Notre Dame Katedrali'nin yanmasıyla, mazbata'nın teslim kararı arasında çok az bir zaman var. Eminim benim gibi herkes önemli mesajı almış, şifreyi çözmüştür!
Şöyle ki; Katedral K harfiyle başlıyor değil mi? Notre Dame de de A harfi var, İmamoğlu'nun soyadında da! Hala mı anlamadınız? Her şey çok açık aslında! Notre Dame Katedrali’ni yakarak dikkatleri o yöne çekenler, sandık sayımını katakulliye getirdiler ve İmamoğlu dış güçler sayesinde kazandı.
*** *** *** *** ***
Bekir Develi, Serdar Tuncer ve Dursun Ali Erzincanlı gibi tasavvufi alt yapı ile sevimli sempatik tavırlarla tv programları yaparken, twtterdan yaptıkları gönderilerle ak trollere taş çıkartanların elinden geleni yapmasına rağmen Binali bey kaybetti. Bu kadar akıl almaz kutuplaştırıcı talihsiz sözler edenler varken, hiç mi aklıselim, mantıklı açıklama yapan biri yok derken bir de ne görelim? Ömer Turan gibi asrın provakatörü, komplo teorisi uzmanı Oscar’ını almaya aday gösterilecek kadar üstün bir performans sergileyen biri bile uslandı da, şiirsel derinliklerde kulaç atan sembol isimler nasıl çığırından çıktı?
Ne büyük pastalar varmış bu İstanbul belediyesinde meğer! Çok canları yandı çook! İstanbul’u chp’nin yönetmesine dayanamayanlar Türkiye’yi İsrail’in maşası abd’nin yönetmesine hiç bir zaman ses çıkarmadı. İncirlik üssü hakkında 17 yıldır tek söz etmedi. (Bop) Büyük Ortadoğu Projesi’ni görmeyen veya hayal ürünü deli saçması komplo teorisi görenler, sabahları adeti olduğu üzere çatılarda öten kargaların bile payitahtın yıkılması isteyen mihraklar olarak gösterenlerle aynı kişiler aslında.
Yemi azalan ve kesilenler hariç! Hiç birisi, halkın içinden, belediyenin içinden, medyadan hiç kimse eleştiriye sıcak bakmadı. “Tayyip Erdoğan’ı üzeni Allah üzsün” diyecek kadar aklını başka bir akla kiraya veren biri, birileri ile aynı ülkede yaşamak zor.
Peki Milli Görüş neden bu kadar dağıldı biliyor musunuz?
(Yani, neden kendi seçileyemeyine üzülmek varken chp adayının kazanmasına biraz fazla sevinenleri ve Temel Karamollaoğlu'nu eleştirmeyi kendine büyük vazife gören milli görüş tayfasından bahsediyorum! )
Çünkü milli görüşün alt yapısındaki harç, ne olursa olsun liderinize biat edin mantığı değil, hatasını gördüğümüzde önce biz eleştiririz mantığına dayalı yüksek bir sadakat değil yüksek bir aydınlanma ürünüdür. Erbakan şeyhlere iftar verdiğinde Erbakan’ı eleştirenlerden biri olarak, kendimde rte’yi üzmek pahasına! Onu eleştirebilecek gücü ve hakkı buluyorum.
Buna rağmen rte nin bunca yıldır onca hatasına rağmen, her kırdığı potun arkasında duran kesim sayesinde dağılma oldukça uzun bir sürece yayıldı. Onu eleştirdiğimizde, daha konuşulabilir olan akpliler, ona zaman tanımamız gerektiğini söylediler.
Şimdi, biz de kendi camiamıza (çok kabul edilemez durumlar hariç) zaman tanımalıyız belki de.
*** *** ***
Yanlış strateji ile İstanbul’u kaybeden! Bu kaybı usulsüzlüklerin neticesi olarak görenlerden olgun bir duruş ile biz nerede hata yaptık! Sorusunu kendilerine sormayı bekleyemiyoruz. İşte bu yüzden, ibre giderek akp aleyhine düşecektir. Bununla beraber ortam gerilecektir muhtemelen. Peki bu durumda İmamoğlu ne yapmalı?
Ekrem İmamoğlu’ndan ne bekliyoruz? İstanbul’u yeni başkanı vatana millete hayırlı olsun öncelikle. Başkan’dan sadece ve sadece Tayyip Erdoğan’ın yaptığı hatayı yapmamasını bekliyorum. Kendisini seven çok, övenler pek çok. Fakat onu severken cahil ve trol zihniyetli insanların, mazbatanın gecikmesiyle, zirveye ulaşan evvelden de zaten gayet sıcak olan öfke ve kinlerini popülizm adına sıcak tutmak yerine, o yatıştırıcı üslubu ile durultmasın son derece güzel olur. Her ağızlarını açtıklarında “pis cahil troller” diyerek “muhafazakâr muhalif kesim”i aşağılayan çok entelektüel chp seçmeni Kadir Mısıroğlu ve rahatsızlanan Orhan Gencebay için ağza alınmayacak sözler sarf ediyor.
Fakat İmamoğlu'nun ölçülü hareket etmesi, idda ettiği gibi hakkaniyetli bir yaklaşım sergilemesi, kendisini sevenleri de doğru üsluba yönlendirmesi herkese huzurlu nefes aldırır.
Binali Yıldırım’ın eşine yapılan ağır ve gereksiz eleştirileri İmamoğlu'nun eşinin savuşturması gibi, kendi cenahının hatalarını toparlaması, kutuplaşmış ve bu kutuplaşmadan dolayı, fazlasıyla gerilmiş insanları teskin etmek İmamoğlu için asli vazifedir. Ucunda insan, ucunda nefs olan hiç bir konuda fazla hayalci olmamak lazım. İmamoğlu benim için henüz tanımlanamayan biri. Zaman onun için de bizim için de işleyecek ve hep birlikte göreceğiz. Sol belediyelerin ilk icraatları, belediye tesislerinde alkol satışının serbest olması olursa, belediye tesislerine gitmeyiz hepsi bu!
Chp’li ve kindar bazı vatandaşların, sırf başörtülü olduğumuz için İmamoğlu’ndan güç alarak bizlere yukarıdan bakması da bizi yaralamaz. Çünkü biz derdimizi severiz. Çünkü derdini sevenler, derdi için sıkıntı çekmeyi de sever. Çünkü biz derdimiz için sıkıntı çekmediğimizde derdimizin sevgisine layık olmadığımızı düşünenlerdeniz. Ne var ki toplumun büyük bölümü alıştığı rahatlığının bozulmasını, dinin elden gidiyor kılıfına koyup öyle servis edecektir. İşte bu yüzden, mazbata seçim sürecinin sonu değil başlangıcıdır.
*** *** *** *** ***
CHP eski CHP olmasa keşke. AKP de eski AKP olmasa. SP de eski SP olmasa. Hiç kimse eskisi gibi olmasa keşke. Müminin bir günü diğerine eşit değildir düsturuyla, insan gelişmesi gereken, yerinde sayması hoş görülmeyen, ilim ve tatbik ile gelişen ama tepkilerinde ölçülü olan bir topluluğa dönüşsek keşke. Allah ile kul arasına girmeye bu kadar meraklı olmasak keşke.
Yetkisiz, bilgisiz olduğumuz konularda bile cengâver samuraylar gibi elimizde kalem, kılıç her neyse meziyetimize göre geliştirdiğimiz dil, biçim, duruş onu yerinde zamanında kullanabilsek keşke. Ölüm ve sıtma dışında bir arayış içinde olmak Allah’ın çarelerinden başka başka çareler aramak da bir yoldur. Bu kendinden emin, sağlam, hakkaniyetli yürüme de yola dâhil olma biçimidir… Allah Sıratı-ı Müstagımden ayırmasın. Saadetli günler dilerim.
(Gudubet Haksever)