Bakkalınızın ismi ne?
Biliyor musunuz?
Yoksa sokağınızdaki bakkala uğramayalı çok zaman mı oldu?
Belki de sokağınızdaki o bakkal kapandı, kim bilir siz oraya uğramadığınız için..
Çocukluğunuzu anımsayın.
Koştura koştura kapısından içeri girip “bakkal amca, iki ekmek, beş yumurta” diye seslenip, bakkal amcanın “aman yumurtaları kırmadan götür” tembihini anımsayın.
Okuldan geldiğinizde, bakkal amcanın yolunuzu kesip “annenle baban dışarda, daha gelmediler, gel otur burada bekle” deyip sizi tabureye oturttuğunu, bir de o çok sevdiğiniz gazozlardan birini açıp hediye ettiğini…
O bakkal amcalar birer birer gidiyor, çocukluğumuzun anılarıyla.
Zincir marketlere ayağımızı alıştırdık, bakkal amcamızın elini öpmeyi unuttuk bayramlarda.
Küstü bize sokağımızdaki bakkal amcamız, mahalle kasabımız, kundura tamircimiz..
Gelin bugün bir şey yapalım; bugünkü tüm alışverişimizi sokağımızın bakkal amcasından, mahallenin kasabından, manavından yapalım. AVM’lere, zincir marketlere yüz vermeyelim bugünlük.
Gelin, alışveriş için verdiğimiz paranın yanına dost selamımızı, sevgimizi ekleyelim.
Gelin, bizden olanı yaşatalım.