Yaşamımın görünür kısımlarında politikaya hiç yer vermedim. Bu nedenle kimseyi politik görüşü nedeniyle eleştirmedim, çatışmadım.
Oysa ki, elbette dünya görüşüm ekseninde bir politik düşüncem, tercihim var.
Ama politikanın yaşamın kalitesine etki eden bir araç olarak görmek; sözümle, kavgamla değil, oyumla tepkimi ortaya koymayı öğretti bana.
Bugünlerde hala “31 Mar” sürecinin karmaşasını yaşıyoruz.
Seçim öncesi toplumda oluşan kutuplaşmalar, sataşmalar, kavgalar hala devam ediyor ve bundan hepimiz yıldık.
Çığırından çıkmış bir süreci yaşıyoruz, öyle ki; politik mücadelenin çeperi artık politikacı eşlerine geldi dayandı.
İstanbul’u yönetmeye talip iki adayın eşlerinin dış görüntülerini sosyal medyada paylaşarak politik kavga verdiğini zannedenlerin, iki eş üzerinden uygarlık/laiklik/gericilik belirlemesi yapanların aslında ne denli zavallı ve insanlıktan nasipsiz olduklarını hepimiz görüyoruz.
Semiha Yıldırım üzerinden politik mücadele yapanlar!
Seçimler kazanılır, kaybedilir.
Ama bilin ki, her durumda kaybeden sizler oldunuz.