Merhabalar sevgili dostlarım. Göğüs Hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Emin Maden hocamızla COVID-19 üzerine yaptığımız söyleşinin ilk bölümünde COVID-19’un bulaşma ve hastalık süreci hakkında konuşmuştuk. İkinci bölümünde tedavi sonrası risk faktörleri ve salgın sonrası korunma yolları hakkında konuştuk.
T.K: Virüsle enfekte olan kişilerde erken dönemde hastalığın ilerlememesi için ne yapmalıdır?
E.M: Virüsle enfekte kişilerde hastalığın erken dönemde ilerlememesi için öncelikle hastalığın ağır seyretmesine neden olan KOAH, hipertansiyon, kalp ve böbrek hastalığı, şeker hastalığı gibi risk faktörü ek hastalıklar varsa bu hastalıkların kontrol altında tutulması gerekir. Birçok araştırmada D vitamini eksikliğinin COVID-19 hastalığının şiddetini artırdığı bildirilmiştir; bu nedenle eğer virüsle enfekte olmuş bireylerin D vitamini eksikliği varsa D vitamini tedavisi verilebilir. Bunun yanında bol sıvı alımı gereklidir ve kesinlikle sigara içilmemelidir. Ayrıca COVID-19’da virüsü yok edecek herhangi bir ilaç tespit edilememiş olsa da hastalığın seyrini yavaşlatan ve tedaviye yardımcı olan ilaçların erken başlanması hastalığın ilerlemesini ve iyileşmesini hızlandıracaktır.
T.K: Enfekte olduğu tespit edilen ancak hastalık bulguları olmayan kişiler evde karantina uygulaması sırasında nelere dikkat etmelidir?
E.M: Enfekte olduğu tespit edilen kişiler hastalık bulguları yönünden sıkı takip edilmelidirler. Bu kişiler evde diğer aile bireyleri ile temastan kaçınmalı, mümkünse evde ayrı bir odada izole olarak kalmalı ve aile bireyleri ile temas edeceği anlarda mutlaka maske kullanmalı, bu temas durumlarında evdeki diğer aile bireyleri de maske kullanmalıdırlar. Karantinada bulunulan oda ve ev sık sık havalandırılmalıdır. Temizlik kurallarına maksimum özen göstermeli, diğer aile bireylerinden farklı sabun, havlu gibi ürünler kullanmalıdır. COVID-19 hastalığında kan pıhtılaşma riski yüksek olduğundan bu konuda dikkatli olunmalı, sıvı tüketimine dikkat edilmeli ve bağışıklık sistemini güçlü tutacak vitaminden zengin gıdalar tüketilmelidir.
T.K: Evde C vitamini, D vitamini ve gıda takviyesi kullanımını öneriyor musunuz?
E.M: Araştırmalar ve deneyimler henüz COVID-19'a karşı bağışıklık sistemini güçlendiren bir gıda takviyesi olduğunu göstermemiştir; ancak vitamin eksikliklerinde, özellikle D vitamini eksikliğinde, çinko, selenyum gibi mineral eksikliklerinde bağışıklık sistemi zayıflamaktadır. Bu nedenle evde C vitamini ve diğer minerallerce zengin sebze ve meyve tüketimi, D vitamin eksikliği varsa ilaç takviyesi ve mümkün olduğunca güneşle cildin teması sağlanmalıdır.
T.K: Tedavi sonrası test sonucu negatif gelen kişiler tamamen iyileşmiş sayılır mı? Hangi şartlarda bulaşma riski kalmamıştır diyebiliriz?
E.M: Tedavi sonrası test negatif olsa bile bulaştırıcılık devam edebilir, çünkü testler yüzde yüz doğru sonuç vermediği gibi virüs yükü azalmışsa da test sonucu negatif çıkabilir. Bu nedenle tüm belirtiler ve laboratuvar bulguları normale dönene kadar ve akciğerde radyolojik bulgular düzelene kadar hasta iyileşmiş olarak değerlendirilemez. Az sayıda bir hasta grubunda hastalık sonrasında klinik iyileşme sağlansa bile bir ay sonrasında çekilen tomografilerde halen akciğer doku hasarı görülebilmektedir. Bu bireylerin virüs yönünden iyileşmiş olduğu kabul edilse bile hastalığın tam iyileştiği söylenemez. Henüz bu hasarların kalıcı olup olmayacağını değerlendirebilecek kadar veri elde edilemediğinden ve süre geçmediğinden bu bireylerin durumu hakkında daha sağlıklı bir yorum ileriki süreçlerde yapılabilecektir.
T.K: Tedavi görüp iyileşmiş bir insan tekrar enfekte olabilir mi? İyileşen kişilerde ne gibi sekeller kalabilir?
E.M: Bu konuda henüz yeterli bilgi ve veri yoktur ancak eğer iyileşen hastalarda antikor cevabı oluşmuş ve immünoglobülin G pozitif ise bu kişilerin bağışıklık kazandığı söylenebilir. Ancak antikor cevabı oluşmamışsa hastalığı geçiren bireyler tekrar enfekte olma yönünden risk taşıyabilir. Aşı üretilebilirse tüm aşılanan bireylerin korunamayabileceği gibi, her hastalık geçiren bireyde de bağışıklık istemi oluşmayabilir. İyileşen kişilerde özellikle akciğerlerde fibrotik değişiklikler az sayıda hastada da olsa görülebilmektedir ancak bu hasarın ne kadar kalıcı olacağı henüz net değildir. Ayrıca hastalık geçiren kişilerde nefes darlığı, solunum sıkıntısı şikayetleri uzun süre devam etmektedir.
T.K: Dezenfektan ve kolonya virüsü öldürüyor mu? Korunmada etkinliği nedir?
E.M: Kolonya ve dezenfektanlar virüsü öldürür ancak kolonya ve dezenfektanların gereksiz ve fazla kullanımı ellerde cilt hasarına neden olarak alerjiye ve florayı bozarak cilt enfeksiyonuna neden olabilir, bu nedenle ulaşılabilir olduğu sürece öncelikle su ve sabunla temizlik yapılmalı, eller en az yarım dakikaya yakın yıkanmalıdır.
T.K: Kullanılan maskeler sağlıklı bireyleri ne kadar koruyor? El yıkama ve maske kullanımına ne kadar süre devam etmeliyiz?
E.M: Eğer hasta bireyler maske kullanmazsa sağlıklı bireylerin maske kullanımı çok koruyucu değildir, yüzde 10-20 arasında denilebilir ancak hem hasta hem sağlıklı bireyler maske kullanırsa bu koruyuculuk yüzde 80-90’lara çıkabilir. Virüsün bir süre de olsa toplumda yaygın hale geldiği bir süreçte kim virüs taşıyor kim taşımıyor belli olmayabileceğinden herkes kalabalık ortamlarda, riskli ortamlarda mutlaka maske takmalıdır. Maske kullanımına vaka sayıları onlarla ifade edilene kadar devam edilmelidir, el yıkama ömür boyu devam etmelidir.
T.K: COVID-19 vakaları Türkiye’de azalıyor mu? Tamamen bitmesi tahminen ne kadar sürer? Bundan sonrası için önerileriniz nedir?
E.M: Türkiye’de ve özellikle Avrupa kıtasında COVID-19 vakaları azalıyor. Ülkemizde vaka sayıları 1000’in altında seyrediyor ancak 3 ay önce henüz onlarla ifade edilen vaka sayıları varken bir anda nasıl binlerce sayıya ulaşmışsa bundan sonraki süreçte kurallara uyulmaz ve virüs önemsenmezse tekrar on binlerce vaka sayılarına ulaşma riski vardır. Virüsün tamamen yok olması çok zordur ve 2 yıldan uzun süre alabilir; çünkü sadece ülke içinde önlem almak virüsten korunmak için yeterli değildir, nasıl Çin’de ortaya çıkan virüs birkaç ay içinde bütün dünyaya yayılmışsa ve eğer global bir önlem alınmazsa yine virüs yayılmaya devam edecektir. Birçok ülkede vakalar azalırken Brezilya, Meksika gibi ülkelerde vaka sayısı artmaktadır. Hiçbir ülke maalesef sınırlarını tamamen kapatma şansına sahip değildir. Bu nedenle bundan sonraki yeni normal sürecinde hijyen kurallarına ve sosyal mesafe kurallarına maksimum riayet edilmeli ve enfekte vakaların erken tespit ve izolasyonuna önem verilmeye devam edilmelidir.
“Göğüs Hastalıkları ve Alerji” alanında Türkiye'nin sayılı uzmanlarından olan saygıdeğer hocamız Doç. Dr. Emin Maden’e değerli bilgi ve tecrübelerini paylaştığı için çok teşekkür ederim. Bir sonraki yazımıza kadar hepinize sağlıklı mutlu günler diliyorum.
Dr. Özlem Tuğçe Kalaycı
dr.tugce_kalayci