ÇOCUKLARIMIZ VE GELECEĞİMİZ

Çocuklarımızı nasıl ziyan ettiğimizi gözler önüne sermek için çok uzaklara gitmeye gerek yok sanırım.

Kendi evlatlarımızı, kendi canlarımızı nasıl ziyan ettik onları nasıl işe yaramaz birer birey yaptık bir bakalım.

 Yediklerimiz, içtiklerimiz, konuştuklarımız, yaşantımızı etkileyen faktörlerdir.

Aslında, bir çocuğun dört yaşından itibaren hayata bakış açısı nasıl onu anlatmaya çalışacağım. Elimizde ki değerleri nasıl yitiriyoruz, nasıl gözümüzün önünde eriyip gidiyorlar tekrar bir görelim istiyorum.

Dört yaşında bir çocuk okuma yazma öğrenebilir mi? Evet öğrenir. Özel bir çabaya gerek var mı? Hayır yok. Normal eğitim yeterli olur. Eğitime bile gerek kalmadan yapabilir çocuklar bunu. Hatta daha küçük yaşlarda bile öğrenebilir.

Ama şimdi anlatacağım çocuk ne özel bir eğitim aldı ne de bir çaba sarf etti. Nasıl oldu peki. Hemen anlatıyorum.

Annesiyle çıktığı yolculularda kısa veya uzun fark etmez. Her gördüğü tabelayı, her gördüğü yazıyı her nerede olursa olsun annesine sorup okutturan ve bir zaman sonra bu tabela ve yazıları hatta gazete ve kitaptan okuyabilen bir çocuktan bahsediyoruz. 

Herkesi şaşırtan, herkesi şaşına çeviren bu çocuktan bahsetmek istiyorum. Sadece annesine okutarak belki kelime ezberi yaparak, belki de kendince farklı bir formül bularak kendi kendine okumayı öğrenen bu çocuk gibi Türkiye’de kim bilir kaç tane çocuk var. 

Aslında bur da okuması değil önemli olan, ne kadar zeki ne kadar akıllı ve ne kadar beyinleri boş olduğunu ve bu boş beyinlerin çizgi filim ve sosyal medya ile doldurulmadan önce onlara İslam’ı verebilmekten bahsediyorum.

Buraya kadar her şey çok güzel. Özel olan ne biliyor musunuz? Özel olan aslında tüm çocuklar. Sosyal medyadan, televizyondan, internetten uzak tutulan ve aile ilgisi gören her çocuk özeldir. 

Peki, bu çocukları, bu gençleri bu hale kim getirdi? Bence aileler. Aslında bir yerden sonra ailelerinde gücü yetmiyor buna. Belli bir yaştan ve ortama girmeye başladıktan sonra çocuklarımıza artık sahip olamıyor v onları İslam üzere yetiştiremiyoruz. Sahip olunabilen her çocuk ülkesi milleti ve ailesi için değerlidir.

Teknolojiye karşı değilim ama çocukların belli bir yaşa kadar uzak tutulması ve teknoloji tehlikesinden korunması gerektiğini düşünüyorum.

“ Her dünyaya gelen çocuk, İslam fıtratı üzere doğar ama aile ve çevresi onu değiştirir.” Hadisini göz önünde bulundurarak çocuklarımıza sahip çıkabilmek ve onları İslam üzere yetiştirebilmek duası ile.

SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN

SABRİYE TÜRKMEN KAYA