Niçin Yaratildik 2 / Kelime-i Tevhid Egitimi Ve Tevhid-i İman
بِسْمِ اللَّـهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla!
Gerçekten Hamd Allah'a mahsustur. O'na hammdederiz O'ndan yardım dileriz. Mağfireti O'ndan ister, doğru yola iletilmemizi O'ndan bekleriz. Nefislerimizin kötülüklerden ve amellerimizin fenaliklardan Allah'a sığınırız.
Yani Allah (Celle Celaluhü),bu yoldan ve risâletten yan çizenlere ise zillet ve şekavet vermiştir. Bu şeriat terk edenlerin hor ve hakir olacaklarını bildirmiştir. Sıratı müstekimi(dosdoğru yolu) terk eden bu kimselere de Şeytanın evliyası, yandaşları ve askeri adını vermiştir.
Bu ebedî risâletin ve mesajın adi ve esası Tevhid kelimesidir. "Lailahe illallah Muhammedun Rasûlallah " Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur-hâkimiyet kayıtsız şartsız Allah’ındir . Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem 'den O'nun Elçisi, bu hakimiyetin yer yüzündeki yeğâne temsilcisidir. "
Bu büyük kelime için, " mizanlar kuruldu, divanlar konuldu.Cennet ve cehennem pazarı kuruldu.Bu sayede yaratılanlar mu'minler ve kâfirler diye ikiye ayrıldı., iyiler ve kötüler olarak ikiye taksim olundu.Din sırf bunun için tesis olundu.Sirf bu amaçla cihad etmek için kılıçlar çekildi, silahlara sarılındı.Çünkü bu, Allah’ın tüm kulları üzerinde hakkıdır. "
"Bu kelimenin aslı ve hakikatine gelince:Rasûlallah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in getirmiş olduğu gerçeği kesin bilmektir, inanarak doğrulamaktır, dil ile söyleyip ifade etmektir. O'na sevgi besleyerek boyun etmektir.
İç alemde ve dışta yani batında zahirde onunla amel etmektir. O'nun hükümlerini yerine getirip infaz etmektir. İmkân nispetinde ona davette bulunmaktadır. O'na karşı bu kelimenin kemali Allah için sevgi ve Allah için buğuzdur.Allâh için vermek ve Allah için engellemektir. Ma'budunu bir tek Allah olarak tanımak ve O'ndan başka hiçbir ilah kabul etmemektir.
Bunun yolu ise: Her yönüyle Rasûlallah'a içtenlikle bağlı bulunmak ve ona tabi olmak gözlerini Rasûlallah'a yönelmek ile mümkündür. ( ibni kayyim el -Cevziyye )
İşte bu büyük ve önemli kelime, insanların his duygularından tüm kavramıyla ve iktizasiyla neredeyse değerini yitirmiş bulunmaktadır. Ancak Allah'ın kendilerine rahmetiyle muamelede bulunduğu kimseler müstesna. İşte bu mefhumlardan ya da kavramlardan birisi hatta en önemlisi "Velâ ve Berâ" konusudur. Velâ ve Berâ ,İslam inancının fiilen uygulamasıyla mümkündür, bu yüzden de bu konu muslumanin inancında akidesinin büyüklüğü kadar bir değer tasimakt.
Zira yeryüzünde Tevhid kelimesinin gerçekleşmesi ancak Velâ ve Berâ konusunun gerçekleşmesinde mümkündür. Müslüman bu sayede kimi,idarecisi kabul edecek ve kimi de düşmanı tanıyacak, öğrenebilir .
Kimi insanlar ise, bu büyük ve önemli akidevi konuyu cuz-i derecedeki yada ikinci derecedeki şeyler gibi anlatmaktadır. Halbuki durum tam bunun aksidir. Çünkü bu bir iman ,küfür meselesidir ve yüce Allah bu konuda şöyle buyuruyor :
بسم الله الرحمن الرحيم
"يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُٓوا اٰبَٓاءَكُمْ وَاِخْوَانَكُمْ اَوْلِيَٓاءَ اِنِ اسْتَحَبُّوا الْكُفْرَ عَلَى الْا۪يمَانِۜ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
قُلْ اِنْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬كُمْ وَاَبْنَٓاؤُ۬كُمْ وَاِخْوَانُكُمْ وَاَزْوَاجُكُمْ وَعَش۪يرَتُكُمْ وَاَمْوَالٌۨ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَٓا اَحَبَّ اِلَيْكُمْ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَجِهَادٍ ف۪ي سَب۪يلِه۪ فَتَرَبَّصُوا
حَتّٰى يَأْتِيَ اللّٰهُ بِاَمْرِه۪ۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ۟
"Ey iman edenler!Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi ( bile ) veliler (idareciler) edinmeyin.Kim onları veli ( idareci) edinirse ,işte onlar zalimlerin ta kendileridirler."
De ki : babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz ,hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesade uğramasından koruduğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler siz Allah'tan, Rasulünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirince kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidâyete erdirmez (Tevbe Sûresi Ayet:23/24)
Rabbım bir diğer âyette şöyle buyurmaktadır:
بسم الله الرحمن الرحيم
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارٰٓى اَوْلِيَٓاءَۢ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۜ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاِنَّهُ مِنْهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ
"Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirlerinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar).İçinizden onları dost tutarlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğuna yol göstermez. (Maide Sûresi:5/51)