HİÇ - BİRSEY - OLAMIYORUZ -
• Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
• Allaha sonsuz hamd Rasulune sonsuz sâlât ve selâm olsun.
• Allahın Rahmeti merhameti ve daima yardımı üzerinize olsun.
• "Sübhaneke lâ ilmelenâ illâ ma âllemtenâ inneke entel âlimul hakîm."
• "Ve ahiru davana enil hamdulillahi rabbil alemiyn.. Gâle Rabbin surni bime kezzabun Allahümme amin..
Etrafımızda yaşanan bir çok toplumsal olaya Filistin / Gazzede ki kardeşimizin haline ve Müslüman cografyalarda yaşanan,
- zulümlere katliamlara baktıkça insan olmaktan utanıyor yoruluyorum..
Nasıl bir dünyada yaşıyoruz anlamış değilim!
Hala kafalarımız değişmedi.
Neymiş efendim; Filistin onun meselesi değilmiş.
Filistin Osmanlı'ya ihanet etmiş..
Hangi kaynaktan öğrendin?
Yahudi tarihçilerin kitaplarından!!
Bu millete önce tarihini yalan tarih okutarak başladılar insanlığını unutturmaya..
Oysa her ne olursa olsun kim olursa olsun zulme sessiz kalmamak idi insanlığın müslümanlığın ilk gereği..
Kur'an'da altmış beş yerde insan, on sekiz yerde ins, bir yerde de insî (insanın her bir
- ferdi) geçmekte, bir âyette “enâsî”, 230 yerde nâs şeklinde çoğul olarak yer almaktadır.
Hal böyleyken Rabbimiz bize insan olmayı bukadar çok emretmiş iken bizden insan diye
- bahsetmiş iken bizler hala insan olmayı Red ediyoruz.
İnsan beşer olarak doğup insan olarak yaşasın diye Rabbimiz kitabı mukaddes olan kuranı
- indirmiş Peygamber efendimiz gibi güzel ahlakın misali bir insanı bize rehber olarak göndermiştir.
Biz beşer olarak doğuyoruz peki kaçımız insan olarak ömrünü tamamlamayı başaracak.
Ahmet Arif, ne güzel ifade etmiş;
“Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim.
Olmalı da zaten. Olmazsa insan olmaz yüreğim”
Öğrenemedik insan olmayı.
İnsanları rengine, diline, göre ayırdık.
Kendi içimizde bile "Bir sürü düşman yarattık.
Ve, acı acı düşünüyorum.. İnsan olmak o kadar kolay değilmiş demek..
Peki, insan olmanın iki ayak üzerinde yürümek ve tüm canlılardan daha fazla
- yetenekli kılınmak olmadığını Allahın istediği gibi bir insan olmamız gerektiğini nasıl ve ne zaman öğreneceğiz.?
Bu tür davranışların adına gaflet ve gaflet uykusu demiş yuce "Allah ve Resülü... (s.a.v)
Gafletteki ana unsur her ne kadar “unutmak” olsa da buradaki unutma sehven değil, bilinçli bir unutkanlıktır.
Buna göre bir şeyin bilerek terk edilmesine “gaflet”, bilmeden terk edilmesine ise
- “unutmak” denilebilir. Gaflet, bir nevi hak ve hakikatten yüz çevirip, umursamaz bir tavır takınmaktır..
Allah, insandan insani büyük bir meleke olan aklını iyi yönde kullanmasını, gafletten uzak,
- olmasını, hayatını en güzel ve en iyi bir şekilde değerlendirmesini ister.
Kalp hak ve hikmetleri kavrayacak, göz görecek, kulak ise hak ve hikmetleri işitecek şekilde yaratılmıştır.
İnsanoğlunun dünya hayatındaki yegane vazifesi, insanlığının gereği ölünceye kadar Rabbine kulluk etmektir.
Her ne yaparsa kulluk bilinciyle hareket etmeli, Rabbinin rızasını hedefine koyup bu farkındalığı devamlı canlı tutmalıdır.
İmtihanın bir gereği olarak nefs ve şeytanın aldatmasına karşı Yüce Mevlâ’nın rahmetine
- sığınmalı, gafletten uzak o rahmetin en büyük tezahürü olan insanlığın büyük örneği Rasul-i Ekrem s.a.v.’in yoluna tâbi olmalıdır.
Hidayet üzere olmak ve Allah Tealâ’nın razı olduğu bir gidişata sahip olmak için Efendimiz
- s.a.v.’in örnek hayatına tâbi olmaktan başka çare yoktur:
Aslına bakacak olursak, insan olmayı, insan olmanın anlamını ve “ ben bir insanım”
- Rabbim beni tüm mahlukattan üstün yaratmış öyleyse onun istediği gibi bir kul
- Resülü aleyhislam'ın yolundan giden bir insan olmalıyım demenin değerini eğer istemezsek, hiç kimse öğretemez bize..
insanın maddi ve görünen yüzü, insan ya da insaniyet ise insanın manevi ve ahsen-i takvim
- diye ifade edilen manevi ve yüce yönüdür. İnsan hem beşer olarak, hem de insaniyet
- noktasından yaratılmışlar içinde en yüksek makamdadır.
Böylesi büyük bir makama layık görülmüş insan ise insanlıktan çıkmak için dünya ve içindekilere kanmıştır.
Keşke insan olmak esastan tüm güzellikleriyle birlikte bizlere Yaratanın eşsiz
- armağanıdır ve onun istediği gibi bir insan bir kul olmalıyım diyerek bunu eylemsel olarak yaşam tarzı haline getirebilsek..
Etrafımızda ve çevremizde yaşananlara, hatta bizzat kendi şahsımızla ilgili bazı
- olaylara irdeleyen gözle bakarsak göreceğiz ki, insanla ve insanlıkla ilgili hiç bir sancının içerisinde değiliz..
Ne yazık ki karşımızda konuşurlarken dahi dilleri başka, düşünceleri başka eylemleri bam başka olan zihniyetler var..
Ve bir türlü dili ile beyinleri arasında irtibat kurmayı beceremiyorlar..
Yada bu durum oldukça mutlu ediyor onları..
Anlayacağınız önümüzde koskoca bir denklem var ..
Bilinenleri ve bilinmeyenleriyle ayrı ayrı, renk , desen, desen,
Çözülmesi ve Hakkın yoluna döndürülmesi gereken onlarca değişik yapıda insan..
Her gün bir yenisi ortaya sürülen, kişisel gelişim kitapları durmadan "ben" olmayı teşvik
- ederken, reklamlarda "mutlu et kendini" "daha fazlasını iste" "haz peşindeysen" diyip
- nefsi çoştururken, sadece kendin için yaşa bir tane ömrün var anlayışıını hayat görüşü
- edinmiş insanların çokluğu var iken gece gündüz hakkın yolunda onun rızasına nail
- olmak için durmadan çalışmak ve halimize ümmetin insanlığın haline ağlayarak koşturmamız çok çalışmamız gerek.
İnsanlığımızı umutturdular, umursamamak için diğer insanları ve hayatı...biz olmayı unutturdular bize ..
Degerli kardeşlerim "İnsan bir canlıdır.
Nerede doğarsa doğsun, hangi coğrafyada yaşarsa yaşasın, hangi, dili konuşursa konuşsun, fark etmez...
Etten kemiktendir...
İnsandır…
Yunus Emre; boşuna mı?
'' Yaratılanı severim, Yaradan'dan ötürü '' demiş..
İnsanız diyorsak sözün bittiği yer burası … Yok ötesi…
Selam ve dua ile,,
___ Fi _ EMÂNİLLÂH ___
Kablel-vuku....
• "...Rabbişrah-li sadri. Ve yessir li emri.
• Vahlul ukdeten min lisäni. Yefkahů kavli." Allahümme- Âmin...