KAPİTALİZMİN KOLLARINDA BOĞULAN BİR KUTLAMA
14 Şubat, Sevgililer Günü olarak kutlanan o gün. Peki, bu özel gün nereden geldi ve gerçekten sevginin tek bir günle sınırlı olması gerekir mi? Kapitalizmin kollarında şekillenen bu kutlama, aslında daha derin bir tarihe dayanır. Ticari kaygıların ön plana çıktığı, sevgiye bir fiyat biçildiği günlerdir artık.
Sevgililer Günü'nün kökenleri, Roma İmparatorluğu'nun dini inançlarına dayanır. O dönemde 14 Şubat, tanrıça Juno'ya adanmış bir festival günü olarak kutlanıyordu.
Ancak, Sevgililer Günü'nün bugünkü kutlama şekli tamamen ticari bir boyuta evrildi. Kapitalist sistem, bu özel günü bir gelir kaynağı haline getirdi. Bir gün öncesinden itibaren kırmızı süslemelerle doldurulan mağazalar, sevgililere alınabilecek en pahalı hediyelerle dolup taşıyor. Ancak unutulan bir gerçek var: Sevgi, satın alınabilecek bir şey değildir.
Sevgililer Günü, sadece bir güne sığdırılamayacak kadar derin ve anlamlı bir duygu olan sevgiyi kutlamak için yetersiz kalır. Gerçek sevgi, her gün yaşanan küçük jestlerle ve sürekli bir destekle ortaya çıkar. Hediyeleşme ve hediye beklemek, sevginin ölçüsü olmamalıdır. Ancak, maalesef Sevgililer Günü, bu yanlış algıyı pekiştiren bir platforma dönüşmüştür. Dahası, bu kutlamada genellikle kadınlar, erkeklerden beklenen hediyeleşmenin hedefi haline gelirken, erkeklerin bu beklentiye maruz kalması daha az yaygındır.
Dolayısıyla, Sevgililer Günü'nü sadece bir güne sıkıştırmak, sevginin gerçek doğasına haksızlık etmektir. Asıl önemli olan, her gün sevgiyi yaşamak ve paylaşmaktır. Belki de Sevgililer Günü'nü kutlamak yerine, her gün sevdiğimiz insanlara değer vermek ve onları hatırlamak daha anlamlı olacaktır.