Haniye Suikastı, Hedefteki İran ve İslam Birliği 

Hep söyleriz, İsrail ve ABD'nin İslam coğrafyasında sürdürdüğü işgal ve katliamları yapabiliyor olmasının ana sebebi, Müslüman ülkelerin dağınıklığı, işbirlikçi ve kukla yöneticiler tarafından yönetilmesidir.

Bunun farkında olan Erbakan Hoca mezhep ve rejimlerine bakmadan siyasi ve ekonomik iş birliği için hem muhalefette iken ve hem de iktidar ortağı olduğu dönemlerde İslam ülkeleriyle ilişkilere büyük önem vermiş, 1996-97 arası 11 aylık iktidar döneminde İslam Birliğinin temelini oluşturan D-8'i kurmuştu. Hatta ABD, itiraz ettiği halde ilk ziyaretini İran'a yapmıştı.

ABD ve İsrail, işgal ve sömürü düzenlerini devam ettirmek, İsrail'in güvenliği ve arz-ı mevut hedefini gerçekleştirebilmesi için bölge ülkelerinin diyalog kurmaması ve bir araya gelmemesi gerekir. Bunun için de Mezhep ve ırk gibi farklılıkları gündemde tutmak, terör, iç çatışmalar, işgal ve birbirleriyle savaştırma… ne gerekiyorsa yapıyorlar.  

ABD her ne kadar demokrasiden bahsetse de onun için esas olan ülkeyi yöneten kişinin kendilerinin kuklası ve işbirlikçisi olmasıdır. O ülkedeki rejimin isminin hiçbir önemi yoktur. Kral, sultan, darbeci, faşist...

Bu geniş çerçeveden bakarak, İsmail Haniye suikastının düşündürdükleri…

İsrail ve ABD'nin Planı

İsrail, İran’ı da savaşa çekerek, Bölgede savaşın devamını ve yayılmasını, Gazze'deki başarısızlık ve mağlubiyetini bu alçak suikastle kapatmayı, Hamas'a en büyük desteği veren İran ile Hamas arasını bozmayı, Dünya Müslümanlarıyla İran'ın arasını açmayı, İran'ı yalnızlaştırmayı ve İslam ülkeleri arasında muhtemel bir birlikteliği engellemeyi istemiştir.

Dikkat ederseniz Türkiye’deki İran aleyhinde ve  ABD/İsrail ağzıyla konuşan ve Şiilik üzerinden  İran'a saldıran başını cübbelinin çektiği malum lobi, suikast sonrası hemen devreye girip nasıl da İran aleyhinde konuşmaya başladılar!

İran yıllardır ambargolar altında, finans, yedek parça, hammadde v.s birçok alanda ülkesinin ihtiyaçlarını temin edemediği halde, ABD ve İsrail’e karşı mücadele eden Hamas, Hizbullah ve Yemen'deki hareketleri her türlü destekliyor ama bu lobinin gündeminde ABD ve İsrail yok, Şiilik var ve her fırsatta İran'ı suçlar ve saldırır!

İsrail, İran'ın yöneticilerine, üst düzey komutanlarına, bilim adamlarına, büyükelçiliklerine... suikast ve saldırılar yapar, ama bu lobi saldırgan İsrail, ABD ve işbirlikçilerini bırakır, hep İran’ın Şiiliğini gündem yapar, İran'ı suçlar ve saldırır,

İran'da ABD üsleri yok, ABD ile işbirliği yok, ticareti yok, ama bu lobi, ABD ve İsrail’le açık işbirliği içinde olan ülkeleri bırakır, İran'ın ABD ile gizli işbirliği yaptığını iddia eder, hep İran'a saldırır!

ABD ve İsrail, Azerbaycan, Türkiye, Ürdün, Irak, Suriye, Kuveyt, Katar, BAE, Suudi Arabistan, Umman gibi birçok ülkeyi kurduğu üslerle işgal etmiş, neredeyse bazı ülkeler ABD’nin bölgedeki eyaletleri haline gelmiş ve İran’ı da dört bir yanından kuşatmış ama bu lobi, ABD’nin açık işbirlikçisi olan bu ülkelere, bir çift laf etmez, İran'ı “ABD ile gizli işbirlikçi” diye suçlar ve saldırır,

ABD ve İsrail’e istihbarat sağlayan, İncirlik ve Kürecik'e, Ürdün, Suudi Arabistan ve diğer körfez ülkelerinin İsrail savunmasına verdikleri desteğe rağmen İran, İsrail’e imkanları dahilinde füzeler gönderir, ama bu lobi, Şii İran'ın füzelerini, “salatalık ve patlıcan” fotoğraflarıyla alaya alır fakat Sünni ülkelere “ İsrail’e neden bir iki füze göndermediğini sormaz/sordurmaz!

Bu soruları artırmak mümkün. Ama hepimiz, İsrail ve ABD'nin Hamas'tan sonra en büyük düşman ve hedefinin İran ve Lübnan Hizbullahı olduğunu çok iyi biliyoruz. Ki 7 Ekimden sonra İsrail, Lübnan Hizbullah'ın ikinci adamına suikast yapmış ve bugüne kadar yaptığı saldırılarla 315 askerini öldürmüştür.

İran açısından

İran'ın istihbarat zaafı ve açığı olduğu ortadadır. Mossad’ın İran Devrim Muhafızları Ordusu, İstihbaratı içinde ve sahada çalışan çok sayıda ajanları var ki daha önceki suikastlar ve Heniyye suikastı gerçekleşmiştir. Bu sıkıntı Hizbullah için de geçerli. Öyle ki, Nasrallah'ın koruma ekibinin başı ve Hizbullah'ın yurtdışı operasyonlarının komutanı Muhammed Şorba da 8 yıllık Mossad ajanı çıkmış! 

Elbette her ülkede hain ve işbirlikçi ajanlar vardır ama İran’da bunların çok fazla olduğu görülmektedir. İran’ın ne yapıp yapıp bunu çözmesi lazım.  

Evet ABD ve İsrail’in temel hedefi, Sünni ve Şii mezhep tartışmasıyla İran’ı yalnızlaştırmak, İslam ülkeleri arasında güçlü olan, Türkiye,  İran ve Mısır gibi ülkelerin bir araya gelmesini engellemek, sömürü, işgal ve savaş politikalarını devam ettirmek ister. Hepimizin dikkat çekmesi gereken konu mezhep meselesi değil, ABD ve İsrail'in bu planlarının farkında olmak ve oyuna gelmemektir. 

Bu oyunun farkında olan Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN Hocamız "Şimdi bizim aramızdaki ihtilafları konuşma zamanı değildir. Ortak yanlarımızda birleşip Siyonizm'in Dünya'da kurduğu sömürü düzenini ve ele geçirdiği maddi gücü onlardan almanın vaktidir." deyip D-8'i kurmuştur. Çünkü İslam ülkeleri bir araya gelmeden, ABD ve İsrail’in bu katliam ve İşgal politikasını durdurmaları mümkün değildir. 

İslam ülkeleri, birbirleriyle uğraşmak ve savaşmak değil, Avrupa Birliği ülkeleri gibi bir araya gelip sınırları kaldırmaya ve işbirliklerini artırmaya mecburdurlar. Yoksa sarı öküz misali bir bir yem olmaya mahkumdurlar.

Biz bu düşünce ve endişe ile tüm Müslüman ülkelerin birliğini isterken ve mezhepleri gündeme getirmeyin yapmayın, etmeyin ABD ve İsrail'e karşı birlik olalım” diye çırpınırken, şarlatan birkaç hoca ve lobileri bizi  İrancılıkla suçluyor. Tamam biz bu anlamda yani İslam Birliğini oluşturmak için İran’cı olalım, peki ya siz ey ümmetin arasına fitne koyan şarlatan hoca ve troller siz neden Amerikancı ve İsrailcisiniz? Mutlak kötülük İsrail ve ABD varken siz neden, Şii ve Sünni diye Müslümanlar arasına fitne sokuyorsunuz.

Evet ABD, İsrail, bu şarlatan hoca kılıklı kişiler ve lobileri istemese de, biz İslam Aleminin vahdet, birlik ve beraberliği için çabalarımıza devam edeceğiz inşallah.

Not: Biz İran hatasızdır demiyoruz. Ve İran'ın İsrail ve ABD politikasını İran’ın kendi içindeki Kürtlere, Suriye Kürtlerine ve Suriye  politikasından bağımsız ayrıca değerlendirmek gerekir. 

Vesselam