ATEŞ İLE GELEN SERİNLİK

İnsanın en mutlu ve huzurlu olduğu hali kendi olduğu zamandır.  Doğduğu andan itibaren annesi, babası ve çevre tarafından değişime maruz kalan insan kendi kendini zamanla unutur.

Kendini unutan insanda sıkıntılar baş gösterir kendini yeniden bulmak için.
Bu hatırlatmaları yapanlar en çok eş ve yakın çevrelerdir.

Karşı karşıya kaldığımız dertler bizim birer hayat derslerimizdir. Gösterdiğimiz sabır ve dirayetli duruşumuz yaradanın hoşnutluğunu kazandırır ve bize böylece rahmet kapıları açılır.

Sıkıntı dediğimiz ruhsal öğretiler aslında faydamız için bizlere sunulmuş hayat dersleridir. Kaçtığımız her bir ders bizi bırakmaz yine bir yerlerde bizi başka figüranlar tarafından verilir. En akıllıca olanı dersini zamanında verip bir üst boyutta kendini bulmaktır. 

Ruhsal acılar sonucu insan içindeki gerçek özünü bulur. Sıkıntıları onun birer cilası olur.Bir ayeti kerimede;


İnsanlar, “Biz Allah’a ve âhiret gününe inanıyoruz!” demekle, hiç imtihân edilmeden bırakılacaklarını ve kolayca cennete ulaşacaklarını mı sanıyorlar? Oysa ne kadar da yanılıyorlar!   Ankebût Suresi 2. Ayet.
Hem cenneti arzu etmek hemde sıkıntıdan şikayet etmek gerçek kulun gösterdiği tavır ve davranışlar değildir.


İnsan dertlerini aştıkça gerçek huzuru yakalar. Hiçbirşeyin ebedi olmadığının farkında olursa daha kolay üstesinden gelebilir.  Hem bu dünyada hemde ahiretini cennete çevirebilir.  Ama sadece sukut ve teslimiyet ile yaradanın gönlünü hoş tutabilir.  Şikayet ona yapılan en büyük saygısızlıkdır.

Ruhsal olgunluğa erişen kişi artık dert gibi gördüğü şeylerin aslında dert olmadığı farkeder çünkü bakış açısı genişlemiş ve olgunluğa erişmiştir. Hayvani boyuttan insani boyuta geçtiği için tavır ve davranışlarda daha akıllıca ve olgundur.

Bizler dünya sahnesinde verilen rollerimizi hakkınca yerine getirdiğimiz ölçüde kendimizi daha kolay bulabilir huzuru yakalayabiliriz.  Dertlerin  bizi adam etme gibi faydası vardır. O yüzden sabır ve sükutu giymekle bizler aslında kendimize en büyük iyiliği yapmış oluruz.

Hayırlı haftalar sevgili okurlar...

Aslı Soylu