Seçimlerin ardından garip bir döneme adım attık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye ittifakı söyleminde bulundu, genelde alışık olduğumuz tarzda seçim sonrası kucaklayıcı açıklamaları olarak da bakabiliriz bu söyleme, yada seçim dönemindeki sert dilin kaybettirdiğini fark ederek söylem yumuşatması ve kucaklayıcı olma isteği olarak da.
Bu söylemlere her zaman ihtiyaç vardır, ancak bu söyleme bir itiraz sesi yükseldi, hem de ittifak ortağı Devlet Bahçeliden.
Bahçeli Erdoğan'ın Türkiye ittifakı söylemine anlam veremediğini, kendileri için tek geçerli ve muteber ittifakın cumhur ittifakı olduğunu ifade etti.
Özellikle bir cümlesi çok dikkat çekicidir 'biz cumhur ile ittifak yaptık.'!
Yani aslında Bahçeli şunu ima ediyor, beka sorunu nedeniyle biz elimizi taşın altına koyduk, ancak bu illa AKP ile olacak bir şey değil.
Biz ülkenin beka tehlikesine karşı, milletimiz ile ittifak yaptık demek istiyor.
Beka söylem AKP'nin ortaya attığı ve belli oranda başarıya da ulaşan bir söylem, Erdoğan'a hem Cumhurbaşkanlığı sistemini hayata geçirme hem de bu sistemin ilk Cumhurbaşkanı olma imkanını sağladı.
Peki AKP Türkiye'yi kucaklayıcı bir söyleme bundan sonra devam etmek isterse görünen o ki önünde büyük bir tehlike kendisini bekliyor.
Bahçeli beka hareketinin bir anda lideri konumuna gelebilir.!
Halka biz ülkenin bekası için bu işe girdik ancak Erdoğan devam ettiremedi diyerek adeta AKP'yi kendi silahı ile vurma ihtimali yüksek, zira biz ittifakı cumhur ile yaptık demesi buna işarettir.
Çıkıp biz ülkenin beka tehlikesine karşı bu kadar eleştirdiğimiz AKP ve genel başkanına tüm riskleri göze alarak pazarlıksız destek sağladık, ancak görünen o ki sayın Erdoğan bu desteğimize rağmen bu işi götürememiş ve Türkiye ittifakı söylemi ile tüm guruplara yeniden mavi boncuk dağıtmaya başlamıştır, ancak bizler beka sorununa karşı gerekirse tek başımıza da kalsak mücadele edeceğiz diyerek AKP'yi de kendi taktiği ile oyunun dışına itebilir.
AKP için MHP ortaklığı bu saatten sonra aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık noktasına doğru hızla gidiyor.
Tüm ülkeyi kucaklayıcı bir söylem belirlerse ki bu söylem İmamoğluna İstanbul'u getirdi Bahçeli hemen beka arabasının direksiyonuna geçmeye hazır.
Yok kucaklayıcı dile devam etmez ve seçim döneminde olduğu gibi ya bendensin yada hain söylemine devam ederse yerel seçimlerde olduğu gibi kan kaybetmeye devam eder.
Her iki sonuçta da AKP kendi kazdığı kuyuya düşmüş olur ve o kuyudan bundan sonra öyle rahat da çıkamaz gibi.
Çünkü kendi içinden başta Davutoğlu olmak üzere bir ekip, o kuyunun ağzını kapatıp üzerine oturmak için fırsat kolluyor.
Belki aranızda 'yok buda olmaz artık' diyenleriniz olabilir, ancak bu ülke hep bu kadar da olmaz denilenlerin, üç günde özümsendiği bir ülke haline geldi, bizden uyarması.
Sözün özü;
Bir ata sözü der ki; 'zamanında yediğin hurmalar gün gelir seni tırmalar.'