EKYS’NİN İLK AŞAMASI MOBBİNG ZULMÜDÜR...

21 Mayıs 2023 Pazar günü EKYS vardı...

EKYS’ye müdür beylerden icazet almadan ve torpil bulmadan girmeye karar verdiyseniz ilk aşmanız gereken engel, sınavdan önce mobbinglerdir...

Özellikle şunun altını çizerek belirtmek istiyorum: 

Yöneticilikte sırf torpili yok diye liyakat sahibini makamdan engellemek toplumlara karşı yapılan en büyük zulüm ve gelecek nesillere yapılan en büyük haksızlık ve kötülüktür...

Burada torpil ile yapılan iki büyük haksızlık ve zulüm vardır:

Birincisi, gelecek nesillerin liyakat sahibi birinden gerekli ve yeterli hizmeti alabilmesinin önünü tıkamak...

İkincisi ise liyakat sahibi birinin kendini gerçekleştirmesinin önüne geçmek…

Devletin makamları kimsenin hediye paketi haline gelmemelidir!

Zulüm: Güçlü bir kimsenin yasaya ve vicdana aykırı olarak başkasına yaptığı kötü, acımasız, kıyıcı davranış...

Liyakat sahibi bir kişinin makamı hak edişi varsa; bunu sırf torpili yok, arkasında dayısı, amcası yok diye engellemek hiçbir vicdana, hukuk kuralına ve adalet sistemine sığmaz...

Mobbing: Türk Dil Kurumu, kavramın karşılığı olarak “Bezdiri” kelimesini belirlemiş ve “İş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme” olarak tanımlamıştır.

BAKALIM, EKYS’DE ZULÜM VE MOBBİNG VAR MI? BUNA SİZ KARAR VERİN...

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum:

Bir devlet memuru (öğretmen) olmam, tüm haksızlıklara ve adaletsizliklere ses çıkarmayacağım, yapılan tüm kayırmacılık ve torpil sistemine boyun eğeceğim anlamı taşımaz...

Devlet memuru (öğretmen) olduysam kendi başarım ile oldum, kimsenin torpili ile olmadım...

O yüzden “Bak ne güzel devlet memuru olmuşsun, al maaşını, otur, sesin çıkmasın. Tüm haksızlıklara, adam kayırmacılığa, iltimaslı kişilere, torpilli kişilere karışma… Yoksa onu da kaybedersin” noktasına iş asla gelmemeli. Eğer iş o noktaya kadar gelecek olursa, ortaya ciddi bir hukuk ve adalet sorunun çıkmasına sebep olur...

LİYAKAT SAHİBİ BİR MEMURUN ÖNCELİKLİ VAZİFESİ HAKKINI SAVUNMAKTIR...

Şahsen bir devlet memuru (öğretmen) olarak kendi hakkımı ve hukukumu savunamadıktan sonra, o kadar zavallı ve aciz bir duruma düştükten sonra, ne benim devlet memurluğumdan hayır gelir, ne benim öğretmenliğimden hayır gelir… Ne de gelecek nesilleri fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür şekilde yetiştirmeyi ve onlara örnek olmayı başarabilirim...

Kendim prangalar altında iken, gelecek nesillere hak ve özgürlükleri noktasında nasıl örnek olabilirim?

Kendi fikrim ve irfanım hür olmalı ki…

Gelecek nesillere de fikir, irfan ve vicdan hürriyetini öğretebileyim...

Bunun da yolu, hukuk ve adalet sistemin işleyişinden geçiyor elbette...

DEVLETİN MAKAMLARINA NEDEN AYLAR ÖNCESİNDEN REZERVASYON YAPILIYOR?

Kim bu iltimaslı, torpilli kişiler ki, önceden rezervasyon yaptıracak kadar, devletin makamlarında haktan, hukuktan ve adaletten daha üstün pozisyona gelebiliyorlar?

Tüm kanun, yasa ve yönetmeliklerden üstün hale gelen bu kişiler kimler?

Bu torpil sistem nasıl işliyor?

Makamı haketmiş bir liyakat sahibi dururken nasıl oluyor da onun tüm mücadelesine, çalışkanlığına ve başarısına rağmen, birileri onu sırf torpili yok diye engelleyebiliyor?

O makamı haketmiş dururken nasıl oluyor da var olan tüm hak, hukuk, adalet ve yönetmeliklere rağmen o makama, torpilini göstere göstere, herkesin gözüne bu adaletsizliği soka soka bir başkası gelip oturabiliyor? Ne hakla?

İşte sade bir insanın bu noktada akıl ve havsalası duruyor.

Olan biteni anlamakta güçlük çekiyor.

Eşyanın tabiatına ters…

Bundan nedamet duymayan da zaten kendi hayatında rüşvet vermeye, torpille iş çevirmeye ve arsızca hak yemeye alışıktır…

Bir kadın öğretmen olarak çok açık söyleyeyim, bu torpil düzeninden büyük bir utanç duyuyorum...

Bir kadın öğretmen olarak tüm bu olup bitenden ben büyük bir utanç duyarken; benim makam hakkımı torpili ile almış veya başkasına peşkeş çekmiş kişilerin yüzü bile kızarmıyor… Çok hayret verici...

TORPİL TÜM ADALET VE HUKUK SİSTEMİNİN ÜZERİNDE Mİ?

Hadi çok bilmiş kişiler buna da cevap versin de görelim: Torpil tüm adalet ve hukuk sisteminin üzerinde mi, değil mi?

BİLİM YUVALARI OLAN BİLSEM OKULLARININ MAKAMLARI NEDEN ÖNCEDEN REZERVASYONLU?

EKYS'ye girmişim, yazılı sınavı ve mülakatı kazanmış, yönetici olmayı haketmişim. Nokta.

Üstelik, 12 yıldır başöğretmenlik hakkım yendiği için de sisteme göre ancak yeni uzman, 20 yıllık da liyakat ve tecrübe sahibi bir öğretmenim...

Fakat benim haketmiş olduğum makam için müdür beyler, aylar öncesinden bir başka arkadaşlarına söz vermişler...

SORUŞTURMAYA GEL, SORUŞTURMAYA… 

Önceden yayınlanan bir köşe yazımda da belirttiğim gibi, “Sınavı büyük başarı ile kazandım” yazdım diye, hakkımda soruşturma açılmıştı...

Soruşturmanın gerekçesi: Yalan ve iftira atmışım…

Bak hele… 

Hakettiğim makama gelmemi engellemek adına iki yıldır, akıl ve hukuk almaz şekilde yapılan mobbinglere rağmen hiçbir tahrik ve oyuna gelmediğimden, elleri boş kalan müdür beyler, deyim yerindeyse öküz altında buzağı arama işine girişmiş...

Ben yazı yazıyor olmasam ne bahane bulacaklardı acaba? Benim yazdığımdan medet ummak da, ne bileyim… 

Şuursuzca kafadan atacak, fevri hareket edecek veya hukuk karşısında kendimi haklıyken haksız duruma düşürecek bir yazı yazacağım öyle mi?

Neymiş, neymiş? 

Ben EKYS'yi “sadece” kazanmışım…

Eeee? Yalan ve iftira atmışım; “Büyük başarı ile kazandım” dedim diye hakkımda soruşturma açılmış...

Breeee breee… Ne büyük bir suç işlemişim… 

Siz değil miydiniz bana “80-90 puan almış olsan dahi yine de seni yönetici yapmayacağız” diyen...

“Seni istemiyoruz, git üniversiteye” diyen...

Ne büyük bir yalan ve iftira atmışım meğer… 

Ben 20 yıllık ilköğretim matematik öğretmeniyim. 

EKYS’de matematik sorusu hiç yok.

10-0 yenik başlıyoruz koşuya; sosyalciler, tarihçiler, coğrafyacılar, rehberlikçiler neden alanları nedeniyle önde başlıyor bu yarışa? Ayrıcalıkları ne?

Sözelcilere pozitif ayrıcımlık, matematikçilere ise negatif ayrımcılık yapılan bir sınav EKYS üstelik… 

20 yıllık bir öğretmenim, yeni mezun değilim. Mobbingler, korona ve hastalıklar ile mücadele ederken EKYS’ye maalesef kitabın kapağını dahi açamadan girdim...

Sınav ve mülakatı kazandım...

Böyle bir ortamda ve zamanda EKYS’nin yazılı ve mülakat sınavını kazanmak büyük başarı değil de nedir?

Benim başarımı küçümsemek de ne oluyor?

Hiç sınava girmeden, sırf bir dilekçe vererek müdür yardımcısı olan kişilere o zaman ne demeli?

Onların büyük başarıları sadece iki satırlık dilekçe yazmak mı?

Torpilin varsa veya itimaslı kişi kategorisine giriyorsan, ilk önce makam geliyor. Daha sonra keyfe keder ve hiçbir baskı hissetmeden sınava gir, geçer not al. Gelsin kutlamalar, pastalar, çiçekler… Tebrikler hazır... Mis…

Kimse EKYS’den kaç aldın diye bakmıyor bile, zaten makama önceden oturmuş...

Yani önce makam, sonra sınav. Kebap sistem...

ÜSTELİK BİLSEME İKİ TANE MÜDÜR YARDIMCISI GEREKİYOR...

Görev yapmış olduğum kuruma iki tane müdür yardımcısı gerekiyor...

Diğer öğretmen arkadaş benden 2-3 puan fazla puan almış, 3-5 yıllık lisans mezunu öğretmen, anında müdür yardımcısı oluveriyor, sessiz sedasız bir şekilde…

Bir diğeri de torpilli müdür yardımcısı, itimaslı kişi…

Bilsem öğretmeni dahi değil. Kuruma tepeden inme müdür yardımcısı olarak geliyor...

Müdür beyin köy okulundan arkadaş kadrosundan… 

Bilsem okullarında ders verme yeterliliğine dahi sahip değil...

Fakat torpili varsa, makam ve mevki sahibi olmasının önünde hiçbir engel yok, çünkü torpili her şeyin üstünde sayılıyor...

MÜNHAL LİSTELERDE ENGELLEME 

Açık söyleyeyim, her şey masal ve hikaye… Siz istediğiniz kadar başarılı veya büyük başarılı olun, liyakat sahibi olun, EKYS’yi isterseniz 100 tam puan ile kazanın... 

Suyun başına önceden oturmuş müdür beyler suyu, işin başından kesiyor...

Yani yönetici atamaya dair münhal listelerinde bilsemin adını, iki tane müdür yardımcısı ihtiyacı olduğu halde, hiç yayınlamıyorlar...

Eee siz EKYS’den 100 tam puan almış olsanız dahi, zaten münhal listelerde okulun adı gizli saklı tutulduğu için yönetici ataması için başvuru yapamıyorsunuz. Tüm o başarı ve liyakat, her şey çöp… 

Liyakat oldu masal ve hikaye...

Üstüne üstlük mobbingler ve soruşturma son hız… 

Peki bu engellemeleri yapan müdür beylere soruşturma var mı? Elbette yok…

Çünkü mobbing sistemi ve torpil sistemi dirsek teması ile birlikte, ahbap çavuş ilişkilerine bağlı olarak işliyor...

O yüzden kim, kimi, nasıl ve ne şekilde soruşturacak?

Yapılan haksız uygulamalardan diğerlerinin haberi yok mu? Bal gibi var...

Olmamasına imkan ve olanak yok...

Fakat haklarını yememek gerekiyor: Haberleri yokmuş gibi, rollerini çok güzel oynuyorlar...

MÜNHAL LİSTELERDE BİLSEMİN ADINI GİZLE, SONRA TORPİLLİ KİŞİYİ TEPEDEN İNME OLARAK GÖREVLENDİRME İLE YÖNETİCİ YAP

Yıl olmuş 2023. İnternet sayesinde ileri teknoloji iletişim ve uzay çağını yaşıyoruz...

Çoğu insan başarı ve bilim için, ilim öğrenmek için gece gündüz çalışıyor...

Liyakat sahibi ve atanmayı hak edecek kişi yokmuş gibi, neden ve niçin halen görevlendirme sistemi ile yönetici ataması yapılıyor? Tabi ki torpilli ve itimaslı kişiler için… Her şey göstere göstere, ayan beyan, açık seçik şekilde yapılıyor...

Torpilin yoksa hakkını hiç arama, makama bakma bile, sus, sesin çıkmasın isteniyor açık açık...

TORPİLİNİZ YOKKEN KADIN ÖĞRETMEN OLARAK EKYS’YE GİRİYORSANIZ, BENCE BİR KEZ DAHA DÜŞÜNÜN…

ÇÜNKÜ....

*Hasta olduğunuzda adınıza doktorunuzun düzenleyeceği ilk raporda kendinizi direkt sağlık kurulu önünde bulursunuz...

*Bilsem öğretmeni olsanız dahi, dönem ortasında elinizden tüm ek dersler apar topar alınır ve yerinize bilsem dışından ışık hızı ile görevlendirme öğretmen getirilir...

*Tüm dilekçeleriniz ya sümen altına atılır ya da alakasız cevaplar verilir...

*Caydırma yönetimi ile elinizden tüm TÜBİTAK proje öğrencileriniz alınır...

*Bilsem okullarına para kalmıyorsa zaten size TÜBİTAK projesi yaptırmazlar...

O yüzden görev yaptığım kurumda 10 yılda sadece bir tek TÜBİTAK projesi yapabildim...

*Ders giriş ve çıkış saatleriniz didik didik gözlem altında tutulur…

*Sınıf kapınız birileri tarafından dinlenir...

*Hakkınızda soruşturma açılır...

*Haftalık zorunlu ders yükünüzü dolduracak dersler dahi size verilmez...

*Bilsem atölyeleri yıl sonuna doğru açılır...

Tüm sene neredeyse atölye açılmaz. 

*Nedeeeen sonra açılan atölyelerin öğrencilerinin velilerine idarenin göndermesi gereken bilgilendirme mesajı gitmediği için öğrenciler atölyeye çok istemesine rağmen katılamaz, mağdur olur…

*Münhal listelerde kurumun adı gizlenir...

*”Makamda gözün mü var?” muamelesine maruz kalırsın...

*Yönetici olarak isminiz keyfi olarak Vali Bey'e gönderilmez...

Kadın öğretmen olarak yönetici olamak istiyorsanız; ya müdür beylerden icazet alacaksınız ya da torpil bulacaksınız...

Yoksa… Türlü engeller ve mobbing var...

Makam zaten yok. Ne münasebet? O torpilli kişiye ait...

Bir kadın öğretmen mobbing görüyorsa, orada kaybeden sadece öğretmen değildir; aynı zamanda o öğretmenin öğrencileridir...

Tam iki yıldır bilsem öğrencileri haketmiş oldukları halde, doktoralı matematik öğretmenlerinden hakettikleri dersleri, tam hakkı ile mobbing yüzünden göremediler...

Öğrencilerin kaybedilmiş yılları ne yazık ki bir daha asla geri gelmeyecek...

Alın size bir EKYS klasiği...

Hani nerede hak ve hakkaniyet? Hukuk, adalet ve liyakat sistemi?

Dr. Meryem ÇILDIR