DUYGULARDA DENGENİN ÖNEMİ 

Duygular bize yaradanın vermiş olduğu en büyük ödül!
Duygular sayesinde kendimizi ifade eder olaylara karşı tepkimizi belli ederiz. Hazlarımız olumlu duyguların bir ürünüdür.
Olumlu duygular ile cenneti yaşarken, olumsuz duyguların çemberinde sıkışıp kaldığımızda adeta cehennemi teneffüs ederiz. 


Bu dengeyi yakalamak aklı selim sakin ve huzurlu kişiler için zor değildir. Otokontrol sağlamayı ancak sağlıklı bir ruhun işidir. 

Yıkıcı ve bozucu bir üslup korku dolu bir ruhun dışa vurumudur.  Dışarıdaki herşey bir tehdit gibi göründüğü için kişiye kendini savunma mekanizması olan kavgaya sevk eder. 

Şeytan bizi en çok korkuyla ele geçirir. Yersiz vesvese ve kaygı ile oyuncağı hâline getirir. Bu oyuna gelmemek için uyanık olup manevi dünyamızı sağlam tutmalıyız.  Ne zaman zayıflık gördü manevi dünyamızda o zaman saldırıya geçer ruhumuza.


Yerinde kullanılmayan duygular ise bize hastalık olarak geri döner.
Nasıl ki kullanma kılavuzuna uyulmadığı takdirde kullanılan eşyalar bozulursa bizlerinde yaradanın bize göstermiş olduğu yoldan saptığımız takdirde olumsuz vakalar cereyan eder.


Yerinde kullanılmayan sevgi karşılığını bize korku olarak geri döner. Mesela dünya malına olan sevgi bizde kaybetme korkusu oluşturur. Cimrilik ve hırs ise bununla birlikte gelir. 


Kişi ömrünün tamamını dünya malı için ipotek eder diğer haz ve mutluluklardan yoksun kalır. Sağlıklı bir ruh hali o kişide bulunmaz.
Oysa ki sevgi bize birbirimizi sevmek, yaradanın tüm canlılarına merhamet etmek için verilmiş bir duygudur.  


Sevgi boyutu dünya ile uyumlu olmanın, dünyada huzurlu olmanın ilk basamağıdır.
Yani muhabbet yani Muhammedi boyuttur.
Baktığı herşeyde yaradanın mührünü görür. Sevgi duygusunu dünya malı için ziyan eden, makam ve mevki için harcayan kendinin sonunu hazırlar.  Gafletine boğulur.

Sevgisiz bıraktığımız evlatlarımız yetişkinler olarak topluma katılığında birleştirici ve uzlaştırıcı değil bulunduğu ortamı kaosa sürüklemek için fırsat kollar.
Sevgi ve şiddet öğrenilmiş bir davranıştır.  Sevilmeyen sevmeyi bilemez. Yaşamın tadını da hissedemez.

Korku ise bize verilen diğer önemli bir duygudur. Korku ve ümit bir kulun kalbinin iki kanadı gibidir.  Yaradanın celalinden korkup cemalinden ise ümit etmelidir. Attığımız her adımda acaba bizden razımı diye korkmalıyız .
Biz korkuyu yerinde kullanmayıp dünyalık işleyin aksaması, makam ve mevkiden düşme korkusu olarak kullanırsak psikolojik olarak kendimizin hasara uğramasına sebep oluruz.

Hastalıkların temel kaynağı duygulardır. Özellikle korku duygusu bizim düşüncelerimizi olumsuz etkilediği için vücut direncinin düşmesine sebep olur. Özellikle böbrekleri olumsuz etkileyerek onların iflasına bile sebep olabilir. Bunun yanında panik atak, kalp rahatsızlıkları ile bize zarar verir. Sağlıklı bir vücut duygusal dengeyi yakalamış bir bireye aittir. Duygusal denge bozukluğu ruhsal ve bedensel hastalık olarak bize geri döner.
Her bir hücremizin her bir duyguya tepkisi vardır. Olumlu duygular bizim şifamız, olumsuz duygular ise zehrimizdir.  Akıllı bir insan kendini zehirlemez negatif duygulara esir olarak. 

Sevgi boyutu şifa boyutudur. Hem kendi hem de dokunduğu herşey hayat bulur. Huzur ve sevgi iki dost gibidir.  Birinin olduğu yerde diğeride olur. 



Sevginin şifası korkunun yıkımı vardır. Kainattaki herşeyin uyumu sevgiye odaklıdır. Sevgi verdikçe artar ve seveni ve sevileni şifalandırma özelliği vardır.
Yaradan sevgiden yarattığı için bizleri özümüz sevgiye hep açtır.
Sevilmediği takdirde; sulamayan çiçeklerin ölmesi gibi insanda ölür.

Anadolumuz Mevlana,  Yunus Emre gibi sevgi  önderleri yetiştirmede ev sahipliği yapmıştır. Anadolu insanı sevgi doludur aslında . Zamanla yaşamın vermiş olduğu hız bizleri özümüzden uzaklaşmaya sevk etmiştir. Biraz daha hızımızı düşürüp gönüllerin fethi ile yeniden kendimizi şifalandırmak hiçde zor değil. Sevdiğimizde karşıdaki kişi değil aslında biz şifalanıyoruz. 


Yunus Emre Hazretlerinin bir sözü ile bu haftada sözlerimize son verelim;

"Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım
Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz... "

Huzur dolu bir hafta geçirmeniz dileğiyle sevgili okurlar...

Aslı Soylu