BALIKESİR'DE BİLSEM MÜDÜRÜ TURGUT KIVANÇ ARKADAŞINA HEDİYE MAKAM

Müdür Turgut Kıvanç'ın torpilli arkadaşı kim? 

Tuncay Evliyaoğlu halen Bilsem'de müdür yardımcısı hemde kadrolu...( Torpille bak)

Müdür Bey ile aramızdaki konuşma aynen şu şekilde: “Boşuna dilekçe vermeyin, sizin müdür yardımcısı olmanızı istemiyorum… Üniversiteye gidin (üstü kapalı kovuluyorum). Dilekçe verseniz bile, dilekçenizi işleme koyup Vali Bey’e göndermeyeceğim”…  Dönemin sayın Vali Bey’in ( Hasan Şıldak) insiyatif yetkisine de müdür bey karar veriyor…

Bir deyim vardır; bu pilav daha çok su kaldırır diye…

Yani insanın tahammül sınırlarını zorlayan bir olay üzerine söylenmiş olduğunu düşünüyorum bu deyimin…

Evet yapılanlar insanın gerçekten tahammül sınırlarını zorluyor…

Çünkü insan bazı şeyleri görüp yaşadığı zaman büyük bir hayal kırıklığına uğruyor, büyük bir hayret içine düşüyor…

Sorumuzun cevabına gelecek olursak…

Bir makam sözü değil, tam üç makam sözü verebilecek yetkiye sahip bazı okul müdürleri…

 SİSTEM SÖYLE İŞLİYOR

 Daha doğrusu sistemsizlik söyle işliyor:

Çalıştığım kurumdan örnek verecek olursam,

Üç tane müdür yardımcısı mevcudu var:

1-Birinci müdür yardımcısını müdür kendi seçti, “Senin müdür yardımcısı olmanı istiyorum” dedi, “Ver dilekçe, hemen müdür yardımcısı ol” dedi, verdi dilekçe, anında oldu müdür yardımcısı…

Daha sonra EKYS sınavına girdi, kazandı, anında ataması yapıldı, yani tıkır tıkır işledi deyim yerindeyse her şey…

2- İkinci müdür yardımcısı 3-5 yıllık öğretmen, “Sessiz sedasız gir EKYS sınavına, kazan, başvuru yap, seni hemen müdür yardımcısı yapalım” denmiş olacak ki,

O öğretmen arkadaş girmiş sınava, kazanmış, sessiz sedasız müdür yardımcısı hemen oluverdi…

3- Üçüncü müdür yardımcısı köy okulundan arkadaşı imiş.

Bilsem dışından, yani Bilsem’de ders verme yeterliliğine sahip değil, Bilsem’de derse girme yetkisi yok, kısacası Bilsem öğretmeni değil…

Sadece müdür yardımcısı görevinde…

Zümredaşı olan öğretmenlere “Taze kan iyidir. Görevlendirme zümre arkadaşınız bir öğretmen geldi. Sizin derslerinizden bazılarını alıp yeni müdür yardımcımıza vereceğiz o dersleri de” denmedi…

Müdür bey köy okulundan öğretmen arkadaşına söz vermiş, sessiz sedasız, aniden, ışık hızı, tepeden inme, anında müdür yardımcısı olarak okula geldi, yönetici oldu…

Çalıştığım okulda müdür yardımcısı seçimi bu şekilde yapılıyor…

Deyim yerindeyse, manavdan elma seçer gibi müdür beyler müdür yardımcısı olacak kişileri böyle seçiyor…

Kimse ses dahi çıkarmıyor…

Çünkü kimsenin umurunda olmuyor…

Diyelim ki, herhangi bir okul müdürü sosyal medyadan yazışmalar yaparken ayni il içinde bir öğretmen ile tanıştı ve dedi ki “Ben okul müdürüyüm, bizim okulda müdür yardımcısı makamı boş, al sana hediye ediyorum”…

Eder mi, evet çok rahatlıkla eder, bu duruma göre…

Engel var mı? Engel hiç yok 

Soran, arayan var mı? O da yok.

Umurunda olan var mı? O da yok.

Ses çıkarabilecek öğretmen var mı?

Asla olmaz. Korkutma, sindirme, mobbing uygulamaları hali hazırda kenarda bekliyor…

Anında ek dersleri gider, ses çıkaran öğretmen olursa.

Mümkün mü ses çıkarması? Mümkün değil.

MAKAMLAR MÜDÜR BEYLERİN KEYFE KEDER UYGULAMALARINA BIRAKILMIŞ

Şimdi size başımdan geçen, bizzat yaşamış olduğum bir olayı anlatmak istiyorum. O zaman Sayın MEB de dahil, tüm herkes rahatlıkla anlayabilecek…

10 yılı Bilsem’de olmak üzere, 20 yıllık bir öğretmenim.

Alanımda doktora yapmışım.

EKYS sınavını ve mülakatları kazanmışım.

Çalıştığım kurumdan, Bilsem’den aynı dönemde iki tane müdür yardımcısı gitmiş…

Süreç içerisinde münhal listede kurumun adı geçmediğinden (yasal hakkım olan) dilekçe vermişim, dört adet, “Şartları taşıyorum, müdür yardımcısı olmak istiyorum” diye…

Müdür Bey ile aramızdaki konuşma aynen şu şekilde:

“Boşuna dilekçe vermeyin, sizin müdür yardımcısı olmanızı istemiyorum…

Üniversiteye gidin (üstü kapalı kovuluyorum).

Dilekçe verseniz bile, dilekçenizi işleme koyup Vali Bey’e göndermeyeceğim”…

Sayın Vali Bey’in insiyatif yetkisine de müdür bey karar veriyor…

Liyakat, tecrübe ve mesleki deneyim sahibi bir öğretmen olabilirsiniz…

EKYS sınavını kazanmış olabilirsiniz…

Mülakatları geçmiş olabilirsiniz…

Fakat;

“Milli Eğitim Bakanlığı müdür yardımcısı seçimini tamamen bize bırakmış, biz kimi istersek onu seçeriz”…

Sen yetersizsin, öyle sınav falanla olmaz bu işler, geç bu işleri…

 Liyakat falan Bakanlık bakmıyor…

Ben de köy okulundan arkadaşıma söz verdim, Bilsem dışından, Bilsem’de ders verme yetkisi yok ama ben öyle uygun gördüm, onu müdür yardımcısı yapacağım…

Tabi ki söz verdiği gibi yaptı, sözünü tuttu, arkadaşına…

Milli Eğitim Bakanlığı bize burada, bu konuda hiç karışmıyor, tamamen keyfe keder…

Yani devletin üç tane makamı, müdür beyin tamamen keyfe kederine bırakılmış, vah!

Kime isterse ona makam veriyor…

Kimi istiyor onu engelliyor…

Yetkiye bak, Kanuni Sultan Süleyman yetkisi gibi…

Şimdi sorumu bir daha sorayım:

Bir okul müdürü, sosyal medyadan tanıştığı birine, makam hediye edebilir mi?

SAYIN MEB;

Liyakate dayalı EKYS sınav sistemi kurmazsanız,

Böyle işlerin olması, an meselesi…

Belki de olmuştur bile…

O zaman, ortaya çıkması an meselesi…

O yüzden liyakat baz alınmalı…