Yeryüzünde secde etmediği bir karış toprak kalmadığı için cennette ibadet hakkı verilen cinlerin imamı, yani şeytan melek değildi hiçbir zaman.
Yine bir gün cennette ibadet ederken Allah Teala buyurdu cennet ehline:
Ben bir emir vereceğim ve içinizden biri bu emre asi olacak.
Azazil der ki:
Ya Rabbim izin ver, sana asi olana beddua edeyim. Aldı izni Azazil, koydu başını secdeye ve bin yıl başını secdeden kaldırmadan: "Kim Allah'a asi olursa Allah ona lanet etsin." diye beddua etti.
Kim bilir belki beddua sahibini bulur sözü buradan geliyordur, belki kişinin asi olana bile merhamet etmeyişinin sonucunda merhametten mahrumiyete düştüğüdür anlatılmak istenen.
Belki "Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli" sözüdür vurgulanan.
Doğrusunu Allah bilir ama bu kıssa yıllar önce gittiğim her sohbette anlattığım ilk kıssalardandı.
Öyle çok dikkat edilecek, ibret alınacak nokta var ki...
Çok severim bu kıssayı.
Cennette bile olsan günah işleyebilirsin, bulunduğun yere güvenme der mesela.
Secde etmedik bir karış toprak bırakmamış olsan da ibadetine güvenme der.
Merhametli ol der.
Yüksekten düşenin parçası bulunmaz, ayağını denk al der.
Haddini bil, kimseyi hakir görme; sen bir hiçsin, artistliğin kime der.
Der de der tabi duyabilene. Duyabilenlerden olmak, "Olmamışlardan değil, olmuşlardan olmak" haddini, sorumluluklarını bilip bildiklerini yapabilenlerden olmak duasıyla...
Yeni güne Bismillah
Hayırlı Cumalar.