykot zade olmuş? Boykot zade olmak için sabırsızlıkla kimler bekliyor?
Şu an boykot zede belli: Siyonist İsrail.
Ülkemizde ilk koronavirüs vakası 11 Mart 2020’de Sağlık Bakanımız tarafından açıklandı...
Tabii ki korona hakkında tüm dünya halklarında olduğu gibi ülkemizdeki insanlar da yeterince bilgi sahibi değildi...
Herkes hücum marketlere koştu, ne bulursa çaya çorbaya doldur torbaya oldu...
Maksat, ilk etapta masumane, “Kıtlık veya tedarik sorunu olursa bir süre bizi idare etsin” anlayışı…
Koronavirüsün üst akıl denilen şeytani akıl tarafından laboratuvar ortamında özel üretim olduğuna inananlardan biriyim...
Koronavirüs mikrobu yüzünden ölen kişilere şahit oldum, hepimiz gibi…
Fakat hem aşının öncesinde hem de sonrasında defalarca korona oldum, aşıların maalesef hiçbir işe yaramadığını bizzat deneyimledim…
“Ben aşı oldum, işe yarıyormuş, hastalık belirtisi hiç görmedim veya çok hafif geçirdim” diyeni ise hiç duymadım.
Hafif atlatma işi, tamamen koronanın varyantına bağlı.
Neyse, o günlerde herkes temizlik malzemelerine hücum etmiş, markette hijyen malzemesi rafları bomboş, karaborsa satılıyor... Bir tek maske dahi, bazı yerlerde ilk günlerde 5 ila 10 lira arasında satıldı, dehşet!
Enflasyon veya maaş farklarına vurursan bir tek maske şimdikinin parası ile 100 lira değerinde…
Tuvalet kağıdı ise yok satıyor...
Konunun uzmanı çıkıp “Tuvalet kağıdı almayı bırakın. Borsadan tuvalet kağıdı hissesi alın!” açıklamasını yaptı sosyal medya üzerinden...
Milleti ise almış bir ölüm korkusu…
“Öldükten sonra para ne işe yarayacak? Bir faydası yok ki” söylemleri...
Bazılarında da “Kasap et derdinde, koyun ise can derdinde” söylemleri…
Uzman kişinin dediği gibi, normalde 1 lira olan hisse 20 lira verince borsada, herkes kasabı koyunu bıraktı, ölüm korkusunu unuttu, hücuuuuuum borsaya…
“Canım, para da tatlıymış ama” demeye başladı...
Borsaya 1 lira iken “kasap, koyun” diyenler, aynı hisseyi 20 liradan kapış kapış aldı...
Sonrası malum; ağlamaları beğen beğenebilirsen...
1 liradan alan 20 liradan satmış, “Veresiye satan, peşin satan” o meşhur her dükkanın duvarında olan resimdeki adam gibi, koltuğunda kurula kurula oturmaya başladı haliyle...
Koronavirüs zadelerin bu anlattığım kadarı malumunuz, herkes tarafından bilinen buz dağının görünen kısmı.
Asıl görünmeyen kısmı çok feci: Orada milyon, hatta milyar dolara kadar varıyor bazı el değişimleri küresel çapta...
Neyse, “Zenginin parası,…” diyelim, çenemizi yormasın daha fazla, geçelim konumuza:
7 EKİM GÜNÜ HAMAS ZİNCİRLERİNDEN KURTULUYOR
İsrail’e, deyim yerindeyse okkalı bir Osmanlı şamarını indiriyor…
18 yıldır açık hava hapishanesi diyorlar, fakat yaşayan ölüler şehri gibi, keyfi olarak kapanın içinde yaşayan 2 milyon iki yüz bin kişilik Gazze halkı...
2 milyon iki yüz bin kişi, tam 18 yıldır, İsrail denen firavun izin verirse yemek yiyor, izin verirse su içiyor…
İzin verirse elektrik kullanıyor...
İzin verirse doğalgaz kullanıyor...
Yani firavunun çocuklarının ellerinde yaşamaya mahkum bir Gazze halkı...
Sonra “Hamas niye İsrail’i vurdu?”…
Eeeee böyle esaret zincirine bağlı, sen git yaşa bakalım sözüm ona mutlu mesut bir şekilde, nasıl oluyor?
Köle-efendi sisteminde yaşamak kolay mı, zor mu, gör!
Hamas o kapanın içinden çıktı ve İsrail’e haddini bildirdi, olan bu.
Hamas, 7 Ekim olaylarında sonuna kadar anasının ak sütü gibi haklıydı.
Hakkını, hukukunu, insanca yaşam hakkını savundu.
Fakat kudurmuş siyonist İsrail köpekleri dünyada eşi benzeri daha önce hiç görülmemiş, belki sadece Moğol istilasında eşine rastlanır bir soykırım açlığı ile, bir insanlık vahşeti ile, hava üstünlüğüne de güvenerek tam 30 gün boyunca, aralıksız, kimyasal fosfor bombaları dahil, tonlarca son teknoloji bombayla küçük bir kara parçasına canvarca hisler ile saldırmaya başladı...
Hal böyle olunca tüm dünyadan boykot açıklamaları geldi.
İSRAİL MALLARINA BOYKOT ÇAĞRISI
Şahsen, aklım erdiği günden beri İsrail mallarını zaten sürekli boykotta olduğum için, boykota saniyesinde katıldım.
Çok çok acil bir işim olmadıkça veya çok çok mecbur kalmadıkça, çocukluğumdan bu yana, İsrail ürünlerine elimi dahi sürmem.
Yani boykotu sonuna kadar destekliyorum.
YA BOYKOT ZADE KİMLER?
Ticarette bir söz vardır:
“Fiyatı satıcı değil, alıcı belirler”...
Yani, arz talep meselesi.
Tüm dünyada yankılanan boykot kurumsal değil, bireysel bir boykot. Yani zincir marketler aksi bir yönetim kurulu kararı almadıkça, kurumsal olduğu için bu malları elbette satabilir. Sen de bireysel olarak ister siyonist Yahudi ürünlerini alırsın, ister boykot eder almazsın, istersen “Bana ne yaaa, ben keyfime bakarım, ölen ölür, beni ilgilendirmez.” dersin, gider alırsın...
Paşa gönlüne, Müslümanlığına ve vicdanına kalmış...
Zorla değil, zorunlu değil, gönüllü olarak katılıp katılmamak herkesin kendi elinde...
Zincir marketlere gelince, siyonist Yahudi ürünlerine alışık bir toplumumuz olduğunu bildikleri için, Allah bilir ama ambarları, depoları siyonist Yahudilerin mallarının stokları ile dolup taşıyordur...
Tüm dünya ülkelerinin hakları sokağa dökülüp “Filistin’e özgürlük ve barış” yürüyüşü yapıyor. Fakat siyonist kafası kökünden koparılsa dahi Netanyahu denen bebek katili küçük şeytan, büyük şeytan Biden’dan aldığı talimatla “Savaşa devam” diyor...
Haliyle küçük şeytan Netanyahu “Savaşa devam” dedikçe, zincir marketler de ister istemez siyonist Yahudi ürünlerinde dev indirimlere gitti, ama ne indirim; yarıdan fazla...
YAHUDİ ÜRÜNLERİNE İNDİRİM, ONUN YERİNE ALTERNATİF YERLİ ÜRÜNLERE ZAM!
Yahu ne diyeyim ben şimdi size? Millet beyninden vurulmuşa dönmüş, vahşeti yaşamış Gazzeli bebeklerin sosyal medya videolarına dahi bakamıyor...
Bebek katili, terörist Netanyahu durmadan bebekleri öldürüyor...
Milletimiz huzursuz, mutsuz, uyku uyuyamıyor, hayatı sorguluyor...
Elinden bir şey gelmiyor diye sinir stres içinde, ne yapacağını şaşırmış durumda. Hadi diyor, karınca kararınca misali, siyonist Yahudilerin ürünlerini boykot edeyim ki, cılız bir tepki ama elimden gelen şu an sadece bu, diyor...
Sen kalk, yerli ürüne talep oluyor diye, yerli ürüne fahiş zam yap!
Ya hadi kuldan utanman yok, anladık, senin hiç Allah’tan korkun da mı yok bee adam? Sende vicdan yok tamam da, insanlığından da hiç, bir kırıntı da mı kalmadı?
Bu normal ticari rekabet değil ki...
Bu normal bir alışveriş, normal bir arz talep değil ki, sen arz talep meselesi olarak değerlendirip zam yapıyorsun... Yuh ve pes!
Diyecek söz vallahi bulamıyorum...
İnanın böyle, vahşice öldürülen bebeklerin üzerinden fırsatçılık yapıp boykot zamanı yerli ürüne zam yapanların ürünlerinin yerine, içimden geçen bambaşka bir gavur ürünü almak oluyor. Ne yalan söyleyeyim...
Çünkü bu ticari işten çok öte, vahşice katledilen bebekler üzerinden para kazanmaya çalışma işi...
Allah büyük, her şeyi görüp biliyor.
Haram helal kavramı olsa zaten, fırsatçılık yapmaz, ama üzerimde kalmasın, yine de söyleyeyim; o kazandığın para düpedüz haram!
GELELİM ÜLKEMİZDEKİ ANA AKIM MEDYAYA
Bu ana akım medyaya ayrıca daha çok parantez açacağım inşallah.
Çünkü öğrencisini döven bir öğretmen (böyle vicdansız öğretmenleri asla tasvip etmediğimin altını çiziyorum) olursa çarşaf çarşaf haber yapıyorlar, hatta ana sayfa manşet dahi yapıyorlar...
İyi güzel, yap, zaten bu tarz kötülüklerin haber yapılmasını ve tüm kötülüklerin böyle böyle kökünün kazınmasını destekliyorum...
Fakat gel gelelim, devletin makamını hakkı olmadığı halde hamudu ile götüren torpilliler hakkında tam 2 yıldır yüzlerce yazı yazıyorum...
Mübarekler hiç görmediler... Hay Allah, zaten hiç haber değeri yok değil mi? Kişisel mesele canımmmmm… Sanki devletin makamı benim babamın veya şahsıma ait...
Devletin olan bir şey nasıl ve ne şekilde kişisel olabiliyor? Anlayan beri gelsin veya bir adım dirsek temas hizasını bozmadan bir adım öne çıksın...
Bir kez olsun işlerine gelip görmüş olsaydılar…
İki yıl boyunca en şiddetlisinden mobbing görmeyecektim, Bilsem öğrencilerimin eğitim-öğretim hakları ellerinden gitmeyecek ve mağdur olmayacaklardı...
Ama nerede? Tek satır dahi bırakın, işlerine gelmezse bir nokta dahi koymazlar...
Ana akım medyaya şimdilik şu kadarını söyleyeyim; adım Meryem, soyadım Çıldır, unvanım Dr. Bunu bir zahmet bir kenara not edin. Çünkü sizinle daha çok kapışacağız, yani kalem savaşlarımız çok olacak.
Beni ister istemez göreceksiniz, hatta görmekle kalmayacak mücadeleye dahi girmek zorunda kalacaksınız.
“Meryem öğretmen dediydi” dersiniz...
Torpil sistemi de beni hiç görmez, bilmezdi bir zamanlar. Fakat iyice öğrendiler. Ağızlarının payını liyakatli bir şekilde verince beni Bilsem'den nasıl göndereceklerini şaşırdılar. En sonunda kovmakta buldular çareyi...
Şahsım ile 28 Şubatçılar uğraşamamış, torpilciler hiç uğraşamaz, ancak kovarlar… Fakat şunu bilmiyorlar ki, 14 yaşımdan beri ben zaten kovuluyorum...
Alışık olmadığım bir şey değil ki kovulmak.
Bu seviyeye ben iğne ile kuyu kazarak değil, tırnaklarım ile zirveye tırmanarak başım dik alnım açık şekilde geldim. Bazıları gibi makama tepeden oturma değil. Zannediyorlar ki gönderildiğim okuldan gocunacağım. Ortamı Bilsem’den bin kat iyi. Çünkü torpilciler Bilsem’de ne huzur bıraktı, ne de ortam…
Boykot meselesine kaldığımız yerden devam edelim:
BOYKOTTA ANA AKIM MEDYA VE SONRASI
Filistin’e zalim firavunun askerleri ne zaman saldırsa ülkemizde boykot başlar. Daha çocuk yaşımdan beri bu iş böyledir.
Ana akım medya bu boykotu her zaman gür bir sesle, canhıraş bir şekilde, her zaman desteklemiştir.
Ana akım medyanın boykotu desteklemediğini ne gördüm, ne şahit oldum...
Firavunun askerleri siyonist Yahudiler masum Filistinli halkı öldürür, sonra bombalama durur...
İsrail denen zalim, masum Filistinli halkı öldürmeyi durdurduğu an ülkemizde boykot anında ışık hızıyla biter...
ANA AKIM MEDYA BURADA ELLERİNİ OVUŞTURUYOR; GELSİN PARACIKLAR
Malum siyonist Yahudi şirketleri küresel büyüklükte para gücü olan şirketler...
Boykot biter bitmez anında ana akım medya tüm siyonist İsrail ürünlerini tekrar toplumumuza pazarlamaya başlıyor...
Reklamların ardı arkası hiç kesilmiyor...
Kampanyalar hiç bitmiyor...
Çocuk yaşımdan beri takip ederim, sürekli böyle olmuştur...
Kısaca ana akım medya şunu diyor; “Siyonist İsrail, masum Filistinli bebekleri öldürmeyi bıraktı. Hadi siz de şu boykot işini çok uzatmayın, hadi tekrar eski tüketici alışkanlıklarınıza geri dönün...”
REKLAM ÜCRET ARTIŞI NE OLUR ALLAH BİLİR
Çünkü siyonist Yahudi küresel şirketler, bizim ana akım medyanın eline düşecekler. Reklamlar da eski tarifeden olmayacak haliyle...
Ana akım medya tarafından küresel şirketlere bir ceza kesilecek.
Bu sefer cezası çok büyük çapta olur diye tahmin ediyorum.
Çünkü iyice firavunlaştı...
Çocuk yaşımdan beri bu denklemi çözdüğüm için sürekli siyonist İsrail ürünlerini çok çok mecbur kalmadıkça almam, sürekli boykot halindeyim.
Peki bu denklemi sadece ben mi biliyorum? Yooo… İsrail de biliyor. O yüzden öldürüyor 75 yıldır masum Filistinli bebekleri...
Boykot bittiği gibi, tıpkı koronavirüs döneminde olduğu gibi, hücuuuuummm İsrail ürünlerini kapış kapış, koş koş, al...
Ne zamana kadar? İsrail yeni bir katliam yapana kadar...
Katliam başlıyor, boykot başlıyor.?Katliam bitiyor, boykot bitiyor.
Birileri bu şeytan üçgeni Yahudi oyunundan çok fena para kazanıyor, söyleyeyim...
Çünkü savaşta ölen çok olduğu kadar, dehşet ötesi para kazanan da, savaşı fırsata çeviren de çok olur...
İSRAİL'İN KÜRESEL ŞİRKETLERİNİN ZARAR ETMESİ İYİ GÜZEL
Ama saldırılarına ara verdiklerinde boykotu bitirerek kasasını tekrar doldurmasına izin verip Filistinlileri yeniden katletmesini izlemek yerine şöyle yapalım:
Gelin, siz de benim çocukluğumdan bu yana yaptığım gibi yapın, siyonist İsrail ürünlerini hazır bırakmışken bunu alışkanlık haline getirin ve bu boykotu süresiz hale getirin... Sürekli boykot yapın...
Sürekli boykot çağrısı yapalım.
Bakalım torpil sisteminde olduğu gibi ana akım Türk medyasının işine gelecek mi?
Bence asla gelmez...
Çünkü boykot sonrası olası kazancını düşünerek ana akım Türk medyası için boykot şahane fırsat...
Çünkü şimdilerde “Boykot edelim” diyenlere destek veren ana akım medyası, boykot sonrası yine onlarca dakika sürecek şekilde İsrail ürünlerinin reklamını yapıyor…
Sizce de bu işte yok mu bir terslik?
Dr. Meryem ÇILDIR