ESKİLER

Hep eskilerden bahseder, eski yaşayanlara ve yaşananlara bir ah çekeriz.

Kanaatimce, eski derken aslında eski sevgileri, eski saygıları özleriz. 

Eski derken, ufacık şeylere mutlu olan insanları kıskanırız.

Eski derken, hasretle beklenen yolcuların duygularıdır özlediklerimiz. Hasretle yazılan mektuplar, günlerce beklenen cevaplardır.

Ne olursa olsun saygıda kusur etmeyen evlatlar, biran olsun gözünün önünden ayırmak istemediği anne babaların tavırlarıdır hasret duyduğumuz eskiler.

Her şey ellerinin altında iken bile mutlu olamayan yeni neslin, içine kapanışını seyrederken, zamanında şen şakrak kahkahaların olduğu ev ortamlarını özleriz.

Bayramlar, özel günler, günlerce eğlenilen düğünlerdir aslında özlediğimiz.

Eski zorluklar değil, o zorlukların içinde mutlu olmayı özleriz.

Tarih tekerrürden ibarettir derler ama bu eskilerin mutluluğu için geçerli değil maalesef.

İnternet bağımlısı olan bizler bir saat sosyal medyaya ulaşamasak kendimizi boşlukta hissediyoruz.

Eski mutlulukların internetle, sosyal medya ile geri gelmeyeceğini çoktan anladıkta, bu bağımlılıktan nasıl kurtuluruz onu çözemiyoruz.

Bir zamanlar İstanbul ne kadar güzel ve ne kadar maneviyatlı olduğundan ama bir o kadarda her kötülüğü barındırır derdik. Şuan internet ve sosyal medya İstanbul’a olan sevgimizin ve memleket sevdamızın yerine geçmiş hiç farkına varmadan.

Elimizden kayıp giden güzellikleri, maneviyatımızı ve ülkemizi görmez oldu gözlerimiz. Sadece sosyal medya ile yatar yine onunla kalkar olduk.

Rabbim sen bizleri uyandır ve bizi bu kör kuyudan çıkar.

Her mutluluk bizi bulsun ve maneviyatımız bu mutluluk ile süslensin.

Hatalarımızı anlayıp doğru yolu bulabilmek, hakkın hâkim olabilmesi ve eski huzur ortamını yakalayabilmek duası ile.

SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN

SABRİYE TÜRKMEN KAYA