- TERZİ - 

• Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla.

• Allah'a hamd Resulün'e sâlât ve selâm olsun.

• Allah'ın rahmeti bereketi mağfireti daima yardımı üzerinize olsun.

 • "Sübhaneke lâ ilmelenâ illâ ma âllemtenâ inneke entel âlimul hakîm."

• "Ve ahiru davana enil hamdulillahi rabbil alemiyn.. 

• Kimliği belli olmayan terziler "Farkında değilken "Ne çok,

- olmaz kalıplar biçip,dikip giydirip gitmişler bize.

• Ne acıdır !!

• " Hey 'Had ne sancıdır ki , Birilerinin bize ait yalnızca bize,

- mahsus olan ruhumuza hiç yakışmayan duyguların terzisi olması ve bizim onların makas tutan eli olmamız.. 

• Ne olmaz kumaşlar ile üzerinde eğreti duran hiç yakışmayan kıyafetler giydirmişler ruhumuza!!

• Üst, üste ne çok dikişler ile ilmek, ilmek ,tegel,tegel dikmişler bizi ..

• Korkularımızın sınırlarını çizmiş bizden olmayanlar bizdenmiş gibi..

• Kardeşi ,kardeşe düşüren yamalar , yaftalar yapıştırmışlar benliğimize ..

• Hâl böyleyken' İnsan doğası gereği sosyal bir varlık. 

- yalnızlığa dayanamaz...

• Bu minval de " Her an bir başka insanla iletişim içinde oluyor, zaman geçiriyor, 

- düşünüyor, bir şeyler paylaşıyoruz. 

• Pek tabii ki bu iletişimde bize biçilen kalıplarıda dahil ediveriyoruz bilmeden 

- belkide hiç istemeden muhabbetimize,,

• Ben böyle gördüm bu benim doğrum diye dikte ediyoruz aslında,

- bize ait olmayan bize dikilmemiş üstümüze yakışmamış kalıpların bizde,

- başkasına diken eli iğne ve makas tutamayan terzisi oluyoruz!

• Yaşamımızda sınırlar çizmişler sanata, ideolojilere, dine, spora,

En sevdiğin yüzme zevkine,

- kadını da , erkeği de içine alan ,her şeye dair kirli, kilitli,kalıplardan sınırlar.. 

• Vizyonumuzu daraltmışlar bize yakışmayan duyguları hisleri moda diye üstümüze yapıştırmışlar.

• Mesela çarşaflı bir kadın isen bisiklet binemez Spor yapamaz tek başına yürüyüşe,

- çıkamazsın, yolda kulaklık takıp ezgi dinleyemez, Siyaset yapamazsın,

- yüzemessin , dünyaca ünlü kilasik kitapları okuyanazsın, gibi yanlış yok olası kalıplar.

• Çarşaf veya sarık cübbe yada her Hangi bir kıyafet kişinin olmazsa,

- olmazı yaşadığı dini inancının isbatı, açık,açık beyanı olan kimliğidir oysa.... 

• Spor yapmak,sanat ile ilgilenmek şiir yazmak okumak, yüzmek ,ezgi,

- dinlemek siyaset yapmak, bilisiklet binmek, yalnız yürümek , dünya kilasiği kitaplar okumak dünyadaki yazarlara,

- onların milletlerine yaşamlarına dair bilgiler edinmek insanca bir ihtiyaçtır.

• O kitapları okumak özenti değildir bir gereksinimdir. 

 - dünyayı oturduğun yerden gezmek görmektir..

• Kimse bunları yapıyor diye dinsiz bir kâfir olmaz !

• Dinin bize emrettiği şekilde yaşarken bunları yapmakla bize günah yazılmaz.

• Sadece belli kurallara dayalı , dinimizin ve peygberimizin (s.a.v) bize ,

- çizdiği sınırlar içerisinde yaparız,

 yapmalıyız bunları..

 • Yürümek için edepli bir duruş ile yola çıkarız, Spor,

- için hanım isek hanımlara bey isek beylere özgü salonlara gideriz. 

• Yüzmek için yine aynı şekilde şerhi hükümleri önde tutarız.

• Bize biz gibi hissettirecek helal olan herşeyi yaparız , yapmalıyız.

• Bu kirlenmiş dünyayı yaşanılır kılan o kalıpları kırıp ruhumuza insanca,insana dair yeni,

- bir beden dikacek terzi kimdir makas kimin elindedir , bilir misiniz?

• "İncinsen de incitme" diyen Mevlana'sı,

 • "Yaradılanı sev, yaradandan ötürü"

diyen Yunus'u,

• "Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir" diyen

Hacı Bektaş-ı Veli'si,

• "Ne mutlu eğri zamanda doğru yerde durabilene" diyen 'Pir Sultan Abdal'ı,

• "Beni hor görme gardaşım, sen altınsın da ben tunç muyum?" diyen Veysel'i,

• Can yakıp da kalp kırma. Senin de gül benzin solacak bir gün.

- diyen Neşet 'i

• Hepsi en sevilesi en mahir terzileridir insanlığın, en güzel makas tutan elleridir.

• Oysaki bu güzel değerlere rağmen çoğu insan artık;

• Her alanda sinir harbi her alanda benim ideolojim doğru ben doğrucu" 

- Davut'um demesi neyin bize mirası hangi bize biçilmemiş kalıbın eseri ?!.

• " Hangi 'Elin makası kesti bizi?

• Hangi hain terzinin biçtiği kumaşı giydirdiler bize ?

• Herkesin Allah adına hüküm kestiği 

  birbirini cehenneme gönderdiği bir 

- dünyada cenneti kendine saklamak,

 cennetin anahtarının kendinde olduğunu ve dinin kendisine ait,

- olduğunu sanmak nasıl bir egodur,

Nasıl bir cürettir, bencilliğin hangi seviyesidir bilen varmı?

• Yüce Allah'ın bize giydirdiği en güzel kutsalımız dini mubini İslam gibi bir kalıbımız var iken ?!

• Mamafih sorular, sorunlar sarmış etrafımızı" ayırt edilemez sancılar,

- tutmuş yüreğimizi " iğne deliğiyle iplik inceliği arasında arafta bir yerlerde gidip geliyoruz..

• Yaralarımız kabuk tutmaktan aciz, ayaklarımız toprağa basmaktan beri kalmış...

• Hızla ölüme yaklaşırken, hayat hızla akarken bizler, kapağı açık kalmış sirke küpü gibi,,

- ruh evimizin bir ucuna oturmuşuz, gençliğimizin uçup giden ekşimsi , acımtırak esansını, kokluyoruz el mecbur....

• Yeni dünya düzeni,dedikleri bu olsa gerek.. 

Kabuğuna çekilmiş sorgudan ve 

- araştırmaktan bilgiden ilimden uzak bir mevkide yaradanın İkra sözünü,

- unutturarak bir konserve kutusuna mayalanmış,

- ruhsuz duygusuz kalıplara sokulmuş

Dinden bi haber yaşadığını din zanneden zavallı insancıklar..

• Geçmiş zamanlarda dini kullanarak engizisyonu oluşturanlar, kendi yanlış,

- kalıpların da din satanlar ve şimdilerde,

- ise aynı yoldan giderek kendilerince ürettikleri şekilverdikleri dini,

        - kullanarak engizisyon oluşturmaktalar.

• Amaçları idrak seviyeleri daha yüksek olanlara karşı bir cadı avı gerçekleştirmek..

• Bugün üstümüze dikilen kalıp aynen budur..!!

• Peki bu : İşgüzar terziler hiç bitmeyecek mi?

• Eskisi gibi olmayacak mı artık hiç birşey biz hep " o eski köyümüzün,,

- toprak yollarında koşup oynamayı o köye ilk geldiğinde burnunun direğini sızlatan sonra,

- alışıp güzel bile gelen tezek kokusunu , sadeliği, her koşulda kardeşliği,kapıyı çalmadan bir huuu,

- nidasıyla eve dalan elleri çalışmaktan çatlamış , yüzleri güneş yanıklı ama yürekleri,

- tertemiz komşu teyzeleri samimiyetin, dostluğun en doğal en organik halini hep özleyecekmiyiz?..

• Üç kuzen dayımın eşeğine aynı anda bindiğimiz ve şimdilerde anımsayınca,

- yazık hayvana çocuk aklı işte diye bir yandan hayıflanırken bir yandan,

- tebessüm ettiğimiz tarlada mahsulün içinde hiç,

- birşeyi önemsemeden dert etmeden koştuğumuz papatyalar dan,

- taç , çamurdan çanak yaptığımız , kin , haset, kibir, riya bilmediğimiz,

- yaptığımız tek gövde gösterisi benim babam senin babanı döver diye sözde,

- kalırken herşeyi bir kenara bırakıp aynı arkadaşlar ile ,ekin yığınlarının,

- içinde yuvarlanıp ekin kılçıklarına bulanıp pıtrak dolan çoraplarımıza,

- üzüldüğümüz ne hoş üzülmelermiş ne manasız,

- hüzünlermiş diyerek bize sadece masum bir çocukluk kalıbı giydiren,

- o günleri özlemle anmak mı kaldı bize şimdi..?!

• Biz büyüdük ve masum kalıplarımız kirlendi ,kırıldı değiştirildi ,,

- Boş kafaların boş yaşamları içinde çırpınıyoruz..

- Tam bu noktada neye inandırıldığınıza size nasıl bir kalıp,

- münasip görüldüğüne üstünüze dikilen o yanlış elbiseye dikkat edin çünkü!!

• NEYE İNANIYORSANIZ ONU YAŞARSINIZ !!!

• Sözde ahlâk terzileri henüz o ahlâk kıyafetini ,kendine biçip dikememiş iken,

- Size olması gereken değil inandırıldığınız kalıpları giydiriverirler de haberiniz bile olmaz ..

• Mesela "size dindarlık satarlar ama kendileri dinde gösterişten öte gitmezler ! 

• Hocası, alimi , avamı yalanlara ortak olurda sizi de inandırmak için,

- inanmayan cehennemliktir diye kâinatın sahibi gibi size kafa tutarlar!

• Karısını, kocasına, insanı hayvana düşman ederler de siz farkına varıp,

- anlayana kadar çoktan merhametsiz, vicdansız bir et yığını oluvermişsinizdir..

• Daha yolun başında kaybetmeyi kabullendirirler size ve siz kafanızı,

 çoktan yanlışa çevirmişsinizdir!

• İnsanın, üzerine giyeceği elbisenin kalıbı kuran ve sünnet kumaşı olmalı,

- ahlâk ve maneviyat makasıyla biçilmeli ruhundaki terzide dikmelidir!

• Demem o ki; Bize dair ne varsa unutturulmaya çalışılan yeniden,

- hatırlayıp ceddimiz gibi İslam'ı yer yüzüne hâkim kılan kalıplar giyene, dikene, kadar,,

- "Hep çok yoğun ,hep çok yorgun, hep kendi halimizde , olacağız,

- Ve o güne kadar bizim için hep ,

• Köy uzak , şehirler kirli, dostlarımız yapay ,kapılar, kilitli , 

- kalıplar sperde , yanlış terziler tetikte olacak..

      • Serseri bir kurşun gibi manasızca hep sağa, sola savrulup önümüze,

      

  - gelene çarpıp kendi içimizdeki hiramıza çekileceğiz..

 " Selâm ve dua ile '

                                " Fİ - EMÂNİLLÂH '

          " Canlar.. '

                     ... Kablel-vuku ..

"...Rabbişrah-li sadri. Ve yessir li emri. 

• Vahlul ukdeten min lisäni. Yefkahů kavli." Allahümme- Âmin...