ERDOĞAN’IN ERBAKAN İLE İLİŞKİLERİ VE ÇELİŞKİLERİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merhum Erbakan Hocamızın 13.ncü vefat yıldönümünde şu mesajı yayınladı:

“Hayatını ülkesine ve milletine adayan; ilim, devlet ve siyaset adamı, Eski Başbakanımız Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı ahirete irtihalinin yıl dönümünde rahmetle yâd ediyorum. Rabbim mekânını cennet, makamını âli eylesin.”

Sayın Erdoğan’ı siyasi hayata başlangıcından beri en yakın tanıyanlardan ve beraber olanlardan birisiyiz. Kendisinin Erbakan Hocamız hakkında söylem ve eylemlerinden bir demet derlemek istiyoruz:

MSP’li yılların başlarında meşhur Sivas mitingine katılanlara amigoluk yapıyordu. Sloganlar şöyle idi:

“Vur de vuralım, öl de ölelim!” ve “İşte ordu işte komutan!”

1978 MSP kongresinde Hocamıza muhalefet eden Korkut Özal lehine çalışma yapmış ve desteklemişti.

1985 yılından itibaren 10 yıl sürecek olan RP İstanbul İl Başkanlığı sırasında, her konuşmasında Erbakan Hocamıza methiyeler düzerdi. Kendisine şaka yollu da olsa “Geleceğin Milli Görüş Genel Başkanı siz olmalısınız” takılmalarına şiddetle tepki gösterip; “Haşa, ben Erbakan Hocamızın kara tırnağı bile olamam” cevabını verirdi. Ya da bize o cümlesini işittirirdi.

1997 yılı 28 Şubat olayından hemen günler sonra, Erbakan Hocamızı “dik duramamakla itham edip” eleştirmeye başladı.

Okuduğu şiirden dolayı hakkında dava açılınca Erbakan Hocamızı kendisine sahip çıkmamakla itham edip, onu İstanbul Belediye binasına sokup sokmamak seçeneklerini yandaşları ile müzakereye açtı.

Hapisten tahliye edildiğinde de “artık Erbakan ile asla beraber yürümeyeceğini” ilan etti.

Erbakan’ın “ümmetin liderlik makamını işgal edip bir arpa boyu yol alamamakla itham ederek “beni 30 yıl aldattı” diye konuştu.

Erbakan Hocamızın bizzat kendisini Fatih’te bir eve çağırarak, ayrılık fikrinden vazgeçmesi için yaptığı nasihatleri geri çevirdi.

Yine Erbakan Hocamızın gönderdiği “bu ayrılıkçı tutumundan vazgeçmesini, fitneye sebep olmamasını, hayra hizmet diyorum zannederek şerre hizmet etme ve iki cihanda kendini mahvetme tehlikesi ile karşı karşıya gelebileceğini, şeri delilleri ile hatırlatan dahili ve İslam dünyasından seçme ilim adamı ve heyetlerden oluşan nasihatçılara hep olumsuz cevaplar vererek başından savmıştı.  

AKP kurulup ilk seçimlere girerken, “Erbakan Hocamızın emri ile bu partiyi kurduk” iftirasını ortaya atan ve Milli Görüşçülerin kafasını bulandıran ekip onun talimatıyla bunu yapmıştı.

Başbakanlık görevini aldığı günlerde cunta liderleri dahil, eski cumhurbaşkanları, başbakanlar ve üst düzey yetkililerle “tecrübelerinden faydalanmak” amacıyla görüşmeler yaptığı halde, Eski Lideri ve Eski Başbakan olan Erbakan Hocamızla görüşmeye tenezzül etmedi.

ABD’de yaptığı görüşmelerle BOP Eşbaşkanlığı görevini aldıktan sonra, cenazesine kadar yaklaşık 10 yıl, Erbakan Hocamız ile asla görüşmedi. Aynı karede fotoğrafları dahi yok. Sadece Merhume Nermin Hanımefendi’nin vefatında 15 dakikalık taziye ziyareti gerçekleştirdi. Orada da sadece cenaze konuşuldu. Hocamızın vefatından önce hastanede kaldığı, durumunun gittikçe ağırlaştığı günlerde de, sağlık durumunu yakından takip etmesine rağmen  ziyaretine gelmedi.

Erbakan Hocamıza haksız olarak açılan davalar sonunda, apar topar hapse attırmak için evini polislere kuşattırdığı da yeni açıklandı.

Vefatından sonra, Sayın Erdoğan’ın her vesile ile Erbakan’ın ne kadar değerli bir lider olduğunu, konuşmaya başladığına şahit olduk.

Her seçimden önce Erbakan Hocamızın mezarını ziyaret ettiğini biliyoruz.

Ve en baştaki taziye mesajında “Başbakanımız” ve “Rahmetle yadediyoruz” kelimeleri ona verdiği değeri ortaya koyuyor gibi gözükmektedir.

Birbiriyle çelişkili bu durumları bir arkadaşımla konuşuyorduk. Dedi ki:

“Demek ki o makamlara gelip gerçekle yüzleşince Erbakan Hocamızın değerini anlamış. Ondan dolayı onu metheder duruma gelmiş”

Dedik ki:

Bu durumda da çelişki var. Erbakan Hocamızın çözümleri olan İslam Birliği konusunda hiçbir adım atmayışı, “ticaret kılıfı ile her gün 8 gemi dolusu savaş için stratejik kıymeti olan malzemelerle İsrail’in lojistiğini yaptırması, Kudüs’ü ikiye bölme gayretleri ve daha bir sürü adımları hala Hocamızı hiç anlamadığı manasına gelir.

Sayın Erdoğan’ın Merhum Erbakan Hocamızla ilgili bu kadar çelişki dolu yol haritasını anlayabilmiş değiliz.

Ya da anlıyoruz ama ifade etmekte zorluklarımız var.

DİK DURMAK

Liderimiz idi, yüzü nur, alnı ak, başı dik;

Biz dik durmayı, Erbakan’dan öğrendik!..

Ekrem Şama 

...