ERTELEYENLER HÜSRANDADIR
“ Erteleyenler hüsrandadır.” Buyuruyor Peygamber efendimiz.
Biz Türk milleti ve Müslüman topluluğu olarak hep bir şeyleri erteliyoruz.
Yani her şey olup bittikten sonra “neyse ya” deyip işin kenarından, köşesinden dönüyoruz.
Aslında tedbir alıp takdiri Allah’a bırakmıyoruz.
Yani alınması gereken tedbirleri biliyoruz aslında. İşin garip tarafı da her şeyi biliyoruz ama yine de tedbir almıyoruz.
Yani erteliyoruz. Her şey olup bittikten sonra “Hadi buda böyle olsun bir dahakini öyle yaparız” diyoruz.
Biraz paragöz insanlarız sanki. Üstene alınması gerekenler alınsın. Para varsa gerisi teferruattır çoğunluk olarak.
“Ne kadar kar edebilirim” derdine düşmekten karşımızdaki insanları düşünemez olduk.
İhtiyaçtan faydalanmak, canı yananın malını zararına almak veya her felakette stokçuluk yapıp insanları zor duruma sokmak ne kadar vebaldir bunu düşünmek lazım.
Bazen bile bile lades oynuyoruz birçok konuda. Depremde bunlardan biri. Vadilere yapılan evlerin başına gelen Sel gibi. Heyelan bölgelerine yapılan konutlar gibi. Denizlerin doldurulup sahil haline getirilmesi ve yakın yerlere yapılan konutlar gibi.
Erteleyenler olmamak, yapılması gerekenlerin zamanında yapılabilmesi, canların zarar görmemesi ve bir vebal ile ahirete göçmemek duası ile.
SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN
SABRİYE TÜRKMEN KAYA