Depremin ve ekonomik yıkımın acı gerçekleri ile yüzyüzeyiz.

Binalarımızı, gökdelenlerimizi sağlam zeminlere yapmamışız, tıpkı ekonomiyi sağlam temellere  oturtamadığımız gibi.

İnşaat malzemelerinden çalmışız, tıpkı ekonomideki hırsızlıklar gibi.

Gökdelenlerimiz küçük bir sarsıntıda, hatta sarsıntı bile olmadan kağıt kartonlar gibi gözümüzün önünde dürülüp bükülüyor, tıpkı ekonomimizin paldır küldür yıkıldığı gibi.

Binalarımızın çöküşünü çaresizce izliyoruz, tıpkı ekonomimizin çöküşünü izlediğimiz gibi.

Çöken binaların enkazı altından insanlarımızı arayıp kurtarmaya çalışıyoruz, lakin çöken ekonomimizin altında kalan orta ve fakir tabakayı kurtarmaya gelen yok.

Çöken binaların altından mucize eseri sağ kalan canları kurtardığımızda sevince boğuluyoruz, lakin çöken ekonomi altında hala nefes almaya çalışan ₺'yi hiç umursamıyoruz.

Çöken binaların malzeme hırsızlarını ve sorumlularını hesaba çekmek gündemimizde, lakin çöken ekonomimizin hırsız ve sorumlularını hiç gündem maddesi yapmıyoruz.

ACINACAK HALDEYİZ!