Fetih: Yaşatmak,
İşgal: Yıkmaktır
Bilindiği gibi Mekke'nin Fethi, 10 Ocak 630 tarihinde yapılmıştı. Bu fetih, İslam tarihindeki en önemli olaylardan biridir.
Böylece, Allah (CC) ile İnsanlar arasındaki perde ve duvar konumunda olan her türlü put yıkılmış ve insanlar özgürleştirilmiştir.
Fetih, şehir ve ülkelerin kapılarını, Allah’ın mesajını yaymak amacıyla İslâm’a açıp, İslâm idaresi altına almaktır.
Fetih, Allah ile kulları arasında örülmüş olan duvarları yıkarak, kalpleri İslâma açmak, insanın kalbine ve aklına ulaşmayı mümkün kılacak ortamı hazırlamaktır.
Fetih, kavram olarak, İslâm’ın meşru gördüğü maksat ve usuller çerçevesinde, Müslümanların Müslüman olmayan şehirleri veya ülkeleri teslim almak, İslamın nuruna ve adaletine kavuşmasını sağlamaktır.
Müslümanlar, yalnızca “Allah’ın dini, yani emir ve yasakları hakim olsun” diye fetihler yapar. İslâm ordusu, fetih sırasında kendisine karşı savaşmayanlara, kadınlara, çocuklara, yaşlılara dokunmadığı gibi, hayvanlara, ekinlere, suya ve çevreye de zarar vermemeyi prensip olarak kabul ettiği için, fetih asla işgal ya da istilâ değildir.
Çünkü işgal ve istilâ, tamamen çıkar amaçlıdır ve savaşta her şeyi mübah görür. Başta ABD olmak üzere Batılı küresel güçlerin, günümüzde işgal ettikleri ülkeleri nasıl yakıp yıktıklarını; çocuk, kadın, yaşlı demeden milyonlarca insanı nasıl vahşice katlettiklerini hepimiz görüyoruz. Bu yüzden “işgal” ya da “istilâ” değil, “fetih” olarak ifade ediyoruz.
Başka bir deyişle “bâtıl”ı temsil eden ABD, Rusya, Çin, İsrail ve diğer küresel güçler, insanları yok etmek, şehirleri yakıp yıkmak için savaşırken, İslâm, insanı yaşatmak, şehirleri imar etmek, adaleti, barışı ve eşitliği sağlamak için fetihler yapar.
Bugün, Yeni Fetihlere İhtiyaç Vardır
* İşgal ve İstilâ, sadece ordularla yapılmıyor. Bugün İslâm âlemi, askerî olduğu gibi ekonomik, inanç ve kültürel alanlarda da işgal altındadır.
* Fetih de sadece şehir ve ülkeleri orduların işgalinden kurtarmak değildir. Aynı zamanda inanç, fikir, eğitim ve siyaset alanında da yeni fetihlere ihtiyaç vardır.
* Yine ekonomik ve kültür alanlarında da küresel güçlerin, çok uluslu şirketlerin, “şirketokrasi”nin işgalinden ve Batı kültüründen kurtarmak ve fethetmektir.
Ülke ve millet olarak güçlü olmak istiyorsak, zihin ve gönüllerimizden başlayarak her alanda yeni fetihleri gerçekleştirmek zorundayız.
Vesselam