Gerçek gündem” ile ilgilenmeyen toplumlar kötü idareciler için biçilmiş kaftandır. Bu yüzden bilinçli bir şekilde futbol, diziler, magazin gibi ses getiren gündelik olaylar abartılarak bir uyuşma ve uyuşturma aracı olarak kullanılır.

Bu sadece ülkemizde değil, neredeyse bütün ülkelerde böyle…

Cuma akşamı oynanan Galatasaray- Fenerbahçe futbol karşılaşmasının bir anda ülke gündeminin bir numaralı maddesi haline gelmesinde de aynı etken yatmakta.

Karşılaşma öncesi Üniversite öğrencisi Koray Şener'in kalp krizi geçirerek vefat etmesi, karşılaşma sonrası yaşanan olaylar, günlerdir gereğinden fazla konuşulmakta ve tartışılmakta.

Ekonomik ve siyasi olarak bu kadar sıkıntılı günlerden geçerken, insanımızın gündemi nasıl oluyor da böyle değiştiriliyor?

Futbolda yaşanan haksızlıkların ve kasıtlı pompalanan düşmanlığın idareciler tarafından düzeltilme ihtimali yok elbette…

Çünkü bu tarz olaylar toplumu “gerçek gündem”den kopartmak için iyi bir taktik olması yanında, sadece eğlence olması gereken aktivitelerin, bir anda hayatımızın tek amacı haline gelmesi ve bunlarla oyalanmamız bizi asli görevlerimizden, iyi birer vatandaş olma şuurumuzdan uzaklaştırıyor.

Yoksulluk, yolsuzluk, hızla uçuruma giden ekonomi, istikrarsız dış politika, yozlaşmış adalet gibi daha birçok sorun yerine, bir kaç saatlik eğlenceden ibaret olan konuları tartışıyorsak, ülkeyi bu hale getirenlerin ekmeğine yağ sürüyoruz demektir.

İlim meclislerinde, gençliğin sıkıntılarını tartışalım, çöken hukuk sitemini tartışalım, artık dayanılmaz hale gelen ekonomik sıkıntıları konuşalım.

Kapitalizmin kölesi haline getirildiğimiz tüketim ekonomisinden, üretim ekonomisine, İsrail'in sağlıksız hibrit tohumlarından Anadolu'nun tohumlarına nasıl geçeriz? Bunu dert edinelim.

20 yıl önce hayvan ihraç ederken, bugün kurbanlıklarımızı bile Avustralya'dan ithal edecek hale gelen ve yok edilen hayvancılığı nasıl düzeltiriz? Bunu düşünelim.

“Tahıl ambarı” iken “saman ithal eder” hale gelen tarımı nasıl ayağa kaldıracağız? Buna fikir üretelim.

Türkiye her görüşten insanın ortak paydasıdır. Hepimizin olan bu cennet vatanı nasıl daha yaşanabilir bir ülke haline getirebiliriz? Bunun üzerinde çalışalım.

Halk ne zaman enerjisini ülkenin “gerçek gündemine” harcamaya başlar, işte o zaman daha güçlü, daha müreffeh ve geleceğe umutla bakan bir ülke oluruz.

Unutmayalım çaresiz değilsiniz…!

Aslında ÇARE SİZSİNİZ…!

Hasan ARSLAN