ASGARİ ÜCRETLİYE ZAM YEMEZ KARTI VERİLSİN

“Hocam Hanım, siz asgari ücretli mi çalışıyorsunuz, size ne asgari ücretten, neden asgari ücret hakkında yazı yazıyorsunuz?” dediğinizi duyar gibiyim.

Yoo, çok şükür Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı, torpilsiz, düz kadrolu bir öğretmenim. Milli Eğitim Bakanlığı’nda işleyişte iki tane kadro var; biri torpilli kadro ki onlar (çoğunluğu erkek egemenliği hakim) okul müdür ve müdür yardımcısı, ilçe veya il milli eğitim müdürü, ilçe veya il şube müdürü olabiliyorlar...

Diğer taraftan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı torpilsiz, kadrolu bir öğretmensen, hele ki kadın öğretmensen; mobbing, sürgün, soruşturma, kumpas, kafana bez futbol topu dahil makam hariç her türlü olay ve ceza gelebilir...

Yani kısacası 657’ye tabi bir devlet memuruyum.

Aynı zamanda torpilsiz bir gazeteci ve yerel basında köşe yazarıyım. Akademik olarak da doktoralı bir bilim öğretmeniyim.

Neden asgari ücret hakkında yazdığıma gelince, zaten torpilci basının torpilli, akredite, her olaya maydonoz gazetecileri astronomik rakamlar aldığı halde, asgari ücretli ve emekli maaşları hakkında ahkam kesmeye 7/24 bankamatikler gibi devam ediyorlar...

Acaba tüm devlet memurlarının maaşları çarşaf çarşaf tüm basın tarafından açıklanırken bu torpilci basının torpilli, akredite, her olaya maydonoz köşe yazarlarının maaşları neden ve niçin hiç açıklanmaz, konuşulmaz ve tartışılmaz? 

İşte, ben de dedim, madem akredite gazeteciler gece gündüz asgari ücret ile alakaları olmadığı halde asgari ücret hakkında mangalda kül bırakmıyorlar, bari ben de mangalı devireyim, ortada kül değil, mangal da kalmasın...

Hadi o zaman başlayalım yazımıza… 

Asgari ücretli kime denir?

Asgari (veya diğer adıyla minimum) ücret: İşçilere yasal olarak ödenebilecek en düşük maaş tutarıdır. 

2024 yılı için asgari ücret net 17.002,12 TL ve brüt 20.002,50 TL olarak belirlenmişti.

Her yıl gelenekselleşen temmuz zammı beklenirken asgari ücretliye 2024/Temmuz zammı boş geçildi. Yani bu yıl içinde yeni bir zam yok! Ne zamana kadar? 2025 yılı Ocak ayına kadar asgari ücretlinin eline geçen net para 17.002,12 TL olacak…

AİLE KURMUŞ, KİRADA OTURAN BİR ASGARİ ÜCRETLİ SEFİLLERİ OYNAMAYA DEVAM EDECEK

Büyükşehirlerdeki ortalama ev kiraları asgari ücret miktarına ulaşmış durumda, gerisini söylemeye veya hesaplamaya hiç gerek yok...

İstanbul gibi bir şehirde yaşayan, kirada oturan, tek çocuklu bir ailenin eline ayda en az 40 bin TL. geçmeli ki asgari seviyede yaşayabilsin...

MEMUR VE EMEKLİ ÇOK MEMNUN KALMASA DA NETİCEDE ONLARA BİR ZAM YAPILDI 

Şimdi sistem şöyle işliyor: Memur ve emekli az veya çok zam gördü mü? Gördü.

Tırtıkçı takım; yani stokçular, alım satım yapan büyük komisyoncular, birbirlerine zam furyasında kenetlenmiş zincir marketler, fırsat bu fırsat diyerek kolları sıvayacaklar… Sanki bu zam, memur ve emekliye geçinebilsinler diye yapılmamış da, onlara yapılmış gibi, memur ve emekliye yapılan 3-5 bin liralık zammı da onların elinden nasıl alırız ve kendi kasalarımıza nasıl istif yaparızın derdine düşecekler...

Derdine düşmekle kalmayacaklar, her zaman olduğu gibi, bunu hayata geçirecekler ve istediklerini alacaklar. Çünkü bu kişi, kurum ve kuruşlarda sıcak para gücü var. Her türlü yerden destek bulma güçleri var. Eskilerin deyimiyle, bakkal çakkalların neredeyse tamamını ayak oyunları ve siyonist emperyalist Yahudi güçlerin ürünlerinin destekleri ile batırıp gıda ve temel ihtiyaç maddelerinde tekelleştiler. Hal böyle olunca, istedikleri gibi istedikleri zaman "zam" borazanını öttürüyorlar...

ASGARİ ÜCRETLİ MADEM ZAM ALMADI, O HALDE ASGARİ ÜCRETLİYE OCAK/2025’E KADAR ZAM YEMEZ KARTI VERİLSİN! 

Memur ve emekliye 2024/Temmuz ayında zam yapılmadan önceki dolar/euro/akaryakıt/zincir market/manav/kasap/giyim giysi/otobüs/uçak/ayakkabı/toplu taşıma biletleri/elektrik/doğalgaz/şebeke suyu/damacana suyu/cep telefonu faturaları/çay/ çorba/limon/maydanoz fiyatları neyse, asgari ücretli 2025/Ocak zammını alana kadar, yani asgari ücrete yeni bir zam gelene kadar, asgari ücretlinin Ocak/2025’e kadar yapılacak herhangi bir zamdan da hiçbir türlü etkilenmemesi lazım...

PEKİ BU KART KİMLERE, NASIL VERİLMELİ? 

Örnek; koskoca bir Holding’e bağlı bir özel hastanede diyelim ki bir temizlik personeli çalışıyor. Bu Holding veya Holding grubu ne yapıyor, bu temizlik işçisini kendi bünyesinde çalıştırmıyor. Ya n’apıyor? Taşeron bir firma ile anlaşıyor.

Taşeron ne demek? Aracı, komisyoncu, aradan para kazanan paravan, uyanık demek. Şöyle düşünün, başkası çalışacak, diyelim hakkı 30 bin TL. Taşeron bu 30 bin TL'yi Holding’ten alacak ve bu işte 17 bin liraya çalışacak bir adam bulacak, ona 17 bin TL verecek. Geriye kalan 13 bin TL’yi de kendisi beden işçiliği yapmadan, oturduğu yerden cebe indirecek...

Yani taşeron demek, bir nevi eski köy ağasına bağlı, kahya görevi gören demek. Taşeronluk bunun yasallaştırılmış hali...

Oldum olası her türlü aracı sisteme karşıyımdır. Bunu da belirtmiş olayım...

Neyse…

GELELİM ZAM YEMEZ KART OLAYINA 

Yasal ve sigortalı olarak asgari ücretle çalışan kişilere zam yemez kart yine bağlı bulundukları taşeron firmalar veya çalıştıkları asıl firmalar tarafından verilmeli. Gerekirse bu zam yemez kartın üzerinde T.C. kimlik numarası ve çalışılan firmanın adı yazmalı ki asıl hak ediş karşılanabilsin. Asgari ücretliye zam almadığı zamanlarda bu kartla yapılacak temel ihtiyaçlara yönelik alışverişler diğer hiçbir zamdan da etkilenmemeli...

Benzin istasyonu zam yaparsa yapsın. Asgari ücretli zam yemez kartını gösterecek, zamsız alacak benzinini… Veya zincir marketler zam yaparsa yapsın. Asgari ücretli zam yemez kartını gösterecek, zamsız alacak temel ihtiyaç maddelerini...

Hatta şu an beklenen zam gelmemiş olduğundan zincir marketlerde satılan temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını TUİK belirlesin, asgari ücretli koşup zincir marketlerden alış verişini yapsın, TUİK’in belirlemiş olduğu fiyatlardan ödesin...

Bahse girerim, bu kez TUİK zeytinin fiyatını 200 ile 300 TL, peynirin fiyatını 150 ile 250 TL arasında açıklar. “Gerçek piyasa fiyatları bu şekilde” diyecektir.

Zam verirken fiyatlar düşük, zamsız olacak denilince fiyatlar yüksek olur sanırım...

Kısacası bu şekilde asgari ücretle çalışanın yaşam hakkı korunmalı veya nesli tükenmeden koruma altına alınmalıdır...

Yoksa asgari ücretli almış olduğu 17.002,12 TL ile bir hafta sonu cumartesi günü Paris'te sabah kahvaltısı, Londra'da öğle yemeği ve İstanbul Çırağan Sarayı’nda akşam yemeği yemeyecek. Koskoca bir ay evini, ailesini geçindirmenin derdine düşecek, faturalarını, evinin kirasını ödeyecek...

Peki hafta sonu Avrupa'da kim veya kimler fink atacak? Tabii ki büyük Holdinglere bağlı Taşeron firma patronları...

Acımasız vahşi kapitalizm, bazılarını yaşadığı ilçeden dahi dışarı çıkamaz hale getirirken bazılarına da her hafta sonu dünya turu attırır...

İnşallah (hiç umudum yok ama) köşe yazım ses getirir, zam yemez kartlarına kavuşur asgari ücretli de…

Ocak 2025’e kadar her gün zam korkusu ile yaşamak zorunda kalmaz...

Dr. Meryem ÇILDIR