Son dönemde sıkça gündeme gelen süresiz nafaka konusunu mağdurlar platformu başkanı Mesut Arabul ile konuştuk.
Kendileri yaptığı çalışmalar ile seslerini duyurmaya çalışıyorlar elbette buna karşı olan kadın yapılanmaları da var.
Çok farklı evlilik hikayelerinin sonucunda ortaya çıkan ve dinlediğinizde hakikaten bu haksızlık diyeceğiniz nafaka mağduriyetleri de var.
Elbette kadınların da boşanma sonrası kendilerini güvenceye alma çalışması da anlaşılabilir ancak bu bir zulme dönüşmemeli bu konuya hakkaniyetli bir çözüm bulunmasının elzem olduğu ortada.
Konunun detaylarını Mesut beyle konuşacağız.
Öncelikle röportaj için teşekkür ederim Mesut bey, temel olarak özetlerseniz yaşadığınız problemler nelerdir?
MA: Ben şahsım ve tüm nafaka mağdurları olarak size ve Meridyen Haber'e teşekkür ederiz bu imkanı sağladığınız için.
Mağdurlar olarak yaşadığımız problemlerin temeli,
Medeni Kanunun neredeyse tümüyle
"Kadın lehine" kurgulanmış olmasıdır.
Mevcut boşanma kararları incelendiğinde, tümüyle
Erkeğe yönelik maddi ve manevi baskı yaratma prensibiyle verilen kararlar olduğunu görürsünüz.
Son dönemde kamuoyunda sıkça yer alan, yoksulluk nafakasının yarattığı mağduriyetlerin temeli; TMK'nın kabul edildiği 1926 yılından
1988 yılına kadar, boşanma sonrası yoksulluğa düşen kişi lehine 1 Yıl süreyle hükmediliyordu.
1988'de Medeni Kanunda yapılan değişiklik sonrası süresiz ve hiç bir kritere tabi tutulmaksızın, süresiz olarak uygulanan Nafaka ödeme sistemi bir mağduriyeti ortadan kaldırmak için uygulanırken uygulanmış biçimi ele alındığında başka mağduriyetler yaşanmasına sebep olmuştur.
Siz kanun maddesinde bir düzenleme talep ediyorsunuz sanırım?
MA: Evet Hasan bey bakın süresiz ibaresi geride bıraktığımız 31 yılda sayıları milyonla tabir edilen mağdur kitlesi yarattı.
"Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu" olarak 4721 sayılı Medeni Kanun'un 175. maddesine adil bir düzenleme getirilmediği sürece mağduriyet yaşayan kişi sayısının artmaya devam edeceğini ve bu sorunlar sebebiyle Toplumun geleceğini de etkileyeceğini düşünüyoruz.
Bir de artırım davaları var bu tam olarak nedir?
MA: Bu başlı başına ekstra bir mağduriyet nafaka alacaklısının mahkemeye başvurarak her yıl artırım davası açması, nafaka miktarında yükseltilmesine ilaveten dava giderlerinin ve Avukatlık vekalet ücreti ki en düşük rakam 2000 ₺ bu masrafları da karşılanmak zorunda olunması Erkekler için ayrı bir külfettir.
Her yıl artırım davaları ile artarak devam eden nafaka yükümlülüğü kabul edersiniz ki insan fıtratına ters bir uygulama olup, sadece erkeği değil onunla birlikte, beraber yaşadığı tüm aile fertlerini de mağdur etmektedir.
Nafaka ödeyen erkekler ne gibi farklı sorunlarla karşı karşıya kalıyorlar?
MA: Nafaka ödeyemeyen bir çok mağdurun yükümlülüğünü aile bireyleri üstlenmek zorunda kalmaktadır.
Bugün işsiz oğlunun ya da erkek kardeşinin nafaka borcunu ödeyen bir çok anne, baba ya da kız kardeş vardır.
Yeniden evlenen nafaka borçlusu erkekler ise, ne zaman biteceği ya da bitip bitmeyeceği bile belli olmayan bu borç yüzünden ikinci eş ve çocuklarının geçimini sağlayamamakta, maddi sıkıntılarla boğuşmaktadır.
Nafaka borcunu ödeyemeyene ne gibi bir yaptırım var?
MA: Nafaka borçlusu erkek sadece bir ay nafaka ödeyemediğinde, eski eşin şikayetiyle 3 aylık tazyik hapsi cezasına çarptırılır.
Bugüne kadar nafaka yüzünden cezaevine giren kişi sayısı 25.000'i bulmuştur ve bu insanların tek suçu, ömür boyu borç yükü altında ezilmektir!
Bu konuda iktidar ve muhalefetten belli açıklamalar gelmişti çalışma yapıldı mı?
MA: Geçtiğimiz 3 Yıl içersinde önce TBMM tarafından oluşturulan 399 sıra nolu raporda mağduriyetlerin belirlenmesi, ardından Adalet ve Aile Bakanlıklarının ortak düzenlediği ÇALIŞTAY ve sonrasında 3 Ağustos 2018'de açıklanan 100 Günlük icraat programı içersinde yer verilen "Nafaka ödemelerine ilişkin Adil Düzenleme, Çocuk Haczinin kaldırılması ve Çocuk teslim merkezlerinin kurulması sözünün tutulmamasını istiyoruz.
Boşanma durumunda gerçekten ülke şartlarında mağdur kalacak olan kadınlar da var elbette sizin bu soruna iki taraf açısından da baktığınızda çözüm öneriniz nedir?
MA: Yaşanan sorunların bundan sonraki süreçte devam etmemesi için Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu olarak yeni nafaka düzenlemesinde 1-3 Yıl olarak ALT-ÜST sınırın yasalarca belirlenmesini, süreye karar verilirken yoksulluğa düşen kişinin "Yaşı, eğitim durumu, kaç yıl evli kaldığı, ortak Çocuğun olup olmadığı" gibi kriterler belirlenmesi, hakim takdirini önceden belirlenmiş kriterler ve süreye göre bu sınırlar çerçevesinde kullanılmasını, süre bitiminde ise nafaka alan kişinin yoksulluğunun ortadan kalkmadığını delilleriyle ispat etmesi şartıyla devlet tarafından oluşturulacak "EVLİLİK FONU" devreye sokularak mağduriyetlerin bu fondan karşılanmasını talep ediyoruz. Platform olarak süreli nafaka kriter önerilerimiz uygulandığında, kadın ya da erkek hiç kimsenin mağdur edilmeyeceğine inanıyoruz.
Çocukların velayeti olmayan ebeveyn ile görüşmesinde ciddi sıkıntılar meydana gelebiliyor medyaya yansıyan ve gündem olan çokça olay oldu. Siz buna nasıl bir düzenleme öneriyorsunuz?
MA: Çocuk tesliminde yaşanan problemlerin başında İCRA dairelerine başvurarak ki bu rakam (TR. genelinde 500 ₺ ortalaması var) çocuklarını haczederek görmek zorunda bırakılmaları.
Ebeveynler bu uygulama sebebiyle yıllardır çocuklarıyla olan kişisel iletişim hakkını parayla satın almak zorunda bırakılıyor maddi imkanı olmayan kişilerin ise çocuklarıyla iletişimi koparılıyor.
Konuyu çocuklar açısından değerlendirecek olursak İCRA dairelerine yatırılan harç ile babasını görebilen ve bu ilişkinin yetersiz kısıtlı olması sebebiyle diğer ebeveynle (baba) ilişkiyi ortadan kaldırıyor bu sebeple psikolojisi bozuk ve Aile kavramını bilmeyen bir nesil yetişiyor.
Yukarıda belirtilen maddi ve manevi sorunların ortadan kaldırılması için ilk talebimiz "çocuk tesliminin ücretsiz hale getirilmesi.
Çocuk teslim merkezlerinin kurulması" kişilerin çocuklarıyla ilişkisini maddiyata dayandırmaksızın kişisel iletişimin kurmaları ile sağlamalıyız.
Bunun için belirtilen çocuk teslim merkezlerinin bir an önce kurulması, kurulması belirli bir zaman alacağı içinde geçici önlemler alınması bu önlemin de Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okulların hafta sonları geçici çocuk teslim merkezi olarak kullanılmasını tavsiye ediyoruz.
Son olarak nafaka konusu gündeme geldiğinde en çok itiraz alan konuların başında çocuğun masraflarının bu nafakadan karşılanması ve nafakanın kalkması durumunda çocuğun zor durumda kalacağı sizin isteklerinizde bu durum nasıl düzenleniyor?
MA: Çocuğa ödenen Nafaka iştirak nafakasıdır çoğu kişi bunu bahane ederek çocuğa ödenen nafakanın da kaldırılmasını istiyorlar gibi bir algı yaratmaya çalışıyor.
Bahsedilen iştirak nafakasıyla ilgili bir sorunumuz ya da değişmesiyle ilgili her hangi bir talebimiz yok.
Boşanma evresi ve sonrası velayeti elinde bulunduran kişi karşı taraftan çocuğun geçim iaşe ve eğitimi için geliri oranında iştirak nafakası alıyor iştirak nafakası çocuk 18 yaşına gelene kadar devam ediyor eğitim hayatı devam ediyorsa yardım nafakası olarak devam ediyor bunun değişmesiyle ilgili bir talebimiz de yok.
Teşekkür ederim Mesut bey
MA: Asıl biz teşekkür ederiz size ve Meridyen Haber ailesine.