İslam Coğrafyasında Süren Vekalet Savaşları
Bu savaşların altında yatan gerçekleri görüp, İslam ülkeleri birlikte hareket etmediği ve sorunlarını kendi aralarında çözmediği sürece, İslam Coğrafyasında savaşları ve acıları konuşmaya devam edeceğiz
İslam Coğrafyasındaki savaşları anlamak için, bu ülkelerde çatışan ve savaşan örgütlerin kimler tarafında kurulduğu, finans ve silah desteğinin sağlandığı, bu çatışma ve savaşların kime karşı yapıldığı ve sonuç itibarıyla “kime yaradığına” bakmak lazım.
ABD Eski Başkanı Franklin D. Roosevelt’in
“Siyasette hiçbir şey tesadüf değildir. Bir şey vuku buluyorsa o şeyin önceden planlandığından emin olabilirsiniz'' sözünü unutmamak gerekir.
ABD’nin Büyük Orta Doğu Projesi (BOP)
ABD’nin 11 Eylül 2001 projesi ile başladığı söylenen BOP, ABD ve CIA'ye stratejik arge hizmeti veren "Rand Corperation" adlı düşünce örgütünün 2004 yılında, “Sivil Demokratik İslam, Ortaklar, Kaynaklar ve Stratejiler" başlıklı bir raporu hazırlayarak Bush yönetimine sunmuş olmasıyla ete kemiğe bürünmüş denilebilir. Raporda İslam dünyası kategorilere ayrılmış ve ABD'nin islamı kontrol altına alabilmesi için yapması gerekenler başlıklar halinde sıralanmıştır.
Daha önce de, ABD eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice 2003 yılında yazdığı bir makalede, "Ortadoğu'da Türkiye de dahil 22 ülkenin sınırları değişecek" demişti.
ABD’li Orgeneral NATO Eski Komutanı Wesley Clark, 2007 yılında yaptığı bir röportajda şöyle diyordu:
“Beş yıl içerisinde Irak’la başlayan sonrasında Suriye, Lübnan, Libya, Somali ve Sudan’la devam edip İran’la bitecek yedi ülkeyi dağıtacağız.”
New York Times gazetesi yazarlarından Robin Write, Ortadoğu'daki gelişmeleri değerlendirdiği 2013 tarihli yazısında; “Ortadoğu'da 5 ülkenin gelecekte parçalanacağını Suriye, Irak, Suudi Arabistan, Libya ve Yemen'in bölüneceğini öne sürmüş ve 14 yeni devlet ortaya çıkabileceğini ileri sürmüştü.
İslam Coğrafyasında, ABD’yi dost gören ve işbirliği yapan lider, iktidar, örgüt veya cemaatler bilsinler ki, ABD’nin Ortadoğu’da tek dostu vardır, o da İsrail’dir. Diğer ülke, lider, örgüt ve cemaatlerin hepsi, İsrail’in güvenliğini sağlamak ve BOP’u gerçekleştirmek için kullandığı aparatlardır. Ve bunların hiç biri ABD ve İsraile bir kurşun sıkmazken, ırk veya mezhepçilik üzerinden birbirini yemektedirler.
Dikkat edilirse, İsraile karşı duran ve güçlü ordulara sahip olan tüm komşu ülkeler, ya darbeyle ya da sözde seçimlerle, işbirlikçi liderler iktidara taşınmış veya bölünüp parçalanarak, İsrail’in güvenliği artırılmış, bundan cesaret alan, terör örgütü İsrail’de işgal, soykırım ve katliamlarını artırmıştır.
Başta ABD olmak üzere tüm emperyalist ülkeler, kendi amaçları için kullanabildikten sonra, yönetim şekli, Demokrasi, Diktatörlük, Darbeci, Kralık, Sultanlık veya Şeriat, Hristiyan, Müslüman, Sünni, Şii, ne olursa olsun fark etmez, hepsiyle çalışır, kullanır ve zamanı geldiğinde yeni bir işbirlikçi ile değiştirir.
Müslüman halklar ve liderlerin uyanması ve kendi özlerine dönmesi dileğiyle.
Suriy’e ile devam edeceğiz inşaallah…
Vesselam.